Milli İstihbarat Akademisi (MİA) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yenal Göksun, AA muhabirine Suriye’deki son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.
Suriye’deki muhalif gruplar içerisinde “radikal” grupların da bulunduğuna dair iddialara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Göksun, “Muhalif gruplar arasında radikallerin olduğuna ilişkin yargıların biz daha çok Batı medyasını ve Batı siyasal söyleminin Suriye krizini ta en başından beri destekleyen açıklamalarından görüyoruz. O yüzden bu radikal unsurlar söylemlerine biraz daha temkinli yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum.”
MİA Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Göksun, Suriye’de yeni bir sayfa açıldığını ve bunun Suriye tarihindeki ilk sayfa olmadığını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Suriye halkının bu yeni açtığı sayfa Suriye’nin toprak bütünlüğünü temin etmek ve Suriye halkının tek bir devlet çatısı altında yaşamasını amaçladığını gösteriyor. Bu yeni açılan sayfanın yarattığı rüzgarda SDG/YPG/PKK gibi terör oluşumlarının meşruiyet kaynaklarının ortadan kalktığını görüyoruz. Çünkü biraz da Batı söyleminin desteklemesiyle terör örgütü PKK/YPG orada DAEŞ terör örgütüne karşı mücadelenin asli unsuru olarak öne sürülmüştü, bu yolla meşruiyet kazanmıştı ve orada askeri, ekonomik ve diğer idari yapılanmalar çerçevesinde kurumsallaşma çabalarına gitmişti. Şimdi bu meşruiyet tabanı ayağının altından çekilmiş oldu.”
Batı’nın, terör örgütü PKK/YPG’nin, “Suriye’de DEAŞ ile mücadele ettiğine” ilişkin meşruiyet zemini oluşturma çabalarının anlamsız kaldığına ve bu durumun sadece Batı değil, Suriye içerisinde de karşılık bulmadığına dikkati çeken Göksun, “Yeni kurulan hükümet daha geniş bir mutabakata hitap ediyor. Suriye halkının daha geniş bir kesimini kapsayan, onları da yönetimin bir parçası haline getiren bir yönetim öneriyor. Dolayısıyla böyle bir siyasal ortamda zaten SDG’nin (terör örgütü YPG/PKK) dayandığı siyasal meşruiyet ayakları da kırılmış oluyor.” dedi.
Göksun, terör örgütü PKK/YPG/SDG’nin artık sadece dış yardımlar üzerine kurgulanmış, Batı tarafından öne sürülen meşruiyet zeminini yitirmiş ve sürdürülebilir olmayan silahlı bir yapılanmaya dönüştüğüne dikkati çekerek, “Hem yeni Suriye yönetimi hem de Türkiye’nin resmi kurumları tarafından yapılan açıklamalarda Fırat’ın doğusunda da artık böyle bir oluşumun istenmediği çok net bir şekilde ortaya konuldu. Dolayısıyla bu süreç çok büyük ihtimalle kan dökülmeden müzakere yoluyla, silahların bırakılması yoluyla ve o toprakların yine Suriye halkına, burada Kürt, Sünni, Arap, Türkmen ayırmadan söylüyoruz bunu, Suriye halkına yani esas sahiplerine geri verilmesiyle neticeleneceğini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Suriye’deki yeni yönetimin de Türkiye’nin de Fırat’ın doğusunda bir “terör varlığı” olmamasına ilişkin ortak açıklamalarda bulunduğunu hatırlatan Göksun, terör örgütü YPG/PKK/SDG’nin silah bırakmaması halinde bir askeri operasyonun da gerçekleşme ihtimalinin bulunduğunu dile getirdi.