Doğu ve batı bloku yalan ve zulüm üzerine kurulmuş, gölgelerinden korkan birer sahte imparatorluk gibiydiler. Akılarını zorlayan, hayallerini ürküten her türlü olasılıklara karşı tedbirler almayı, milyarları bulan savunma hatları oluşturmuşlardı.
Soğuk savaş döneminde ‘’II. Dünya Savaşından sonra Varşova Paktı saldırı ve işgaline karşı cephe gerisinde bir direniş başlatmak amacıyla İtalya’da NATO tarafından kurulan (stay-behind) kod adına Gladio’’ deniyordu. Batı Komünizm’in saldırganlığı ve işgalciliği ile Sovyetler Kapitalizmi sömürgeci ve istilacılığı ile sürekli kendi müttefiklerini bir arada kontrol altında tutuyor ve bu arada onları iliklerine kadar sömürüyordu. Komünizm devletçi, Kapitalizm özel sektörcü bir sömürü sistemi olarak müttefik oluşları ezdi ve yıllarca onları modern köleler olarak kullandı.
Gladio başını ABD’nin çektiği Kapitalist Blok’un NATO’ya bağlı ülkelerinde ordular içinde oluşturulan gizli bir askeri örgütlenme idi. Sovyet Blok’u tarafından gelebilecek ani bir işgale karşı halkı örgütlemek, silahlandırmak ve direniş cepheleri oluşturma amacımı güdüyordu. NATO’nun kontrol ve denetimindeki bütün devletlerde var olan bu yapılanma ilk olarak İtalya’da zamanla Mafyalaşarak italyanın başına bela oldu.
Sovyetlerin yıkılmasıyla düşmansız ve işlevsiz kalan bu yapılanma, ABD ikiz kulelerinin yıkılmasından sonra Amerika’nın İslamı ve İslam dünyasını birinci derece düşman ilan etmesi ve hedef göstermesiyle Türkiye’de devlet içinde ayrı bir devlet olmaya başladı. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşundan beri İslam ve Müslümanlarla yıllarca CHP şemsiyesi altında Müslüman kimliği, kültür ve medeniyet değerleriyle uğraşan Kemalist diktatörlük yanlıları, parlamenter sistem ve devlet yapısını askeri baskı ve darbelerle kontrol altına alarak batıya bağımlı olmak istemeyen hükümetlerin önünde zaten engel teşkil ediyor, batının her istediğini yapıyordu..
Seçilmiş ve başa gelmiş hükümetlerin üstünde zamanla devlet içinde eli silahlı, zorba paralel bir devlet haline geldiler. Ve her istediklerini baskı ve şantaj ile yaptırmaya, hükümetler yıkmaya ve kurmaya başladılar.27 Mayıs 1960,12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997 Post modern darbesini ve son olarak 15 Temmuz 2015 darbesi Amerikanın emrindeki NATO şemsiyesi altında Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki Gladio tarafından gerçekleştirildi.
Bu yapılanmadan ilk önce 1977 ‘lerde dönemin başbakanı Bülent Ecevit Taksim Katliamından sonra ‘’Bunları yapan Kontr-Gerilladır’’ diye onları ifşa etti. Sovyetlere yanaştığı için darbeyle düşürülen Adnan Menderes ve arkadaşlarının katili de bu gizli ABD uzantılı örgüttü.
Kendi ordumuz içinde ABD adına çalışan bu gizli örgüt 28 Şubat döneminde ‘’Batı çalışma Gurubu’’ ve ‘’Ergenekon’’ adıyla ortaya çıktı. Kendileri gibi düşünmeyen ve olmayan herkesi hedef alan bu gurup AK Parti iktidarı ile milletin hedefi haline geldi. Ergenekon soruşturması ile de dananın kuyruğu koptu. Ardı ardına yağmur gibi gelen soruşturma dosyalarıyla ABD takkesi düştü ve bu takkenin altında Gladia, Ergenekon ve FETÖ göründü. Kuklalar da, kuklacılar da apaçık iyot gibi meydana çıktılar. Adı bilinip de kendisinin ne ve nerede olduğu bilinmeyen ‘’DERİN DEVLET’’in Kontr Gerilla’nın devlet içinde ayrı bir devlet haline geldiği, Ergenekon Terör örgütü ve FETÖ olduğunu bilmeyen kalmadı.
Ergenekon soruşturmaları ile örgütün ihanetleri, kirli bezleri ortaya çıktı. Ordu, Yargı, Polis ve İstihbarat içinde sessizce Elli yıldır örgütlenen Gülen Cemaati bu soruşturmalarla Ergenekoncuları çökerterek Ergenekon’un yerine DERİN DEVLET olarak kendileri geçti. Pensilvanyadaki çete başı içten içten kendi cemaatini ev sohbetlerinde, mediya ve Bailock gibi vasıtalarla gizliden gizliye bir darbeye doğru hazırlamaya başladı. Sağda solda ‘’Firavun’’, ‘’Boş Bakan’’, ‘’ Diktatör’’ suçlamasıyla Erdoğan’ı hedef tahtasına oturttular. ‘’Gerekirse biz Başbakanı da tutuklarız’’ diyecek kadar şımarıklaşıp güç zehirlenmesine kapıldılar.
Devam edecek…
Arif Altunbaş, Haber 7