Cumartesi , 15 Kasım 2025
Son Dakika Haberler
GÜNLÜK YAŞAYIŞIMIZDA YAPTIĞIMIZ YANLIŞLAR

GÜNLÜK YAŞAYIŞIMIZDA YAPTIĞIMIZ YANLIŞLAR

Dr. Mehmet Bozkurt

İDARECİLİK:

Bir mevkide makamda bulunan şahıs maiyetindekilere adaletli davranmalıdır. Ayrımcılık zulüm iş ortamını çekilmez hale getirir. İş yerinde insanları idare etmek de bir maharettir. İnsanların severek çalışması başarılarını ve iş verimliliğini artırır. Bu da büyük ölçüde o birim amirine bağlıdır. Hasekide iken bir gün Şefler toplantısında bizim kliniğin ahengi iyidir demiştim. Şefler bana o ahenk size bağlı demişlerdi. Tersine yakın zamanda bir meslektaşım büyük bir hastanede bölüm başkanı bir hocanın yaptıklarını anlattığında dondum kaldım. Hiç ultrason yapmadan yapmış gibi para alıyor ve üstelik dindar görünüyor ve kendini mağdur gösteriyor. Ayrıca çalışanlara da istifaya zorlayacak kadar baskı uyguluyormuş. Eski başhekim arkadaş da maalesef bu şahıs böyle demişti. Şahsen dindar biri olarak tanındığım bilindiğim için benim en büyük korkularımdan biri bir yanlışım hatam olur da İslama dinime zarar vermiş olurum korkusudur. Dindar birinin kötü örnek olması çok büyük bir yanlıştır.

BİR İŞİ ZAMANINDA YAPMAMAK VEYA ZAMANI EKONOMİK KULLANAMAMAK

İnsanların çoğu vakti olmadığından işlerin yoğunluğundan bahseder. Bu çoğu zaman yanlıştır. İşleri zamanında (on just time) yapmak önemlidir. Mesela telefonla 5 dakikada halledilecek bir işe 1-2 saat zaman ayırmak israftır. Veya gününde yapılması gereken bir iş yapmamak başka sorunlar ortaya çıkarır. Namazın da ilk vaktinde kılınması en sevaplı amellerden biri değil midir? Bir tarihte Merhum Es’ad Hocamız vaktiyle bir konuda beni ikaz etmişti. ‘’İş adamı sabah karar verir, akşama kadar kararını uygular, akşam karar verir sabaha işi bitirir ‘’demişti. O zaman da ne arabam ne telefonum vardı. Telefon görüşmesini ancak markette jetonlu telefonla yapabiliyordum. Bir defasında da (askerde iken) Mehmet Zahit Kotku Hocamız benden bir arkadaşıma bir hususta mektup yazmamı söylemişti. Ben bu mektubu ancak 5 gün sonra yazmıştım. Arkadaşımdan aldığım cevapta Hocaefendinin mektubu benimkinden önce geldiğini okuyunca başımdan kaynar sular dökülmüştü. Bu iş takibinde benim kusurum olmuştu.

KUL HAKKI

Kul hakkı malum Allah CC nın ancak hak sahibiyle helalleşmeden hakkını vermeden affetmediği büyük bir günahtır. Şehitlikte de kul hakkı affedilmiyor. Ancak deniz kazasında şehit olursa affediliyor. Bir de Cenabı Hak sevdiği birisi kul hakkı ile kendisine geldiğinde o kulunu hak sahibine affetmesi karşılığında cennette mükafatlar verebilir. Yani Allah sevdiği kulunun kul hakkını kendisi affetmiyor, hak sahibine affettiriyor. Bunun için de Allahın sevgili kulu olmak lazım. O da her zaman için mümkün değil. Bu nedenle kul hakkında dikkatli olmak lazımdır. Günümüzde birçok kul hakkı ortaya çıkmaktadır. Piyasada ihtikar ve karaborsa yapmak (halkın ihtiyacı olan gıda maddelerinin fiyatını artırmak için saklamak ve böylece halkın fakirlerin cebinden haksız para kazanmak) kul hakkıdır Mesela üniversitede bir bölümü kazanıyorsunuz o bölümü okuyorsunuz ancak mezun olunca o işi yapmıyorsunuz. Yapmayacağınız bir mesleği seçerek bir başkasına engel olmuş oluyorsunuz. Otoparkta arabanızı öyle park ediyorsunuz ki başka arabaların parktan istifade etmesini engelliyorsunuz. Veya parktan çıkacak bir arabanın çıkmasına engel olacak şekilde arabanızı park ediyorsunuz. Bunlar düşüncesizlik ve karşısındakine saygısızlıktan doğan kul hakkına giren yanlışlar.

Kul hakkı ile ilgili olarak Vehbi Vakkasoğlu Hocamızdan dinlediğimi güzel bir hatırayı paylaşmak istiyorum.

Bir Müslüman ile bir Yahudi bir işte ortak çalışmaktadırlar. İş konusu nedir bilmiyorum ama Müslüman ortak Yahudi ortağına ‘’Ortak kimsenin bize hakkı geçmesin, sen müşteriye biraz fazla ver fakat sakın noksan verme kul hakkından sakın ‘’dermiş. Bu böyle devam etmiş. Yahudi bir gün ortak bu kul hakkı nedir diye sormuş. Müslüman ortak Valla ben bu kadar biliyorum, daha öğrenmek istersen sana iki telefon numarası vereyim, onlardan hangisine istersen sor öğren demiş. Vehbi Vakkasoğlu Hocamızın ismi ile bir isim daha vermiş. Yahudi Vehbi Hocamızla telefonlaşarak randevu almış. İnternette Vehbi Hocamız hakkında bir araştırma yapıyor bakıyor ki Hocamızın kitapları var konferansları var, aynı zamanda eğitimci olduğunu görüyor. O sırada Ramazan ayıdır. Yahudi düşünüyor bu hoca çok yoğun üstelik Ramazan. Hocanın bir de iftarı sahuru teravihi vardır diyerek daha serbest bir zaman için tekrar randevu alıyor. Başakşehir’de bir mekanda bir gün randevulaşıyorlar. Bu görüşme yarım saat düşünülüyor iki saat sürüyor. Yahudi çok etkileniyor başka bir gün tekrar randevu alıyor. Yahudi kafasındaki soruların cevabını alıyor ama kul hakkı Yahudilikte (Musevilikte) niye yok; var damı ben bilmiyorum diye kafasına takılıyor. Hahama sormaya karar veriyor. Haham kul hakkı ben bilmiyorum diyor. Git baş hahama sor diyor. Baş hahama soruyor o da bizde kul hakkı diye bir şey yok diyor. Olsa biz böyle zengin olabilir miydik diyor. Yahudi bunun üzerine düşünüyor düşünüyor ve sonuçta Müslüman oluyor. İşte bir Müslümanın kul hakkı duyarlığı ve sonucu. Müslüman ortak bir yanlıştan sakınırken Yahudi ortak hidayete erişiyor.

Kul hakkının bir çeşidi de Devlet eliyle yapılan ve yakın zamana kadar üniversite giriş sınavlarında yapılan katsayı zulmüdür. Bu uygulama ile onbinlerce imam hatip lisesi mezunu öğrencinin puanı çalınarak onların istedikleri ve üniversitelerde hak ettikleri bölümlere girmeleri ve istedikleri mesleği seçmeleri önlenmiş oldu. Başörtü zulmü ile de okulunu bitirmeye az kalmış nice genç kızın okuma hakkı zorla elinden alınarak hayatları karartıldı. Ayrıca günümüzde daha kötü bir kul hakkı gaspı daha var ki onun telafisi nasıl olur bilmem. KPSS soruları ve diğer kamu kurumlarına (Emniyet, yargı ve benzeri) girişte sınavlarda organize bir şekilde soruları çalıp kendi elemanlarının sınavlarda tam puan almasını sağlayarak binlerce gencin geleceğini çalan paralel yapının yaptığı hırsızlığın tarihte bu çapta eşine benzerine rastlanmış mıdır bilmiyorum. Hem haram yemedik diyorlar hem bu şekilde binlerce gencin haklarını çaldıklarını inkar ediyorlar. Aşağıdaki okuma parçası guguk kuşu hikayesi bu hırsızlığı anlatan ibretlik bir hikayedir. Paralel yapı FETÖ nün yaptığı tam da bu hikayeye uymaktadır.

Bu kul hakkı gaspının hırsızlığının telafisi de mümkün değil. Bu zulüm diğer kul hakkı gaspına da benzemiyor. Onun için cezası da hiç şüphe yok çok ağır olacak.

Yorum yap

Ayrıca Bakınız

Nadir bulunan madenleri kendimiz işleteceğiz. ( Erdoğan)

Nadir bulunan madenleri kendimiz işleteceğiz. ( Erdoğan)

Türkiye artık yüksek teknoloji üretmek için olmazsa olmaz madene sahip. Birçok ülke iPhone’lardan F-35’lere kadar …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir