Uşak Yöresinden bir Halk hikayesi/Anonim
Bundan yaklaşık 200 yıl kadar önce uşak yöresinde islamoğlu adında biri yaşarmış. İslamoğlu köyünde yufka yürekli tanınan iyilik sever kimseyi inciltmeyen bir insanmış. Cana kıyacağı kimsenin aklından bile geçmeyen islamoğlu bir gün kahvede otururken ufak bir münakaşa sonunda arkadaşını öldürüyor ve dağa çıkıyor. islamoğlu nun peşine bir çok zaptiye salınıyor fakat aylarca ele geçmiyor. Bir gün köyün yakınlarında ulu bir çınar ağacının altında otururken köylüler islamoğlunu görüyorlar. Hemen zaptiyeye haber salınıyor. islamoğlu aptestini almış tam namaza durduğu sırada zaptiyeler kendisine ateş açıyorlar. iri gövdeli islamoğlu ulu çınar ağacına yaslanıp öylece kalıyor. Yere yığılmayan islamoğlunu ölmedi zanneden köylüler 4 gün yakınına varamıyorlar. 4 gün sonra ceset yere yıkılıyor.
islamoğluna yakılan bu türkü bugün hala uşak yöresinde düğünlerde söylenir. Ellerde kaşıklar çalınarak, kıvrak zeybek havası olarak oynanır.
İslamoğlu
İslamoğlu derler benim adımı
Yiyen bilir ince bıçağımın tadını
Yaman olur Şaphanenin adamı
Nolaydın da keşke teslim olaydın
Konak avlusuna kendin varaydın
Şaphane dağını duman bürüdü
Üçyüz atlı beşyüz yaya yürüdü
Can Mustafam şu dünyada bir idi
Nolaydın da keşke teslim olaydın
İslamoğlu inip gelir enişden
Her yanları görünmüyor gümüşten
Mevlam kurtarsın seni bu işten
Nolaydın da keşke teslim olaydın
İslamoğlu Orhanlara yaslanır
Yağar yağmur al çepkeni ıslanır
Deli gönül bir gün olur uslanır
Nolaydın da keşke teslim olaydın
İslamoğlu derler benim bir adım
Düşmandan öç almak idi muradım
Tavlada bağlandı kaldı kır atım
Nolaydın da keşke teslim olaydın