Salı , 3 Aralık 2024
Son Dakika Haberler
YAŞAM FELSEFESİ VERDİĞİNİZ KADAR VARSINIZ

YAŞAM FELSEFESİ VERDİĞİNİZ KADAR VARSINIZ

Bir televizyon kanalının ekonomi programının tanıtım fragmanında geçen bu başlık cümlesi dikkatimi çekti. Bu cümle bize, kültürümüze, tarihimize, medeniyetimize ve hepsinden öte inancımızın temeline aitti. Buram buram vahiy kokan bir cümleydi. Ve bu cümle haftanın beş günü boyunca her program tanıtımında ve başlangıcında tekrarlanıyordu. Adeta kafamıza vura vura tekrarlanıyordu: “Verdiğiniz kadar varsınız.”

Yıllar önce medrese kökenli, rahmetli Nuri Genez hocamızın bir sohbetinde söylediği bir kavram dikkatimi çekmişti. Hocamız “İnfak” diye bir ibadetten ve öneminden bahsediyordu. Hemen sordum: “Hocam bizim çocukluğumuz camide geçti; ne cuma vaazlarında ne de teravih namazı vaazlarında böyle bir şey duymadık, bu infak şimdi nereden çıktı?” Rahmetli hocamızın cevabı sorudan daha kısa olmuştu: “Kardeş, adam yapmadığı bir ibadeti nasıl anlatsın?” Haklısınız hocam dedim ve dinlemeye devam ettim. Allah’a şükürler olsun ki o günden sonra ibadet hayatımıza yeni bir değer daha eklemiş olduk.

Hocamızın cevabını bugünlerde çok daha iyi anlıyorum. “Kardeş, adam yapmadığı bir ibadeti nasıl anlatsın?” O günlerdeki bir kısım hocalarımız belki de haberleri olmadığı için veya yapmadıklarından dolayı bu ibadetten bahsetmiyorlardı. Oysa bugünküler bu ibadetti bal gibi biliyorlar, sorsan hangi ayetlerde kaç kez geçtiğini de biliyorlar ve bu ibadetten uzun uzun bahsediyorlar; fakat bu ibadeti yapmıyorlar, yapamıyorlar. Mazeretleri çok, işleri çok, ihtiyaçları çok, borçları çok ve para yetiştiremiyorlar(!)

Din kelimesinin anlamlarından birinin de Allah’a karşı borçluluk bilinci olduğu söylendi. Bu borç sadece namaza ve oruca indirgendi. Mali ibadetler bedeni ibadetlerin arkasına gizlendi. Namaz kılarsan camiye gelirsin, camiye gelince herkes seni görür, sakalın varsa bu daha da anlamlı olur. Mali ibadetlerin bedeni ibadetler gibi görünmesi mi gerekir? Elbette gerekmez. Fakat hiç mi bir emaresi görülmez? Mali ibadetlerin emarelerini dahi gizlemekte mahir olanlar, aynı gizleme hassasiyetini diğerlerinde de sergiliyor mu?

Konuyla ilgili ayetlerden herkesin haberi var. Şimdilerde bilgi sorunu yok; bilinenin eyleme dönüştürülmesi sorunu var. Bunları yazarken size söylemek için değil; kendime söylemek ve eyleme dönüştürmek için yazıyorum. Samimiyet noktasında eyleme dönüştürmeyi başardığımızda herkes nasibince hissesini alacaktır. Bundan sonrası vicdanlara kalmıştır. İşte hicret edip bize gelen Irak’lı, Suriye’li kardeşlerimiz, vicdanlarımızın kuruyan veya kurumaya yüz tutan merhamet damarlarımıza infak anjiyosu yaparak bu ibadeti yeniden yaşam alanına kazandırmamıza vesile olmaktadırlar. Bunun için bize gelen kardeşlerimize müteşekkir olmalıyız.

Gelin birbirimizi uyaralım:

Uzaktakine veya yakındakine ama birine mutlaka merhametle yeşeren infaklarımızı ulaştıralım.

Benim borcum var deyip mali ibadetten kaçmayalım; kimin borcu yok ki? Allah’a ve O’nun mağdur ve muzlum kullarına olan borcumuzu asla unutmayalım.

Namazımızın, sakalımızın, şalvarımızın ve fesimizin arkasına saklanarak mali ibadetleri terketmeyelim.

Bizde olandan bizim dışımızdakiler istifade edemiyorsa, paylaşım ahlakından bahsetmek hangi ahlâki ilkeyle bağdaşmaktadır.

Dün vermedik, bugün vermiyoruz; yarın verebileceğimizi söyleyerek kimi kandırabiliriz?

Allah’ın kullarının bizde olan hakkını kendimizde tutma, bulundurma hakkını kimden alıyoruz? Lütfen buna cevap arayalım.

 

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir