Perşembe , 21 Kasım 2024
Son Dakika Haberler
Müttefik düşmanlar

Müttefik düşmanlar

Kullanıldığı yere ve amaca göre değişik anlamları olan ’’müttefik’’ kelimesini yazılı ve sözlü olarak Türkçede sık sık kullanırız. Mana olarak; ‘’bağlaşma’’, ‘’anlaşma’’, ‘’uyuşma’’, ‘’belirli konu, fikir veya prensipler üzerinde bir araya gelme…’’ anlamına gelir. İttifak ise; Bağdaşanlar, anlaşanlar, bir araya gelenler için kullanılır.

Başlangıçta ittifak Devletleri Almanya, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ve İtalya’dan oluşmaktaydı. Daha sonra İtalya; İtilaf Devletlerine katıldı. İtilaf Devletlerinin başını İngiltere, Rusya ve Fransa çekmekteydi. Sanayileşmenin ve sömürgeciliğin başat aktörü İngiltere İtilaf Devletlerinin lideri, onunla süper güç olma yarışındaki olan Almanya ise; İttifak Devletlerinin başı konumundaydı.

İkinci Dünya Savaşında yakılıp yıkılan Avrupa her alanda harap oldu, zayıf düştü. Amerika Birleşik Devletlerinin öncülüğünde 1949 da Brüksel’de Sovyetler Birliği’nin işgalci ve yayılmacı politikalarına karşı birbiriyle kanlı bıçaklı olan Avrupa’nın güvenliğini korumak için küresel  askeri bir örgüt olarak NATO ittifakı kuruldu.

Sömürgeci Batı dünyasının kendi kontrol ve çıkarları, kendi kural ve kaideleri doğrultusunda dünya hakimiyetini tekellerinde tutmak için kurdukları bu askeri blok , kendileri gibi saldırgan, işgalci, istilacı Kominist Sovyet yayılmacılığına karşı bir savunma hattı olarak kuruldu.

Tarih boyu Rusya ile savaşan Osmanlı İmparatorluğunun varisi Türkiye Cumhuriyeti Sovyet tehdit ve saldırılarıyla karşı karşıya idi. 2. Dünya savaşının galip devletleri ABD, İngiltere, Fransa…öncülüğünde kurulan bu kuruluşa 1952 yılında Türkiye de üye olarak katıldı ve NATO müttefikleri arasına girdi.

Sovyet işgali ve belasından emin olmak için Türkiye ezeli düşmanları İngiltere ve Fransa ile aynı blokta bir araya gelerek bugünkü NATO işgal ve sömürü ağının çelik dişlilerinde birisi oldu. Türkiye NATO müttefiki olarak ABD, İngiltere ve Fransa önderliğindeki emperyalist güçlerinin Ortadoğu’daki en güçlü ordusuna sahip bir ülke olarak NATO ittifakının omurgasını oluşturan devletlerin çıkar ve menfaatlerini koruduğu, onların her dediklerine itiraz etmediği sürece küresel oyun kuran NATO üyesi ‘’Batılı düşman kardeşlerin’’ gözünde hep iyi, uslu ve akıllı ’’Bizim çocuklar’’ olarak muamele gördü.

Kod adı; ‘’Atilla Harekatı’’ olan, 20 Temmuz 1974′ teki Kıbrıs Barış Harekatından sonra NATO ittifakı devletleri gerçek çirkin yüzlerini göstererek adayı kan denizine çeviren katil Rumlara sahip Türkiye’ye karşı düşmanca bir tavır içine girdiler. Hep birlikte Türkiye’ye ambargo uyguladılar. Çünkü; Türkiye batı devletlerinden icazet almadan Kıbrıs Harekatını başlattı. Kıbrıs’a asker asker çıkarmıştı. Bu harekat ise; Sevr, Mondros ve Lozan anlaşmalarıyla milletimizin bileklerine vurdukları zincirleri kırması, ayaklarına bağladıkları prangaları kırması anlamına geliyordu. 19. Asrın başlarında Osmanlı ile kanlı savaşlara giren ve onun Irak, Filistin,  Hicaz, Yemen, Mısır, Kıbrıs…  gibi topraklarını işgal eden İngiltere, Suriye, Lübnan ve Cezayir topraklarını işgal eden Fransa, Libya ve Ege adalarını işgal eden Yunan ve  İtalya gibi batılı devletlere karşı başlatılan bir bağımsızlık savaşının başlangıcı idi. Onun için ‘’Kıbrıs Barış Harekatından’’ olağanüstü rahatsız oldular. Uslu çocuk zaptedilemiyor, bir dev uyanıyor ve kontrollerinden çıkıyordu.

Hıristiyan batılıların milletimize karşı olan düşmanlıkları ilk olarak Kıbrıs harekatıyla başlamadı. Bu, ta Haçlı savaşlarına kadar uzanan kapanmayan bir defterin, bitmeyen bir hesaplaşmanın sadece küçük bir parçasıydı. Osmanlıya dört bir cepheden canavarca saldıran, onu parçalayıp yıkan, Anadolu’yu baştan başa işgal edenler; İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılardan oluşan bugünkü; bu müttefikimiz (!) dediğimiz çifte standartlı düşmanlarımız değil miydi.

Batımızda; Egede Denizinde, Doğumuzda; Doğu Akdeniz’de, Güneyimizde; Suriye ve Irakta, hinterlandımız olan coğrafyamızda; Yemende, Katarda, Afganistan’da, Keşmir’de, Libya’da, Karabağ’da, Kıbrıs’ta… da en vahşi ve barbarca karşımıza dikilenler, dünkü azılı düşmanlarımızın çocukları olan bugün NATO  ittifakını oluşturan, aynı blok içinde yer aldığımız  yıllarca milletimize dost ve müttefik diye tanıtılan bu sözünde durmayan yalancı, kuzu postuna bürünmüş canavar emperyalist batılılar değil miydi?

Aşımıza, işimize göz diken, ordumuzu yurdumuzu yok etmeye çalışan, milletimizi esir ve köleleri gibi görmeye çalışan, dünkü; işgalci, sömürgeci Haçlı orduları olan bugünkü; müttefik düşmanlarımızın ta kendileri değil miydi? Yani; biz Türkiye olarak Rus ayısının bela ve musibetinden kaçarken, NATO da bir araya gelen zehirli yılanlarla aynı çuvala girdik. Şimdi, dışarıda o zehirli yılanlarla; Irakta, Suriye’de, Doğu Akdeniz’de, Libya’da onların paralı askerleriyle savaşıyoruz. İçeride ise; sözde müttefiklerimizin uzantıları ve temsilcileri durumunda olan yerli ve milli olmayan piyonlarıyla boğuşuyoruz.

Türkiye’nin birkaç kardeş devlet ve milletten başka gerçek bir müttefiki olmadığını artık anlayalım. Kendi göbeğimizi kendimizin kesmemiz gerektiğini, sorunlarımızı bileğimizin, zekamızın, cesaret ve fedakarlığımızın gücüyle çözebileceğimizi asla unutmayalım. Menfaatlerinin bittiği yere dostlukları biten, bizimle birlikmiş gibi görünen ikiyüzlü dostlarımızın da ne ‘’mallar’’ olduğunu iyi bilip, yolumuza öyle devam edelim.

Her şeye rağmen Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi millet ve devlet olarak biz, dost ve düşmanlarımızın kimler olduğunu iyi bilip tanıyalım. Yollar bizi bekliyor. Dost ve kardeşlerimiz bizi bekliyor. Tarih ve coğrafyamız bizi bekliyor…Mazlum milletler bizim gelişimizi bekliyor. Durmak yok, yola devam…Vesselam!..

‘’Düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın, Gece gündüze muhtaç, sen de bana lazımsın’’

Arif Altunbaş, Haber 7

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Arif Altunbaş Türkiye gibi kendi kimliği, benliği, medeniyeti ve kültüründen koparılmak istenen ülkelerde, “aydın” kavramı, …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir