Perşembe , 5 Haziran 2025
Son Dakika Haberler
İslâmcılık birlik, hilafet, şeriat

İslâmcılık birlik, hilafet, şeriat

Prof. Dr. Hayrettin Karaman

Kendimi içlerinde hissettiğim İslamcı Müslümanların vazgeçilemezleri arasında birlik, hilâfet ve şeriat vardır.

İdeal birlik, ümmetin (bütün Müslümanların) tek bayrak, tek vatan ve tek yönetim içinde birleşmesidir; lakin bunun tarih boyunca kâmil manada bir türlü gerçek-leşemediğini biliyoruz.

Engelin, hem dıştan hem de daha üçüncü ve dördüncü halifeden başlayarak içten kaynaklandığını da biliyoruz.

Ulus devletler ortaya çıkınca daha önce sıkı veya gevşek merkeze bağlı Müslüman gruplar, bu oyunu oynayan kurtlara yem olacaklarını düşünemeden üzerine atladılar ve onlar da ulus devletler oluverdiler.

Ümmetin bu tabii olmayan parçacıkları, Müslüman olmayanlara karşı olduğu kadar Müslümanlara karşı da sınırlarını ve bağımsızlıklarını korumak için savaşabiliyorlar.

Sömürücü iri devletler, bunları savaştırıyor, silah satıyor, borçlandırıyor; cahil, yoksul, dolayısıyla bağımlı kalmaları için her vicdansız çareye başvuruyorlar.

Az sayıda İslâmcı sultan zincirleri kırmaya teşebbüs edince çeşitli şekillerde yok edildiler.

Son yıllarda ideal manada olmasa da bası alanlardan başlayarak ilişki, birlik ve dayanışma teşebbüslerini memnuniyetle takip ediyoruz.

Bundan sonra olsa olsa “Müslüman topluluklar/devletler konfederasyonu” gibi bir birlik olabilir. Bayrak tek, sancaklar çok olur.

Ancak otuz yıl dayanabilen hilafet saltanata dönüşmüş, yüzyıllardır Müslümanlara, sultanlar “halîfe” diye benimsetilmiştir.

Zamanın şartlarına göre halîfenin niteliklerinde ayarlamalar yapılmıştır.

Bugün, yukarıda açıklamaya çalıştığım birlik gerçekleşirse her bir parçadan seçilmiş üyelerin teşkil ettiği meclis, yapacağı anayasaya göre yöneticiyi tayin eder. Bunun dönüşümlü olması da mümkündür.

https://cf5b29679bdbbbc4b4ae1c241a6f70e1.safeframe.googlesyndication.com/safeframe/1-0-45/html/container.html

Şeriat, İslâm hukuku demektir. Anayasadan yönetmeliklere kadar İslâm birliğinin mevzûâtı oluşturulurken naslar (âyetler, hadisler), ihtiyaç, mesâlih ve mekasıd, zaruretler, ictihad, şûrâ birlikte kaynak ve yöntem olurlar. Hedef, her alanda, kesin bilgi veya galip zan ile Allah’ın razı olduğu hüküm ve çözüme ulaşarak uygulama yapmaktır.

Dün ve bugün, İslâm’ın doğru öğrenilmesini ve uygulanmasını, Müslümanların birliğini, birliğin bir şekilde kurumlaşmasını, caydırıcı güç elde ederek bütün Müslümanların birlikte korunmasını, en uygun yoldan İslâm’ın teblîğini (da’vet)… dert edinen Müslümana “İslâmcı” denir.

İslâmcılık belli bir hareketin, çıkışın, parti siyasetinin…tekelinde değildir.

Bir parti başaramadı, bir devletteki devrim amacına ulaşamadı diye “İslâmcılık öldü” diyenler, ölmesini isteyenlerdir, ama o, yeryüzünde bir tek İslâmcı var olduğu sürece ölmez, ölmeyecektir.

Yorum yap

Ayrıca Bakınız

SÜRGÜN AKINCI/ ANILAR, ARİF ALTUNBAŞ

SÜRGÜN AKINCI/ ANILAR, ARİF ALTUNBAŞ

Sürgün Akıncı kitabı 1.2. ve 3. ciltten oluşacak bir seri olacak. Yayınlanan 1. Kitap yazarın …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir