Perşembe , 21 Kasım 2024
Son Dakika Haberler
JÖN TÜRKLER ABDÜLHAMİT’E, BÖN TÜRKLER ERDOĞAN’A KARŞI

JÖN TÜRKLER ABDÜLHAMİT’E, BÖN TÜRKLER ERDOĞAN’A KARŞI

Jön Türkler (Genç Türkler) (Fransızca: Jeunes Turcs) Osmanlı Devleti’nde İkinci Meşrutiyetin gelmesinde etkili olan devrimci gruptur. Dönemin şartlarında bu grubun üyeleri özgürlük ve demokrasi yanlısı olan kişiler olarak kabul edilirdi.

Aynen bugünkü bazı Beyaz/Bön Türkler gibi yeri gelir Ermeni olurlar, Yahudi olurlar, Rum olurlar vel hasıl her şey olurlar da bir türlü   Türkiyeli olamazlar. Milletin değerlerinin, kültürünün, inancının, birliğinin karşısında olmayı ve ayrılıkçı her hareketi desteklemeyi devrimciliklerinin bir gereği olarak sunarlar. Jön Türklerin kendi aralarında da fikir birlikleri yoktu. Tek ve en önemli ortak paydaları Abdülhamit düşmanlığı idi.  Azınlıklar üzerinde abartılı çalışmalar yapmışlar, Abdülhamit’i zayıflatacağız diye ülkenin anasını ağlatmaktan geri durmamışlardır. Onların yaptıklarının aynısını bugün torunları olan Beyaz/Bön Türkler yapmaktadır. Dedeleri Jön Türkler Abdülhamit’e her türlü küfrü ve hakareti yaparken, onur kırıcı karikatürleri yayınlarken bile basın özgürlüğü olmadığından, istibdat yönetiminden bahsedebilmekteydiler. Ahlaksız idiler, hain idiler, nankör idiler. Parayı verenin hesabına ne isteniyorsa yapıyarlar, yazıyorlar ve çiziyorlardı. Her yazıları, her konuşmaları Abdülhamit’e hakaret ve küfürle başlıyor, istibdattan bahsedip özgür olamadıklarını, istedikleri gibi yazamadıklarını söyleyip, yazıp, duruyorlardı. Aynen bugün bazı ahmak müslümanların yaptığı gibi o gün de  böyle ahmaklıklar yapan müslümanlar vardı. Bugünkülerin o günkü kankaları olan Ermeniler, Yahudiler ve Rumlar kendi dillerince Abdülhamit istifa diye bağırıyorlardı. Bugün ise onların torunları ve yerli işbirlikçileri olan Beyaz/Bön Türkler hep birlikte Türkçe Erdoğan istifa diye haykırıyorlar. O günlerde küfürlerinin ve hakaretlerinin dozunu artırınlar korkuya kapılıp yurt dışına kaçıp sahiplerinin yanında Padişah’a havlıyorlardı. Aynen bugün basın özgürlüğü yok deyip cumhurbaşkanına her türlü hakareti ve tehditi yapanlar gibi. Sıkışınca soluğu efendilerinin yanında alanlar gibi. Bu milletin her türlü birliğinin düşmanlarıyla iş tutuyorlar, birbirlerine destek ziyaretleri yapıyorlar. Dinimizin ve hertürlü değerimizin düşmanlarıyla sarmaş dolaş olabiliyorlar.

“Ey Türk Gençliği!” diye başlayan andın okullarda okutulmasının kaldırılmasına şiddetle karşı çıkmışlardı. Şimdilerde ise bırakın bir metnin kaldırılmasını bir milletin yok edilmesi, parçalanması projelerinin siyasi ayağı olan bir partiyi cilalayıp parlatmakla kalmıyorlar aynı zamanda televizyonlarında ve gazetelerinde sürekli haber yapıyorlar ve gündemde tutuyorlardı.  Bununla da yetinmeyip bir de  oy veriyorlar. Çok büyük iş yapmış gibi bunu övünerek de yazıp çizebiliyorlardı.

Bütün bunları ilalıyıp parlattıkları, sürekli gündemde tuttukları, cici çocuk güzellemeleri yaptıkları ve oy verdikleri  PKK’nın siyasal kanadını sevdikleri için yapıyorlar? Elbette hayır. Tayyip Erdoğan’a düşmanlıklarından, kinlerinden ve hasetliklerinden dolayı bunu yapıyorlar. Eskaza ülke bir işgale maruz kalsa kin ve hasetlikleri onları düşman saflarına rahatlıkla it’ebilecektir.

Bugün Beyaz/Bön Türkler, özgürlüğü her türlü semirenler, kendi ırkdaşlarına özgürlüğü ve huzuru çok görenleri destekleme bönlüğünü bile gösterebilmektedirler. Pencerelerine taş düştü diye kıyameti koparanlar, kırılan camlarına güzellemeler yazanlar, ağıtlar yakanlar otuz yıldan beri bu ülkenin her türlü değerini taşlayanlarla birlikte olma aymazlığını da gösterebilmektedirler.

Beyaz/Bön Türklerin Tayyip Erdoğan düşmanlığı, kini ve haseti aynı zamanda bunları paranoyak haline getirdi.

Sizin kininiz ve hasetliğiniz haset ettiğinize dua olarak giderken size de bela olarak dönmektedir. Kin ve hasetlik içerisinde çatlayın emi.

 

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir