100 yıl geçtikten sonra olay ve kişilerin nasıl da tetabuk ettiğini (örtüştüğünü) görmek hayret edilecek bir şeydir.
ZARUHİ KADIN
KAREKİN PASTIRMACIYAN VE FETÖ
Mesela
Zaruhi adlı Ermeni kadının takip ettiği yöntem FETÖ hareketine ne kadar çok benziyor.
Ama
Mevzuya girmeden önce şöyle bir 100-150 yıl geri gitmemiz gerekiyor.
1890’lı yıllar:
Osmanlı çöküş dönemine girmiş
Ancak
Arkasında 600 yıllık muazzam bir medeniyet var.
Haliyle günlük yaşantı adap ve usulleri bugünkü hayat tarzımızdan çok farklı…
Mesela
Mahalle aralarında serpiştirilmiş konaklar var.
Bu konaklar mahallenin muhtacına, yoksuluna, duluna yetimine kapıları her zaman açıktır.
Bu konaklarda 40-50 hizmetli bulunurdu.
Seyisler, arabacılar, ayvazlar, aşçılar, tayalar, cariyeler, halayıklar, kahveciler, bahçivanlar, mürebbiyeler, Rum hizmetçiler vs. bu konakların demirbaşlarıydı.
Ayrıca
Günübirlik veya birkaç günlük yatıya kalan misafirler bu sayıya dahil değil.
Konağın
Bir de el mahareti olup kızlara birşeyler öğretmek için gelenler veya konağa gelip sergisini açan bohçacıları da dahil edersek,
Misafiri geleni gideni ve hizmet edenleriyle birlikte sıradan bir konak..en az 100 kişiye ev sahipliği yapardı.
ZARUHİ KADIN
Konağa
O günün şartlarında kimi turşu kurmaya, kimi ilaç yapmaya, kimi dikiş-nakış… Velhasılı her gelenin kendine göre bir el hüneri bir marifeti vardı.
Ve bu gelenler
İşini yapıp bitirdikten sonra küçük bir harçlık alır giderdi.
Zaruhi adlı sarma ustası Ermeni kadını da
O günün usul ve adabına göre bu konaklara girip-çıkması yadırganmayıp aynen diğer gelenler gibi sarmasını sarar cebine harçlığı konduktan sonra gönderilirdi.
Ancak
Zaruhi kadının diğer gelenlerden bir farkı vardı.
O sarmasını sararken bir yandan da ne kadar büyük bir fakr u zaruret içinde olduğunu, akşamdan sabaha yiyecek ekmeğinin olmadığını
Ve bu haldeyken
Bir yandanda evde hasta yatan oğluna ilaç yetiştiremediğini
Konak halkına yana yakıla anlatırdı.
Kadının bu anlattıklarına içleri acıyan İbrahim Efendi Konağı’nın halkı da
Kendi aralarında küçük bir fon kurarak
Her geldiğinde o yardım kutusunda toplanan parayı verip gönderiyorlardı.
Zaruhi kadın
İbrahim Efendi Konağı gibi, daha kaç konağa dadanmış
Merhamet duygularını sömürerek para sızdırmış.. bilmiyoruz.
OSMANLI BANKASI BASKINI
Nihayet
1896 yılına gelindiğinde İstanbul halkı bir gün büyük bir heyecanla uyandı.
Yaklaşık 10 yıldır devam eden
Ve tarihe
‘Ermeni Patırtısı’ olarak geçen Ermeni terör olayları zirve yapmış ve o gün Osmanlı bankası basılmıştı.
Bu olaydan sonra Zaruhi kadın bir daha konağa uğramadı.
Konak halkı bir yandan öldü mü kaldı mı yoksa o da oğlu gibi hastalandı mı diye merak ederken
Diğer yandan da
Mensup olduğu ırkın (Ermenilerin) yüzyıllardır nimetini yedikleri devlete isyan etmelerinin utancını yaşıyor olacağından, bu kapıya gelmeye cesaret edemediğini düşünmeye başladılar.
Merakını yenemeyen
Bir iki kişi ise
İşin iç yüzünü öğrenmek için çoktan peşine düşmüştü.
Sora araştıra nihayet kadını buldular.
Zaruhi kadını bulduklarında
Yine gözü yaşlıydı.
Ama bu sefer ki ağlaması hasta oğlu için değil
Yarım kalan idealleri için ağlıyordu.
Oğlu
Taşnaksütyun terör örgütüne bağlı bir teröristti.
Ve
O günkü Osmanlı Bankası baskını sırasında çatışmada öldürülmüştü.
………..
KERAKİN PASTIRMACIYAN
Hikâyenin bundan sonrası daha ilginç…
Ona devam edeceğim
Ama dikkat edilirse
Zaruhi kadının yöntemi FETÖ yöntemine ne kadar çok benziyor.
Her ikisi de birilerine baktıklarını
Her ikisinin gözü yaşlı olduğunu
Her ikisinin de sadece Müslümanlardan para sızdırdığını
Ve bu paraları Müslüman halkın aleyhine kullandıklarına bakılırsa
Yöntemleri aynı…
Kaldığımız yerden devam edelim.
O baskın sırasında örgüt lideri çatışma sırasında öldürülünce
İşi asıl planlayan Karekin Pastırmacıyan (Kero veya Garo)
Teröristlerin başına geçip devletle pazarlığa oturuyor.
Başta dediğim gibi
Devletin zayıf düştüğü bir zamanda ve Ermenilerin arkasında Fransa Rusya ve Amerika’nın olması,
Devleti uzlaşmaya mecbur bırakır.
KarekinPastırmacıyan
Yurt dışına serbest çıkmasına karşılık baskın nihayete erdirilerek rehineler serbest bırakılır.
Ama işin acı tarafı
Sultan Abdülhamid
İttihatçıların sıkıştırması sonucu meclisi tekrar açtığında
Terörist Kero’yu (KerakinPastırmacıyan) mecliste
Erzurum mebusu olarak görür.
Ve ne acıdır ki
Aynı Kero (Garo) daha sonra
Doğuda Ruslarla yaptığımız savaşta 2. Nikolayev’in topraklarımıza soktuğu
Ve
Bize karşı savaşmak için gönderdiği Ermenilerin komutanlığını yapmasıydı.
Peki,
Bunun günümüzdeki izdüşümü nereye düşüyor?
Buna siz karar verin.
İTTİHAT TARAKKİ
Bu arada
Devletin başında bu kadar gaile varken
Tek derdi Sultan Abdülhamid’i tahtan indirmek olan İttihat Terakki Cemiyeti (Partisi) ne yapıyordu?
Ermeni, Rum papaz ve Yahudi hahamlarla kol kola nümayişler (gösteriler) yapıyordu.
Taşıdıkları pankartlar ve ağızlarındaki slogan
‘’Hürriyet,uhuvvet (kardeşlik) musavat(eşitlik)’’ idi.
Nihayet
Bu emellerine 1908’de nail oldular
Ama
Açılan meclise ayrılıkçı ve gayrimüslim milletvekilleri dolmuştu.
Kısa bir süre önce
‘Hürriyet, uhuvvet ..musavat’ diye bağıranlar
Meclise girdikten sonra
Muhtariyet!..Mustakiliyyet! (Yerel hükumetler) diye sesini yükseltmeye başladı. Bir müddet sonra da ‘Bağımsızlık!’ diye açık açık niyetlerini ortaya koydular.
Ve nihayet 10 yıl içinde koca imparatorluk elimizden kayıp gitti.
Peki,
Sizce İttihat Tarakki’nin bugünkü izdüşümü kim?
DEVRAN DEĞİŞTİ
Bugün yeni bir dönemin başındayız.
O gün
‘düşman kavi(güçlü) tali’ zebun..’ idi.
Batının yaldızlı propagandasına aldanıp bizden ayrılanlar,
-Bağımsız(!) olunca başının göğe ereceğini sananlar-
Bugün
Yani yüz yıl sonra
Ne büyük bir hata yaptıklarını yavaş yavaş görmeye başladılar.
Yakında
Ortadoğu ve Balkanlardan birçok ülke
‘Bizi de yanınıza alın! Bıktık bu batılıların yalan ve aldatmasından! Bıktık bizi sömürmelerinden!’ derlerse hiç şaşırmam.
REFERANDUM
Bugün çevremizde bulunan birçok ülke
Ki, buna Ermenistan da dahil.. Türkiye’ye katılıp veya katılmak istemediğine dair bir referandum yapsa,
Kahir ekseriyetle katılmak isteyecekleri sonucu çıkacaktır.
VEBA KORONA
Yüz yıl önceki vebanın günümüz izdüşümü ise koronadır
Ama o gün veba
Bir imparatorluğun son perdelerinden birinin kapanışını işaret ederken
Kim bilir?
Belki bugün korona.. yeni bir dünya düzenini
Ve
Ülkemizin dünya güç dengesinde yerini alacağı
İlk perdelerden birinin açılışını yapıyor.
Sanırım
Killiye boşuna 1000 odalı yapılmadı.
Emin Batur
NOT: Samiha Ayverdi’nin İbrahim Efendi Konağı adlı kitabı hediye
Ederek beni Osmanlının o masalımsı muhteşem havasından bir
Soluk almama vesile olan aziz kardeşim Hacı Bayram Hocaya teşekkür ederim. EB
NOT2: 24 Nisan’ın yaklaşması münasebetiyle
Gelecek yazı için düşündüğüm başlık
‘Ermeni sürgünü… Ermeniler büyük bir kumar oynadı ve kaybetti’ şeklinde olmasını düşünüyorum.