… Halimiz nic’olur?
Ya Afrika’dan gelen siyahiler Amerika’yı işgal ederse…
Hintliler İngiltere’yi
Afrikalılar (Cezayir, Fas, Tunus ve Frankofon ülkelerden gelenler) Fransa’yı işgal ederse…
Bitmedi
Almanya’da 4 milyon Türk var
Ve bu Türkler, bizdeki Suriyeliler gibi göçmen statüsünde değil, büyük çoğunluğu Alman vatandaşı. Bu aileler 4-5 çocuk yaparak hızla çoğalıyor. Alman ailelerin ise ya hiç çocuğu yok veya tek çocuk sahibi.
Böyle olunca
Bir müddet sonra Almanya Türkiye olursa ne olacak? ”
FATİH ALTAYLI
Geçenlerde Fatih Altaylı’nın Haber Türk TV’de ettiği lakırdıların
Amerika
Almanya
İngiltere ve Fransa’daki izdüşümü muhtemelen bu şekilde olmuştur
Ki, adamlar haklı…
Mezkûr ülkelerde yaşayanlar bizim burada yaşayan Suriyeliler gibi göçmen, misafir statüsünde değil, ülke vatandaşı
Ve
Cari (yürürlükteki) kanunlara göre o ülke yönetimine gelebilirler.
Nitekim
İki dönem Afroamerikalı biri (Obama) başkan olarak Amerika’yı yönetti.
Yine Almanya’da Türkler seçilerek
Birçok yönetim kademesine gelebiliyor.
Peki,
Türkiye’de mülteci olarak bulunan Suriyelilerin böyle bir şansı var mı? Yok!
Çünkü henüz vatandaş bile değiller.
Hatta
Diğer ülke vatandaşlarının sahip olduğu haklara bile sahip değiller.
Mesela
SURİYELİ İSTANBUL’DA
MÜLK ALAMAZ
Mesela,
Dünyanın hangi ülkesinden olursanız olun
İstanbul’dan 250 bin $ lık bir mülk aldığınızda TC vatandaşı olma hakkını kazanırsınız
Ama
Eğer Suriyeli iseniz;
1 milyon $ verseniz dahi İstanbul’dan gayrimenkul alıp TC vatandaşlığına müracaat edemezsiniz.
Cari yönetmelikler böyle.
ALTAYLI BUNLARI BİLMİYOR MU?
Biliyor ve bildiği halde
“Suriyeliler Türkiye’yi savaşsız bir şekilde kazanmış ve biz burada misafir gibiyiz” şeklinde ajitasyon yüklü bir cümle kurabiliyor.
NEDEN?
Çünkü
Dünya bugün yeniden şekilleniyor.
Ve Altaylı’nın söyledikleri
Yeni şekillenen dünyanın neresinde yer alacağımızın slognik ifadesidir.
Ya cihanşümul (evrensel) bir dil kullanarak
Büyük devletlerarasında yer alacağız
Veya
Irkçı ulusalcı bir söylemle kabuğumuza çekilerek yüz yıldır yaptığımız gibi birbirimizle didişeceğiz.
Dünya güçlü ve sözü dinlenir ülkeler ile güçlü görünüp kof olan ülkelerin ayrışması vetiresine (sürecine) girmiş bulunuyor.
Yakın bir zamanda
Ne Fransa bildiğimiz güçlü Fransa olarak kalacak
Ne Amerika bildiğimiz güçlü Amerika olarak kalabilecek.
Türkiye ise
Yakın zamana kadar izlediği dişe dokunmaz siyasetini terk ederek, mazlumlara kol kanat geren, kendi silahını üretebilen, kendi petrol ve doğalgazını çıkaran, milli arabasını yapacak güçte olduğunu göstererek, dünya siyaset sahnesinde “Ben de varım!” demeye başlamış bulunmaktadır.
ALTAYLI’NIN
BUNUNLA NE İLGİSİ VAR?
Altaylı’nın söyledikleri
Küçük, iddiasız kendi kabuğuna çekilmiş devletlerin söylemleridir.
Büyük devletler çok uluslu ve çok kültürlü olur.
İleride Altaylı’nın bu söylediklerinin arkasını
Muhalif siyaset ve medya dolduracak.
Nitekim
TBMM kürsüsüne çıkıp “AHİM’in kararlarını uygulamayın da görün başınıza neler gelir!..” diye tehdit eden muhalefet sözcüleri daha doğrusu emperyalist Avrupa sözcüleri var.
Hala kendi ülkesini müstemleke gören partiler var.
SİYONİST PLAN
Türkiye’nin şu anda bölgedeki başarıları tüm dünyada takip ediliyor.
Bu başarı
Başta Siyonistler olmak üzere birçok rakibimizi rahatsız ediyor.
Siyonist plan gereği Türklerin Araplarla
Zinhar bir araya gelmemeleri gerektiği üzerine kurulu.
Çünkü
Türkiye’nin liderliğinde kurulacak bir Ortadoğu halkları projesinde İsrail’in Arz-ı Mev’ud planlarını suya düşürür.
ŞU ANDA ÖYLE BİR İHTİMAL VAR MI?
Evet var…
Ortadoğu halkları idarecilerinden yaka silkmiş durumda.
Çünkü Osmanlıdan sonra
Bu halklar bir türlü huzur yüzü bulamadılar.
Mevcut Arap liderleri
Ortadoğu’ya veya sadece Araplara liderlik edecek derecede bir kapasiteleri yok.
Arap liginin hiçbir yaptırım gücü yok…
Binaenaleyh
Her ülke kendi başının çaresine bakmakta
Ve yavaş yavaş İsrail’e teslim olmaktalar.
Böyle olunca
İsrail istediği anda herhangi bir Arap ülkesini tokatlayabiliyor, Filistinlilere olmadık eziyetler yapabiliyor.
Yani
Arap devletleri bir türlü çadır devleti olmaktan kurtulup, esaslı bir yönetime sahip olamadı.
Bu da Arap halkları başta olmak üzere bölge halklarını rahatsız ediyor.
Kendi devletleri
Bilhassa zengin körfez ülkeleri
Filistin’e veya Suriyeli mültecilere sahip çıkamazken,
FİLİSTİN, SURİYE, LİBYA, KARADAĞ, DOĞU AKDENİZ
Türkiye
Hem Filistin’e, hem Suriyeli mültecilere, hem Libya’ya sahip çıkıyor.
Karadağ’ı Fransa’nın (Ermenistan’ın) ağzından çekip alıyor
Doğu Akdeniz’de 7 düvele meydan okuyor.
Türkiye’nin bu başarıları
Bölge halkları nezdinde büyük bir özgüven patlaması yaşatmış bulunmaktadır.
LÜBNAN, IRAK, SURİYE, YEMEN, İRAN
Bugün
Lübnan, Suriye, Yemen ve Irak’ta yönetim krizi var.
İlk etapta bu ülkelerle kuvvetli birliktelikler kurarak, bu krizden kurtulmalarını sağlamak gerekiyor.
Bunu yapmak için
İran bu ülkelere değişik şekillerde müdahil oldu
Ancak
Başarılı olamadı.
Tam aksine problemler azalacağına çoğaldı.
İran hakkını kullandı.
Şimdi sıra bizde…
Biz
Eşitlik ve adalete dayalı bir yöntemle mezkûr ülkelerin sorunlarını çözecek bir potansiyele sahibiz.
Türkiye
Tam bu eşikte iken,
Fatih Altaylı’nın (hiç sırası değilken) Suriyeli mazlumlar için söylediği bu sözlerin tesadüf olmadığını düşünüyorum.