İslam ülkeleri yöneticilerinin bugünkü durumunu, Hz. Yusuf ve onun hain kardeşlerinin durumu gibi. Oynadıkları oyun, işledikleri cinayet ve davranış aynı. Arada sadece bir zaman ve mekân farkı var.
‘’Ey babamız! Biz yarış için uzaklaşmış, Yûsuf’u da eşyamızın yanında bırakmıştık; onu kurt yemiş! Ama doğru söylemiş olsak da sen bize inanmazsın” dediler.
Gömleğinin üstünde uydurma bir kan izi de gösterdiler.
Ya‘kūb, “Hayır! Nefsiniz sizi kötü bir iş yapmaya sürüklemiş; artık (bana düşen) güzelce sabretmektir. Anlattığınız şeyler karşısında, kendisine sığınılacak olan ise ancak Allah’tır” dedi.” (Yusuf;16-17)
Lakin:
“Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.” (Bakara 7)
Bir asırdır İngiliz ve Amerikan beslemesi Yahudi Kurtları Filistin’de Yusuf’umuzu gözümüzün önünde yiye yiye bitiremediler. Ve hala çoluk çocuk kadın yaşlı demeden canavarca katliamlarına devam ediyorlar.
Gazze halkı ABD ve batılı ülkelerin katil İsrail’ e verdikleri silah ve bombalarla vahşice katledildi/katledilmekte… İsrail’in Gazze üzerine yağdırdığı bombalar 1. ve 2. Dünya savaşında kullanılan bombalardan daha çok ve daha tesirli.
İki buçuk milyon Gazze halkının soy kırıma uğratılması, aç susuz bırakılması, hastanesiz, doktorsuz ilaçsız ölüme terkedilmesini birçok sözde İslam ülkeleri yöneticileri çaresizlik içinde seyrediyor.
Bu vahşet karşısında birçok batılı ülke halkları İslam ülkelerindeki halklar gibi duyarlı ve hassas olmasına rağmen, başlarındaki rejimler ‘’Biz oyuna daldık ve Yusuf’ u kurtlar yedi’’ demeye devam ediyor.
Yusuf’ un kardeşleri zenginlik ve kibir yarışında birbirleriyle kıyasıya didişirken Yusuflarımız kuyuda bir kurtarıcı bekliyor. Gökdelenler dikmekte, dolar şampiyonu petrol sarhoşu kardeşlerimizin Yusuf’ un Gazze’si umurlarında bile değil. Hatta bazıları ‘’Benim Filistin ve Gazze diye bir meselem yok’’ diyebilecek kadar şuursuz, cahil ve İsrail uşağı haline gelen bir alçak olmuşlar.
Amerika ve İsrail kurduna hizmet etmekte sınır ve ölçü tanımayan Yusuf’ un yalancı ve zalim kardeşleri kendi halklarını kan rengine boyadıkları Yusuf’ un gömleğiyle aldatıyorlar.
Cennet mekân Abdülhamit Handan bu yana milletimiz Filistin meselesinde( elindeki imkânlar dâhilinde) en hassas ve etkin rol oynamaya, özellikle 20 yıldır Ak Parti iktidarları döneminde devam ediyor.
Şurası hiç unutulmamalıdır ki, Filistin ve Gazze halkı susturulursa; arkadan sırada Suriye, Lübnan, Ürdün, Irak, Kuveyt, Mısır’ a gelecek… Türkiye ise, Arz-ı Mevut sınırları içinde İsrail için birinci ve en önemli hedef.
Her an Türkiye İsrail arasında bir savaş çıkabilir veya çıkarılabilir. Yunanistan ve Rumlar yatıp kalkıp bunun için dua edip uluyan arsız çakallar olarak her an pusudalar.
Türkiye’deki Yahudi dostu Jön Türk ve İttihatçı muhalefetin zamanımızdaki uzantısı CHP ve onun laik Kemalist sağcı- solcu, batıcı uzantıları Türkiye üzerine oynanan uluslararası oyunların hala farkında bile değiller. İçlerindeki İslam’a ve Müslümanlara karşı duydukları kin, nefret ve düşmanlıkla kuduruyorlar. Şuursuzca devleti ve devlet bürokrasisini hedef alıp yıpratmak gibi Bizans oyunları peşindeler. Türkiye’de heykelden başka diktikleri bir eser, fidan, bina yok.
Kendi aralarında hırsızlar ve hainler dâhil her alçakla kuzu sarması olabiliyorlar. Milletimizin dini, tarihi, kültür ve medeniyetine karşı ve düşman bir cephede konumlanmış bir Haçlı ordusu gibi hareket ediyor ve fitne çıkarıyorlar. Onların bütün bu olumsuz, yanlış ve hatalı eylem ve söylemlerine rağmen milletimiz, çok şükür uyanık, dimdik ayakta, ülkemizin direniş ve diriliş mücadelesinde tek yumruk, tek vücut ve omuz omuza bir durumda.
Allah cc yolunda, vatan ve millet uğrunda şehit olmayı mutluluk sayan bir milleti hiçbir güç asla yok edemez. Rabbim, bizleri kendi yolundan ayırmasın! Düşmanlarımızın dostu Yusuf’ un zalim kardeşlerine de hiçbir İslam coğrafyasında fırsat ve imkân vermesin.
Arif Altunbaş, haber 7