Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Araplar arasında Ekim Savaşı olarak isimlendirilen 6 Ekim 1973 Arap-İsrail satışından sonra, Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ailesiyle bir sohbet esnasında onlara aynen şöyle söylemişti:
“Evlatlarım, hayatımda gördüğüm en yiğit iki insanın kim olduğunu biliyor musunuz?”
“Kim?” diye sordular.
Enver Sedat şöyle cevap verdi:
“Suudi Arabistan Kralı Faysal ve Cezayir Cumhurbaşkanı Huari Bumedyen…
“Peki neden?” diye sordular.
Sedat anlatmaya başladı:
“Savaştan iki hafta önce Kral Faysal’la konuşuyordum. Bana ‘Ne zaman savaşacaksınız?’ diye sordu. Ben de kendisine, savaşın çok zor olacağını, çünkü üç cephede birden savaşacağımızı söyledim: Mısır, Suriye ve Ürdün. Dolayısıyla bütçenin çok büyük olacağını, bunu karşılamamızın zor olduğunu ifade ettim. Bunun üzerine Kral Faysal bana şunu söyledi: ‘Bütçeden söz etme. Siz silahınızı almaya bakın, faturalarıda bize gönderin, biz öderiz.’
Ona, ‘Ne kadar bir bütçeyle destek olabilirsiniz?’ diye sordum. Bana verdiği cevap şuydu: ‘Açık bütçe. Ne kadar nakde ihtiyacınız varsa söyleyin, parayı hemen bankalarda ki hesaplarınıza gönderelim.”
Enver Sedat daha sonra Cezayir Cumhurbaşkanı Huari Bumedyen’le yaşadıklarını anlattı:
“Huari Bumedyen 2 Ekim 1973 günü beni aradı ve ‘Haberler nasıl? Hazır mısınız?’ diye sordu. Ben de maalesef durumun pek iyi görünmediğini söyledim. Bunun üzerine şaşkınlıkla ‘Neden?’ diye sordu. Ben de, Sovyetler Birliği’nden gelmesi gereken silahların 1 Ekim’de ulaşması gerektiğini, fakat gelmediğini söyledim. Sovyetleri arayıp sebebini sorduğumuzda, silahların gönderilmesi için bedelin peşin olarak ödenmesi gerektiğini söylediler.
Bumedyen, ‘Sovyetler sizden ne kadar istiyor?’ diye sordu. Ben de ‘100 milyon dolar peşin istiyorlar. Bizde bu miktarda nakit yok. Bu yüzden savaşı ertelemek zorunda kalacağız gibi görünüyor’ dedim. Konuşma burada bitti. Cezayir Cumhurbaşkanı herhangi bir yorum yapmadan telefonu kapattı.”
Sedat anlatmaya devam etti:
“O gece ben yattım, fakat Huari Bumedyen uyumamış. Sabah saat 6’da, bir subay beni uyandırdı ve ‘Çok önemli bir telefon var’ dedi. ‘Kim?’ diye sordum. ‘Cezayir Cumhurbaşkanı Huari Bumedyen’ dedi.
Telefona çıktım. ‘’ Hayırlı sabahlar Sayın Cumhurbaşkanı’ dedi. ‘Hayırdır, ne oldu?’ diye sordum. Bana, ‘Seni Moskova’dan arıyorum, Sovyetler Birliği’ndeyim’ dedi. ‘Orada ne yapıyorsun?’ diye sordum. Şöyle cevap verdi:
‘Dün seninle konuşmayı bitirir bitirmez Cezayir’deki bankaları ve Merkez Bankası’nı açtırdım. 100 milyon doları topladım, parayla birlikte uçağa bindim ve Moskova’ya geldim. Parayı Sovyetler Birliği’ne peşin olarak ödedim. Bana silahları size göndereceklerini söylediklerinde kabul etmedim. “Silahlar Mısır’a ulaşmadan buradan ayrılmam” dedim. Mısır ordusunun ihtiyaç duyduğu silahlar, ben uçağıma binmeden önce Mısır’a sevk edilecek.’”
Sedat teşekkür etmeye hazırlanırken Bumedyen ona şöyle dedi:
“Bana teşekkür etme. Ordunun komutanını hemen ara, ihtiyaç duyduğunuz silahların türünü ve miktarını belirten bir liste hazırlasın. Ben bizzat silahların yükleneceği limana gideceğim ve size lazım olan silahların aynen istendiği gibi yüklendiğinden emin olacağım.”
Sedat, çocuklarına anlatırken şunu ekledi:
“Moskova limanlarındaki soğuğun ne demek olduğunu biliyor musunuz? İnsanın dayanamayacağı bir soğuk… Buna rağmen Cumhurbaşkanı Huari Bumedyen, Mısır’ın ihtiyaç duyduğu silahların eksiksiz şekilde yüklendiğinden emin olmak için limanda işçilerle birlikte, saatlerce ayakta durdu.
“İşte Huari Bumedyen böyle bir liderdi. İşte Cezayir buydu. Ve Mısır’ın onların kalbindeki değeri buydu.”
Sedat sözlerini şöyle tamamladı:
“Huari Bumedyen’in zehirlenerek öldürülmesinin sebebi işte buydu. Kral Faysal’a kurulan suikast ve ardından defalarca bana yapılan suikastlar da aynı zincirin halkalarıdır.”
Not: Enver Sedat son suikastta öldürülmüştür.
Arapçadan tercüme : Abdülhamid Doğan
