Perşembe , 21 Kasım 2024
Son Dakika Haberler
TÜRKİYE’YE MUHALİF ANLAYIŞIN ÜRÜNÜ: CHP

TÜRKİYE’YE MUHALİF ANLAYIŞIN ÜRÜNÜ: CHP

     Türkiye’nin yol haritasını belirleyen bir referandumu geride bıraktık. Milletimiz bu yol haritası ile ilerleme yetkisini yetkili mercilere verdi. Demokrasi de bu değil miydi? Ülkenin geleceği ile ilgili bir karar alınırken millete gitmek değil miydi? Evet demokrasi buydu. Ancak bunu içine sindiremeyen, bu ülkenin muhalefet partisi fakat ülkesine her arenada muhalif bir parti vardı. Evet, doğru tahmin ettiniz, CHP. (Parti isimlerini kısaltma taraftarı değilim ancak izlediği söylem ve politikalar bakımından elim bu şekilde yazmaya itiyor beni.)

     1923’den 1950”ye kadar tam 27 yıl demokrasi adı altında tahakküm demokrasisinin örneğini teşkil eden bir CHP vardı. 27 sene millete gitmeden, danışmadan milletvekili seçimi oluyordu. Bu seçim, seçim değildi aslında. Ankara’nın belirlediği milletvekili adaylarını onaylamak için milletin önüne getiriliyor, onaylatılıyordu. Katılımın da öyle yüksek olmasına gerek yoktu. Bu yüzden seçimler genelde %20-25 civarında gerçekleşiyordu. Çünkü onlara göre bizim milletimiz dünya işlerinden anlamazdı. Onlar sadece savaş zamanı gelip savaşacak, diğer zamanlarda gidip çiftçilik yapacak, ürettiklerini de vergi olarak devlete verecekti. Şaka değil tam 27 sene bu gözle bakıldı bu millete. Türk kanını taşıyan bir insan bunu içine nasıl sindirebilir, varın hesabını siz yapın…

     1950 seçimlerinden itibaren gizli oy açık tasnif sistemine geçildi. Halk gerçek anlamda ilk kez seçime gidiyordu. CHP’nin jandarma dipçiği ile zorla oy attırmasının hesabını soracaktı bu millet. Adnan Menderesli Adalat Partisini iktidara getirerek CHP’yi bir daha tek başına iktidara getirmemenin sinyallerini veriyordu. Öyle de oldu. Milletin genetiği buna izin vermedi. Görüyorum ki bu saatten sonra bir daha da vermeyecek.

     Bunu niye hatırlattım? Sen bu ülkenin kurucusu olan Mustafa Kemal’in kurucusu olduğu partinin bir genel başkanı ve ana muhalefet partisisin. Ana muhalefet dediğin bunu mu yapar? Her fırsatta ülkeni açık veya kapalı kapılar ardında kötülemenin, dışlama kampanyalarına girmenin manası ne? Bunun hesabını şimdiye kadar vermen gerekmez mi? Ama sende de suç yok ki! Senin ipin de başkalarının elinde. Hani 15 Temmuza kontrollü dedin. Kimin kontrollü olduğu alenen belli aslında.

     Dahası… Şimdiye kadar kaybettiğin kaçıncı seçim bu! Oturup bunun nedenlerini araştıracağına, kendini sorguya çekeceğine kalkıyorsun, yok efendim mühürsüz pusula, yok efendim hayır çıksaydı bu nedenle seçimi iptal edecektin. Ya güzel kardeşim, her kaybının arkasından yalanlar uydurma ya. Bir kere de çuvaldızı kendine batır bakalım. Belki o zaman doğru yolu bulursun.

  Bu söylemlerin siyaset adı altında politika yapmaktır. Politika da senin söylemlerin adı altında ülkeni ancak ve ancak yıpratır, bu gibi saçmalıklar vakit kaybına neden olur. Bir kere de ülken lehine bir tuğla da sen koy da adam sansınlar seni. Belki o zaman millet tarafından muhatap kabul olabilirsin. Yoksa bu millet sana sittin sene iktidar yüzü göstermez.

     Hiç merak etme böyle yaparsan bu millet yine de seni bağrına basar. Ne de olsa bizim meşru ilk partimizin genel başkanısın, o kadar da katı kalpli değiliz. Benden söylemesi…

     Selam ve dua ile…

    İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir