HANGİ MİLLETTEN OLURSUNUZ?____________

_______________________________________

Hafızanızı azcık yoklayın. 

Kur’an Kursu’na gittiğiniz günlere gidin. Hoca,size,”Kimin kulusun?” diye sorduğu günlere.

-Allah Teala’nın kuluyum; diyeceksiniz. 

Sonra size, “Kimin zürriyetindensin?” diye soracak. Aklınıza,”maymun”dan geldiğiniz falan hiç gelmediği günlerde olduğunuz için, hemen şu cevabı verecektiniz:  Diyecektiniz ki; “Adem Aleyhisselam’ın zürriyetindenim.”

Bu cevabı alan hocanız,üçüncü soruyu soracak size: “Peki, kimin milletindensin?”

Şu anda,hangi milletten olduğunuzu biliyorsunuz. Hangi milletten olursanız olun: Hocanıza  o gün verdiğiniz cevaptan döneklik ettiğinizi size hiç bir kelime ile anlatamayız. Bu yüzden,işte o günlere gidin ve hocanıza o gün ne cevap verdiğinizi akıl edin:

. 

Hocanıza, aynen şöyle demiştiniz.

-İbrahim Aleyhisselam’ın milletindenim.

Sahiden öyle demiştiniz. Bendeniz şahidim: Çünkü, aynı cevabı ben de vermiştim.

 Ancak, bendeniz, ilk iki soruya verdiğim cevaplardan döneklik etmediğim gibi,İbrahim Aleyhisselam’ın milletinden olduğum cevabımdan da henüz döneklik etmedim.

 Eder miyim?.. 

Allah Teala,bunu bana nasib etmesin: Eğer,edecekse, daha şimdiden canımızı alsın: Alsın da “dönek” olmadan,huzuruna çıkabilmiş olayım: Amin.

Hoca,sonra, aynen şu soruyu sormuştu: Hatırlayın: Soruyu aynen şöyle şöyle sormuştu.

-Kimin ümmetindensin?

-Muhammed Mustafa Sallalahu aleyhi veselllem efendimizin ümmetindenim.

Görüyor musunuz: Bu soru cevapların hepsi, şu anda,hepiniz için “hikaye” olmuş durumda.

“Kul” dediğinizde, kendinizi “kul” değil,”efendi” olarak görüyorsunuz. Ancak,eğer birisine emir buyurduğunuzda,sözünüz daha iyi emir olsun diye “Ben  emir kuluyum.” dediğinizde, diliniz, kendinizin “kul” olduğunu söylüyor. Onu da “Emir kuluyum” şeklinde diyorsunuz.; “Kulum” diyemiyorsunuz. “Kimin kulu” olduğunuz,”vız” geliyor ve fakat “Emir kulu” olduğunuz,sizi ne kadar da “karşı konulmaz” kılıyor.Değil mi?..

 Yani, aslında, işin içine “kulluğunuz” girdiğinde, “efendi” oluyorsunuz. Efendilik iddianız girdiğinde de “çapul” oluyorsunuz. Akletmek lazım.

Hocanıza, “Adem aleyhisselam’ın zürriyetindenim” demiştiniz. Ama, o da şimdi hikaye…

Çünkü, “evrim” diye “bilimsel” bir gerçeğe(!) vakıf oldunuz. Adem Aleyhisselam’a zürriyet olmak ve “Adem oğlu” olmak, sizi, ortaçağın karanlıklarına götürüyor. Halbuki, siz,evrimin aydınlığında, bir maymun bozuntusu olduğunuzu nasıl  inkar edebilirsiniz.

Bakın: Geldik üçüncü sorudaki cevaba. Şimdi,her biriniz, bir başka milletten oldunuz ki, hiç birinizin milleti hiç birinizle aynı değil… Kiminiz Türktür, kiminiz Kürttür, kiminiz Boşnak, kiminiz Pomak, kiminiz,Arnavut, kiminiz Abaza,  kiminiz Çerkez, Kiminiz Gürcü ve kiminiz bilmem ne!… Yani,farkında oldunuz mu, hocanıza verdiğiniz cevaptaki sözünüze burada da döneklik yapmışsınız: O gün, “İbrahim Aleyhisselam’ın milletindenim” demiştiniz. Ama, şimdi,böyle bir cevabınız yok ve hatta o zaman bu soruya verdiğiniz cevaba da şimdi döneklik yaptığınızı akıl edebilir misiniz?

Vah benim güzel milletim. Şu kısacık zamanda, hiç mi “sabite”niz kalmadı. Bu kadar mı darma-dağan oldunuz.

Bu yüzden, bu “vatan”da,binbir “etni-site” oldunuz ve her bir “etni-site” için,”Türkiye” bir başka anlama geliyor. “Türkiye Türklerindir” derken, kafanızdaki “Türk” tanımı,”İbrahim Aleyhisselam milleti” ile hiç bir benzerlik oluşturuyor mu? Hadi,”Oluşturuyor” diyelim: Peki,oluşturup-oluşturmadığı hiç bir şekilde,sende,”kaygı” oluşturuyor mu?.

Oluştursa da oluşturmasa da “Türkiye Türklerindir” den başka,herhangi bir “iman”ın var mı?

Kaybolduk; Ey halkım: Kaybolduk.

Yeniden “çocuk” oluverin. Çocukluk günlerinize gidin: Henüz,”Şu falan imiş” demediğiniz günlere gidin: Hocalarınızın dizi dibine yeniden oturun ve aynı soruları, hocanızın, size bir daha sormasını isteyin. Aynı cevapları şimdi de verin: Sonra,tekrar döneklik yapmayın. Bakın ki,döneklik yaptığımızda “kaybolup” gidiyoruz.