Perşembe , 21 Kasım 2024
Son Dakika Haberler
Sürgünler ülkesinden sürgünler ülkesine

Sürgünler ülkesinden sürgünler ülkesine

 

Bir Haçlı saldırısı, Moğol istilası gibi

12 Eylül 1980 gecesinde işgal orduları

Küfrün ağababaları ve Firavun soyluları

Kara bulutlar gibi sardı dört bir yanımı

Zulmün varoşları ve karanlığında

 

Nerede benim memleketim vatanım

Annem, babam canıma can katanım

Aç kaldım susuz kaldım gurbet ellerde

Yay gibi gerildim, ok gibi kuruldum durdum,

İnkar ve tuğyanın tam karşısında

 

Ey sevgili! Seninle başladı sürgünlüğüm benim

Bir med ve cezir gibi geldim, gittim ölümle hayat arasında

Bu gurbet, bu sürgün, bu hasret hep senin eserin

Aramızda mayınlı sınırlar ve dağlar bile olsa da

Kaynayıp durdu sevdan bir yanardağ gibi hep damarımda

 

Ey sürgünler ülkesinin çocuğu, sen ey sürgünler coğrafyası

Çağlardan çağlara köpürüp coşan ırmaklar gibi

Bilinçle donanan, sabırla bilenen, yeniden dirilen

O sürgün adam benim ülkesinden uzaklarda

Put kıran İbrahim gibi elimde baltam ile Nemrut’un kapısında

 

Sen ey! Sürgünlerin yurdu, canım, vatanım benim,

Sen ey! Sürgünlerin sürgünü insanım, kardeşim benim.

Tazecik fidanlardık astılar bizi dar ağaçlarında

Ama; yine de yılmadık, tomurcuğa ve sürgünlere durduk

İşgali kırdık ve sahibiyiz yeniden o sürgünler yurdunun

 

Arif Altunbaş

12 Eylül 2020, Başakşehir- İstanbul

 

 

 

 

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Arif Altunbaş Türkiye gibi kendi kimliği, benliği, medeniyeti ve kültüründen koparılmak istenen ülkelerde, “aydın” kavramı, …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yorum

  1. Avatar
    Mehmet Üstündağ

    Yaşayan bilir deyiminin tam karşılığı olan bir şiir. Yüreğine ve kalemine sağlık.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir