Perşembe , 21 Kasım 2024
Son Dakika Haberler

İnsanlığın tükenişi

Rusya elinde avcunda ne varsa her türlü bedel ve faturayı ödemeyi göze alarak Atlantik blokuna rağmen Ukrayna’yı işgal etti. Baltayı taşa vurdu vurmasına ama, öyle kolay kolay da istediğini almadan geri çekilecek değil.
Dünyadaki azgın azınlığı temsil eden, ‘’Tavşana kaç, tazıya tut’’ diyen Atlantik Bloku (NATO) Ukrayna piyonunu öne sürerek ve onu büyük bir borç batağına sürükleyerek Rus ayısına kolay yutulur yem olmadığını göstermeye çalışıyor. Rusya’nın süper saldırgan olarak zayıflaması ABD süper saldırgan olarak güçlenmesi anlamına geliyor.

Paradoks içinde paradoks yaşayan savaş canavarını durdurmak Ukrayna ve Rusya’nın elinde değil. Ortalığı karıştıran ABD isterse; bu çelişkiler yumağını hemen çözebilir. Rusya’ nın AB ülkelerine günlük sattığı gas ve petrol geliri 1 milyar Dolar, Moskova’nın günlük savaş masrafı hemen hemen o kadar. Yani, Ukrayna sahasında batıya karşı verilen savaşın finansını batılı ülkeler yapıyor.

Rusya’ yı aptal yerine koyup bir de onun çenesinin altına kadar sokulup taciz ederek ‘’Haydi erkek isen vur’’ dersen böyle bir hareket azgın Rus ayısının canına minnet.  Bu acımasız vicdansız savaşın mimarları, ustaları ve askerleri de batılılardır.

Rusların zaten tarihi geleneğinde var olan işgalci ve istilacı o sınır tanımaz vahşi ruhunu soğuk savaş sonrasında derlenip toparlayıp kendisiyle birlikte herkese zarar verebilecek potansiyel tehlikeli bir sınıra getirmişti. Ya doğuda; Kuril Adaları üzerinden Japonya ile, ya Batıda; Baltık ülkeleri üzerinden AB ile bir hesaplaşmaya hazırlanıyordu.

ABD’nin başına kim gelirse gelsin hepsi de dünyadaki azgın azınlığın piyondur. Batıda; ‘’Demokrasiye, insan Haklarına, adalete, insanlığa ve devlet yönetimine bakış patronunun iki dudağı arasındadır. Patron da,  derin dünya devletidir. ABD derin dünya devletinin aldığı kararlara, plan ve projelere, strateji ve taktiklere, savaş ve barışa, yaptırımlar vs. bütün hususlarda ilk önce buna demokratik (!) olarak seçilmiş ABD başkanları uymak zorunda kalır. Demokratik hak ve özgürlükler, milletin ne dediği veya diyeceği çok önemli değil, bunlar hiçbir zaman azgın azınlığın aldığı kararların önüne geçemez. Zaten kuklaların itiraz hakkı da yoktur, onlar sadece emirlere itaat etmekle görevleridirler.

Kısaca; değindiğim bu ince hususlar ve durumlar birazcık tanıdık gibi geliyor mu size de?

Türkiye’ de Tek Parti diktatörlüklerinin, darbe ve darbe dönemlerinin yaşandığı yıllarda batı ile ilişkilerimizin en iyi olduğu dönemler değil miydi? İnönü ceberut yönetiminin insanımıza nefes aldırmadığı dönemlerde batılı bir tek yöneticinin bile gık’ ı çıkmış mıydı . Dünyada ve ülkemizde birçok faili meçhul olaylar kim adına, kimin hesabına işlendiğinden bahsedecek kaç yürekli adam kaldı? Uysal diktatörler oyunu kurallarına göre oynarlarsa demokrasi kahramanı olmuşlardır her zaman.

Savaşın şimdiye kadar hiç kazananı olmamış, barışın da hiç kaybedeni yoktur. İyi de, bir tarafta barış görüşmeleri devam ederken, diğer tarafta; savaşı bütün şiddeti ve dehşetiyle sürdürenler ne yapıyorlar veya ne yapmak istiyorlar?  Demek ki, savaşın içinde görünmeyen, apayrı bir başka savaş daha var.

Zor durumda olan güçlü(!)  ve genellikle tüketici ABD ekonomisi savaşlar olmaz ise, kimlere silah satacak ve kimlerin sırtından para kazanacak ve ayakta duracak?

Bütün AB ülkeleri; Polonya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan, Slovenya Slovakya, Çekya,  Gürcistan, Türkiye ABD savunma sanayinin can damarlarına taze kan pompalamak için milyarlarca dolar silah siparişlerini çoktan verdiler bile. Parasını ödesen de beyler istedikleri fiyata sana isterlerse satarlar, istemezlerse de satmazlar. Bunların sizin stratejik müttefikleriniz, öyle mi?.

Şimdi de, ortalıkta bir top koşturup duruyorlar; ‘’Putin insanlık suçu işliyormuş diye. Evet, öyle . Sizlerde onun suç ortaklarısınız. İngiltere, Fransa, ABD, Çin sizler Rusya’nın Ukrayna’da insanlığın onuru ayaklar altına alıp çiğnerken neredesiniz?  Bir zamanlar siz de bu suçların benzerlerini ABD, Asya, Avrupa, Afrika ve Avusturalya kıtasında işlemediniz mi? Ukraynalılar insan da, yok edip soy kırıma tabi tuttuğunuz öteki milletler sivrisinek sürüleri miydi? Kızılderilileri, İnka’ları, Afrika’ lıları kimler yok etti? Hiroşima ve Nagzaki’ye atılan Atom bombaları oyuncak mıydı? Vietnam, Kamboçya, Londra, Paris, Berlin, Düsseldorf, ve daha nice yerle bir edilen şehirlerde katledilenleri masum insanların katilleri kimlerdi? Adama; ’’Birini yargılamaya kalkarken, önce sen aynana bak’’ demezler mi ?

Ey vahşet Medeniyeti!

Hangi katil başka bir katili katil olarak suçlar ve yargılar ki?

İnsanlık, kendi çıkarları için öz kardeşlerini bile vahşice öldürmeyi, Neron gibi dünyayı ateşe vermeyi normal gibi karşılıyorsa, burası vahşi batı medeniyetinin geldiği en son durak, en soysuz ve en alçak seviye olan ‘’Belhum adal’’(Araf; 179) noktasıdır.

İnsanın içindeki insanın yavaş yavaş öldüğünü bırakın, insanlığın kokuştuğu noktadayız. Ha ABD, ha AB, ha Rusya, ha Ukrayna! Her yol Roma’ya çıkıyor.

Arif Altunbaş, Haber7

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Arif Altunbaş Türkiye gibi kendi kimliği, benliği, medeniyeti ve kültüründen koparılmak istenen ülkelerde, “aydın” kavramı, …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir