Türkiye’nin Güney’inde, Suriye’nin Kuzey’inde ve Kuzey Irak’ta yapılmak istenenleri biliyoruz.
Tıpkı KUZEY-GÜNEY SAVAŞI gibi.
2011’de Suriye’de çıkarılan iç savaşta milyona yakın insan hayatını kaybetti. Milyonlarca insan da yerlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldılar. Bunların 3 milyona yakını da Türkiye tarafından himaye ediliyor, konteyner kentlerde bakılıyor.
Suriye’de altı yıldır sağlam ev, bina bırakmadılar. Terör örgütleri Küresel senaristlerin amaçlarına hizmet için sürekli şekil değiştirdiler, el değiştirdiler. Ne PYD DEAŞ’a düşmandı ne de DEAŞ PYD’ye. Aynı durum YPG için de geçerli. Suriye’yi paramparça ettiler. Ancak Türkiye’nin ÖSO ile birlikte dahil olduğu operasyonlar sonucunda terör kantonlarının birleşmesi Suriye ayağında engellenmiş oldu.
Başlattığımız FIRAT KALKANI OPERASYONU ile kantonların birleşmesini engelledik. Kuzeyimizde oluşturulmak istenen Kürt Devleti görünümlü fakat Kürtlere düşman TERÖR ÖRGÜTÜ DEVLETİ oluşumunu engelledik. Bu süreçte hem Türk askerleri şehit oldu hem de müttefik olarak birlikte hareket ettiğimiz Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) askerleri. Bunlar elbette ki canımızı yaktı ancak orada yapılmak istenen terör örgütü devletini de bertaraf ettik…
Bu bir kenarda dursun. Başka bir sorun daha var Güneyimizde.
25 Eylül’de BARZANİ, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni (IKBY) Irak’tan bağımsız hale getirmek için referanduma gidecek. Aslında bu referandum öyle göründüğü gibi basit bir referandum değil. Kuzey Irak, Irak’ın bütününden, Merkezi Hükümetten koparılacak, Akdeniz’e açılan Kürt görünümlü terör devleti kantonunun bir ayağı tamamlanacak. Amaç bu…
Oluşturulmak istenen Kürt Devleti görünümlü TERÖR DEVLETİ KANTONU, Suriye ayağı sekteye uğrayınca IKBY’deki bağımsızlık referandumu daha da önem kazandı. Belki IKBY’nin bağımsızlığına destek verenler bunun farkında değil ama senaristlerin yani enerji avcısı güçler farkında.
Bağımsız IKBY ne Kürt halkını savunacak ne de bölgedeki diğer farklı etnik kökendeki yapıları. Tek amaç Irak’ın Kuzeyini Merkez’den koparmak. Görüldüğü gibi amaçlar farklı şekillerde fakat aynı senaristler tarafından gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Burada en büyük dikkati göstermesi gereken Türkiye. Sonuçta hedeflenen terör oluşumu bizim güney sınırımızda. Suriye’de nasıl hem askeri hem de diplomatik yollarla başarı elde ettik ise IKBY’nin bu kararını da aynı yollarla lehimize döndürmek durumundayız. Referanduma olan karşıtlığımızı uzlaşmacı politikalarla belirtmeliyiz.
Her halükarda EVET de çıksa HAYIR da çıksa bölgede bir arbede yaşanması olası. Her durumdaki politika ve planlarımızı da buna göre oluşturmalıyız. KÜRESEL AKIL üst düzey kart oynuyorsa ANKARA da üst düzey oynuyor, oynamak zorunda. Bunun farkında olalım yeter.
ABD, BARZANİ’yi etki altına almış olabilir, hem de silah zoruyla. Biz de kartımızı ona göre oynayacağız. Referanduma olan tepkimizi zaten gösterdik. Hem diplomatik hem de gerekirse askeri olarak cevabımızı sahada göstereceğiz. Karşı taraf niyeti belli etti çünkü…
İBRAHİM YAVUZ