Cuma , 26 Aralık 2025
Son Dakika Haberler
Stratejik körlük

Stratejik körlük

Güce tapan devletler sömürge imparatorluklarını modern hırsızlıklar ve çağdaş hukuksuzluklarla sürdürüyor.

Terör örgütleriyle birlikte çalışmak veya onları kendi menfaatleri için kullanmak çağdaş emperyalizmin en ucuz ve en kolay yoludur.

Türkiye için sahada ve masada en etkin mücadele sınır güvenliği, iç barışı ve bölgesel istikrarı tehdit eden tüm terör odaklarıyla kararlı, planlı programlı bir mücadeleyi ortaya koymaktır.

Sahada yürütülen etkin bir mücadele devam ederken, istihbarat ve diplomaside, basın yayın ve propaganda alanında yoğunlaşmak ve masada da eş zamanlı bir mücadele yürütmek gerekmektedir.

Güç odaklarının kullandıkları terör örgütlerinin kurucuları da aslında perde arkasından kendileri veya onların uzantıları veya taşeronlarıdır. Bu örgütlerin kuruluşu, finansı, eğitimi kullanışlı hale getirilmesine kadar onu kuran güç odaklarınca sağlanır.  Kullanışlı hale gelindiğine cephede piyon, masada kart olarak kullanılır.

Kırk yıldır devlet ve milletimizle savaş halinde olan ve o zamandan bu zamana kadar devletin bütçesine 300 milyar dolara mal olan PKK’ ya askeri, istihbarat, lojistik ekonomik, medya ve eğitim desteğini veren devletler onu kullanabilecekleri kadar kullandılar.

Çok açık ve net söylemek gerekirse; başta bizim dost ve müttefik bildiğimiz NATO ülkeleri ve bölgede oynanan oyunda rol kapmak isteyen Çin, Rusya, İran ve petrol zengini ülkelerini bu işte rol aldılar.

Terör örgütleriyle mücadele, sadece askeri yöntemlerle çözülebilecek bir problem değildir. Meselenin bir ahlaki ve stratejik yönü, tutarlı bir akıl ve uluslararası hukukla uygunluğu ile bu mücadelenin meşruluğu söz konusudur.

Her fırsatta ülkemizi eleştiren ve hizaya getirmek isteyen batı dünyası her zamanki ikircikli duruşu ve yüzü, sahte demokrasisi, tek taraflı özgürlük anlayışı, algı operasyonlarıyla bu terör örgütlerini kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaktadır. Neticede ortada oynatan, oynatılan ve oynanan bir tiyatro vardır. Seyirciler ise sömürülen ülkeler ve insanlarıdır.

Oyun sahasında yaşadığımız gerçekler ve tarih sahnesinde seyrettiğimiz olaylar bize kuklacılardan da, kuklalarından da bir hayır gelmediği, gelmeyeceğidir.

Tarih boyu sorun çözmekte aracı, masada güçlü bir kart olarak kurulan terör örgütleri, eninde sonunda kendi efendilerinin başına dert olmuşlardır. Kuklalar ne zaman kukla olduklarını anlarlarsa özgür ve bağımsız olabilmeleri için ilk hesaplaşacakları düşman efendileri olacaktır.

Kuklacıların gözünü kör eden savaş meydanları veya düşmanları değil, kendi stratejik körlüklerdir.

‘’Terörsüz Türkiye projesine’’ karşı çıkan bazı milliyetçi- muhafazakâr, sağcı- solcu, Kemalist-laik ve diğerlerine sormak lazım; kırk yıldır her iki taraftan akan kan yetmedi mi?

İnsan ve maddi kaybımız kardeş olan her iki milletin en önemli varlığı, en önemli potansiyeli değil midir?

Kırk yıldır bu ülkede kuklacılar ve kuklaların oynadığı oyunları hala fark edemeyen gözler, hissedemeyen kalpler ve gönüller acaba kimlere hizmet etmedeler? Bu saflık, aymazlık ve bakar körlük nereye ve ne zamana kadar?

Malazgirt’ te, Yemen’ de, Çanakkale’ de, İstiklal savaşında omuz omuza savaşan bu iki milletin çocuklarını karşı karşıya getiren hangi hainler, alçaklar, sahte kahramanlar ve emperyalist güçler olduğunu hala bilmeyenler var.

Terör terörle dengelenemez ve yok edilemez. Terörü ortaya çıkaran sebepler, onun nedenleri ve her iki tarafı kullanan güç odakları kuklacıları ortadan kaldırmadıktan sonra sorun kökünden halledilemez.

Devlet teröristleri sorguladığı kadar şimdiye kadar yaptığı kendi hata, yanlış ve stratejik körlüklerini de sorgulamalıdır ki, ‘’Terörsüz Türkiye Projesini’’ başarıya ulaşsın. Unutmayalım ki teröristler bu ülkenin milli eğitim kurumlarında, bu ülke de yetiştirildi ve bu ülkenin vatandaşları. Burada devletin hiç mi stratejik körlükleri yok?

Devlet vatandaşını baba gibi kucaklayan, kuşatan, bağrına basan ve onlara adaletli davranandır. Samimiyet ve dürüstlük her kördüğümü çözebilecek bir güce sahiptir.

Biz Müslümanlar olarak Cumhuriyet tarihinde ‘’Devrimler, Takriri Sükûn, Tek Parti diktatörlüğü, darbeler, 28 Şubat, Batı çalışma gurubu…’’ vs. gibi devlet içinde devlet olan dış bağlantılı ne darbeler ve darbeciler gördük. Hiçbirisi unutulacak gibi değil ve unutmadık.

Dünyada birçok ülkede teröristleri doğuran, besleyen ve büyüten terör devletlerinin bizzat kendisidir.

‘’Terörsüz Türkiye’ ye ’’ evet, ama ‘’ Devlet terörüne’’ de hayır demek vatandaşlık görevimiz olduğunu unutmamalıyız.

Yorum yap

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

İmralı ne işe yarar

İmralı ne işe yarar

Dünyadaki terör örgütleri kendi başlarına hareket eden bağımsız yapılar değillerdir. Kukla ve kuklacı misali birilerinin …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir