Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Malumunuz son günlerde yeni bir tartışma ortaya atıldı. Meclis başkanı İsmail Kahraman Laiklikle ilgili açıklamalarda bulundu. Medyada bu açıklama müthiş şekilde çarpıtıldı ve piyasaya o şekilde lanse ettirildi. Kahraman laikliğin tanımı ile ilgili bir açıklama yaptı fakat bu söylem laiklik sanki yeni anayasada olmayacakmış gibi yaygara koparılmasıyla karşılık bulunmasına neden oldu.
Ülke terörle, dış mihrakların üzerimizde oynadıkları oyunlarla uğraşırken gündemi buraya çevirdiler. İşin garip tarafı spor müsabakalarında ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ sloganlarının atılmasıyla kendilerini laik olarak niteleyen bir kesimin damarlarının daha da kabarmasına neden oldu.
İlk önce laikliğin ne olduğu üzerinde anlaşılması gerekir. Laiklik devletin tüm inançlara eşit mesafede bulunması, sadece belirli bir kesim ve kesimlerin değil tüm inanç sistemlerine eşit mesafede olması gerekir. Yoksa laiklik malum kesimlerin anladığı gibi din karşıtlığı ve düşmanlığı bir kavram değildir.
Siz başörtülü kızları hor göreceksiniz, askeri törenlere sırf annelerimiz başörtülü diye tel örgüler arkasında ağlatacaksınız, okul birincisi olan kızlara başörtülü diye kürsüye çıkarmayacaksınız, başörtüsü takmaya gericilik olarak bakacaksınız, sonra bunlar şeriatı geri getirecekler gözüyle meseleye bakacaksınız bilmem ne…
Siz doksan senedir bu milletin aklıyla alay ettiniz. Bir tarihi haysiyeti sanki bizim tarihimiz 1919’dan başlıyormuş gibi öncesini yok sayarak bu milletin cihan hakimiyeti mefkuresi damarlarını kestiniz. Ondan sonra da yapılan şapka giyme mecburiyeti, tatil günlerinde değişiklik gibi saçmalıklara da inkılap adını verdiniz. Ne inkılabı ya ne inkılabından bahsediyorsunuz siz. Bu yapılanların hepsi o damarları kesmekten başka bir şey değildir. Millete, milletin din ve kültürüne , ahlak ve maneviyatına hakaret ve ihanettir…
Şunu söyleyeyim. Ben bir İngilizim, Fransızım diye… olaya dışarıdan bakıyorsan. Eğer bunlara razı olan bir müslüman varsa ben onun kanından şüphe ederim. Milletimizi yok ettiler, haysiyetli tarihimizi yok ediyorlar. Böyle miydi bu millet, böyle miydi bu ecdat kardeşim. Öncelikle bu batıcı anlayıştan ve sefaletten kurtulmamız gerekiyor.
Eğer bu milletin kurtuluşu Tayyip Erdoğan’ın gitmesiyle olacaksa, buyurun değiştirin bakalım. Göreceğiz o zaman da ne değişecek! Ancak şunu söyleyebilirim o gittikten sonra yatacak yeriniz bile olmayacak, haberiniz olsun. Yok yok gidecek yerimiz yok. Bu topraklar sizi kabul etmez.
Kendilerini Atatürkçü olarak niteleyen kesimin çoğu hiçbir zaman onu sevmemiştir. Onlar 1950’ye kadar Atatürk lafını ağza dahi alınmıyordu. Ne zamanki Demokrat Parti etkin olmaya başladı, baktılar gördüler ki biz bu milleti Atatürk’ü sopa olarak kullanarak kekleriz dediler. Ama yutmadı bu millet. Hiçbir zaman iktidara gelemedi daha da gelemeyecektir bu gidişle onlar. Eğer Atatürk mezarında ters döndüyse bu Atatürkçüler yüzünden ters dönmüştür.
Evet eğer laiklik malum grupların bahsettiği gibi laiklikse ben o laiklikten değilim. Ben yeni güçlü Türkiye’nin vatandaşıyım ve öyle de kalacağım… Laiklik dinsizlik ve din düşmanlığı değil, herkesin kendi dinini özgürce yaşamasıdır.
İbrahim YAVUZ
