Her hareketin, her toplumun bir derdi, bir sevdası ve bu dünyada varmak istediği bir hedefi vardır.
Bizim derdimiz, hesabımız ve hedefimiz; genç, dinamik ve kendi medeniyet anlayışımızın kodlarına uygun bir gençlik yetiştirmek ve geleceğin ”Yeni Türkiye’sinin” maddi ve manevi sorumluluğunu yüklenmektir.
Her şeyin başı insandır ve kıyamete kadar insan olarak kalacaktır. Allah cc bu dünyayı ve alemi insan için, insanı da kendisine ibadet etmesi için yarattı. Yaşadığımız dünyaya nizam vermek ve vahyin ölçülerine göre ona yön vermek, onu düzenlemek insanın kulluk görevidir.
Önce; insanı nizama sokacak ve sonra dünyaya ve aleme nizam vermeye kalkacaksın! İnsanı imar etmeden hiçbir şeyi mamur edemezsin! Kendi insanını kurtarmadan ülkeni, islam alemini inkar ve küfür bataklığından koparamazsın!
Herkesin mal mülk, şan şöhret, ihale köşe kapma, kısa yoldan zengin olma, yat kat gibi bir derdi olabilir. Bizim derdimiz de; Allah yolunda, Allah’ın emrettiği gibi, Allah için Hakka ve hakikate yürüyecek İslami bir gençlik yetiştirmektir.
Dünyaya kul ve köle olan, şuursuz, idealizmden uzak, kıblesi batı (Avrupa- Amerika olan) hormonlu gençlerle kendi hedeflerimize ulaşamayız. Yeni Türkiye İslami anlayış ve standarlara göre yetişmiş/yetiştirilmiş gençlerin omuzlarında yükselecektir.
İşte müslümanlar olarak bizim derdimiz; bu gençliği yetiştirmek ve bunların yolları üzerindeki tüm engelleri ve zorlukları kaldırmak, onları geleceğe hazırlamak olmalıdır.
Gençliğe ve eğitime yapılan yatırım, geleceğe yapılan en büyük yatırımdır. Hayatımızdan çıkarılan kimlik ve medeniyet değerlerimize ancak bu şekilde yeniden kavuşabiliriz.