“Hayır” için yazılan maddelerin aslında ne içerdiğini anlatmak bile gördüğümüz gibi uzun bir yazı serisi oldu. Bu yazı ile beraber dördüncü yazımız olacak. Tahminen devam edecek gibi duruyor. Sorun yok elbette, Allah fırsat verdikçe yazmaya devam edeceğiz. Evet, kaldığımız yerden devam edelim…
“Tek adam karar verdiğinden belirsizlik hakim olacak. Kimse yatırım yapmaya cesaret edemeyecek. Ekonomi tek adamın keyfine göre vereceği kararlara kurban edilecek. Kriz, iflaslar, işsizlik ve yoksullukla birlikte çöküş getirecek.”
HSYK’nın yapısı ve seçim dönemi değişiyor yeni sistemde. Yeni adı Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) oluyor. Üye sayısı 22’den 13’e, daire sayısı da 3’ten 2’ye iniyor. Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nın mevcut durumları korunuyor. HSK’nın 4 üyesi aynı şekilde Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek. Çoğunluğunu oluşturan 7 üye de ilk kez Meclis tarafından nitelikli çoğunluk ile seçilecek. Yargı kurumu üyeleri arasında var olan seçime dönük rekabet ve gruplaşma son bulacaktır.
Gelelim diğer meseleye… Bu ülke ne çektiyse ülkeden hortumlanan paralar, al aşağı edilen hükümetler, gömlek değiştirir gibi değiştirilen hükümet dönemleri, enflasyon, yüksek faiz, dış güçlerle ülke içerisindeki bu milletten olmayan kumaşı Anadolu tezgahlarında dokunmamış vatan hainlerinin birlikte hareket etmelerinden çekti. Bu ülke ne zaman milli adımlar atmaya kalksa önüne set kuruldu. Adnan Menderes’i bunun için ipe götürdüler, Turgut Özal dümeni eline almıştı bu yüzden götürüldü. 1993’te o karanlık yılda önemli devlet adamlarımız hep bu millete hizmet ettikleri için çeşitli suikastlara maruz bırakıldılar. En sonunda da Erbakan Hoca dini kimliğimize nokta atışı yapan bir insandı. O da bu amaca hizmet ettiği için görevden alındı. Bu süreç 2001 Bankacılık Krizine kadar devam etti, Cumhurbaşkanı Sezer’in Başbakan Ecevit’e Anayasa Kitapçığını fırlatması ekonomiyi alt üst etti. Faizler gecelik bazda %7500’e kadar fırladı. Bu ortamda çok sayıda banka battı, paraları da iç edildi.
Bunlar ne zaman oldu, bunun hesabını gelin siz yapın? 2001 ve öncesi… Son 15 yılda asıl varlığı millet bu dönemde gördü. Ülke adeta yatırımlar ülkesine döndü. Yatırımlar yapıldıkça, etkisini gösterdi. Enflasyonu tek hanelere faizleri tek hanelere kadar indirdi. Milli gelirini arttırdı, kişi başı milli gelir on bin dolarlara kadar yükseldi. Yapılan ekonomik girişimlerle bu raddeye kadar geldik Allah’a şükür. Bunlar ne zaman oldu? 15 yıllık Ak Parti döneminde. Tek parti hükümeti bu süre zarfında ülkeye yaramış görünüyor.
Şimdi bakıyoruz ki bütün bu girişimleri yaptık, yapmaya da devam edeceğiz inşallah. Ancak bu sağlamlığı bir de siyasi tabana oturtmamız gerekiyor. Daha önce bu köşeden defalarca yazdım. Bir devletin en üst kademesinde çok seslilik olamaz. Biz 300 sene Selçuklu ile 600 sene Osmanlı ile bu sistemle yönetildik. Ne olduk, sınırlarımız mı daraldı? Aksine 25 milyon km. kare bir alanda hükmettik. Şimdi de yeni sistemde bir daha devletin en üst kademesinde bu aksaklıkları yaşamayalım diye destek çıkmamız gerekiyor. Asıl kriz, faiz, enflasyon, yatırım sorununu biz 2000 öncesi yaşadık. Çünkü siyasi krizlerden başımızı kaldırıp da ülkemiz adına hiçbir şey yapamadık. Yapmaya kalktığımızda da engellerle karşılaştık.
Şimdi de diyoruz ki güvene ihtiyaç duyuyorsak, güven devletin merkezinde başlar. Milletle birleşip bir toprakta var olur. Bunu yapacak gücümüz elbette var. Bu güç de milletten geçiyor. Bundan ötesi manipülasyon, ıvır zıvırdır…
Devam edeceğiz…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ