Mustafa Kolcu
Atalarımız: “Birlikten kuvvet doğar,” demiş. Bilinçli bir birlikteliğin gücü, her alanda anlam kazandırır. İslam’ın çağrısı da birliğe, dirliğe ve kardeşliğe yöneliktir. Birliğin başarısı, beraber aynı yöne ve aynı niyetle hareket edebilmekle mümkündür. Niyet bütünlüğü, doğru çalıştığında sonuçları da değerli hale getirir. Aksi takdirde, sorunlar çoğalır ve çözümsüzlükler artar.
Dayanışma: Engelleri Aşmanın Anahtarı
Sorunlar çoğaldıkça, dayanışma kaçınılmaz bir ihtiyaç halini alır. Bu ihtiyacı karşılamak için, doğru rehberi bulmak, bilinmez engelleri aşmada ve birlikteliği güçlendirmede büyük önem taşır. Engelleri aşabilmek için, âlemin sahibi Allah’a sığınmalı ve O’nun lütfedip ikram ettiği vahyin izinden gitmeliyiz.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Al-i İmran, 3/103) Yolun doğruluğunu hatırlatan Rahman, birleştirdiğini ayıran toplumları, kendi başlarına ördükleri çorapların azabıyla yüzleştirir.
Adım Adım Yükselmek: Sorunlara Çözüm Üretmek
Dağların zirvesine ulaşmak için, basamak basamak yükselmek ve adım adım yürümek gerekir. İnsanlığın karşılaştığı sorunlar da dağlar gibi çoğaldıkça, çözüm bellidir. Bilinen doğrulara yenilerini ekleyerek, vahyin önderliğinde aşılmayacak engel yoktur.
Bilmeyen Bilene Sorsun
İnsan, karşısındaki engelin, bir engel mi yoksa bir basamak mı olduğunu bilmelidir. Bu konuda, bilene danışmak son derece önemlidir. Doğru yere danışmak, cevaba güveni artırır. İnsan engellerini bilirse, çözümlerini de üretebilir. Bu, neye talip olduğunu, nasıl ulaşacağını ve neyin peşinden gideceğini şekillendirmek için gereklidir.
Engelleri kaldırmanın iki temel yolu vardır: Ya engel etkisiz hale getirilir, ya da alternatif bir seçenek üretilir. Bunun için yardımlaşma, iyilik ve sorumluluk üzerine kurulu bir yaklaşım benimsenmelidir. Bu da, “İyilikte ve takvada yardımlaşın.” (Maide, 5/2) ilahi emriyle gerçekleştirilmelidir. İslam’a uyan bir kişi için çözümün ilk adresi, vahiy olmalıdır. Allah, sonsuz ilmiyle bütün sorunların ilkesel çözümlerini bizlere ikram etmiştir.
İslam’ın Sonsuz Çözüm Kaynağı
İslam’ın, olumsuz engelleri aşma noktasında önerdiği ilkeler, her dönemin ihtiyaçlarını karşılayacak niteliktedir. Bu nedenle, İslam’a inananların doğru kabul ve inançları zamanla değişse de esas ilkeler hiç değişmez. Sadece zamanın gereksinimlerine göre yeni usuller ve çözümler üretilir. Gerçek manada Allah’a inanan insanlar, aldıkları kararlarda ve yaptıkları çalışmalarda İslam’ın aydınlığını yansıtırlar. Hangi dönemde ve coğrafyada olurlarsa olsunlar, nasıl davranacakları bellidir, bilinir.
Engeller: Hayatın İmtihan Parçasıdır
Yaşamın başlangıç ve bitiş arasındaki süreç, insanın denendiği, ne yapacağına karar vereceği alandır. İnsanlık, maddi ve manevi engelleri bireysel ya da birlikte aşmak için çeşitli tavırlar geliştirir. Geçmişin insanları, karşılaştıkları sınavları geçip gittiler. Şimdi ise, insanların, Rahman’ın rızasına uygun ya da aykırı davranışlarda bulunduğu imtihan süreçleri devam etmektedir.
En Tehlikeli Engel: Yanlış Kabuller
En tehlikeli engel, aklın, vicdanın, merhametin, adaletin ve hoşgörünün önündeki yanlış kabullerdir. Bu yanlış kabuller, diğer engellerin de zeminini oluşturur. Kendi engelini oluşturan bireyler ya da toplumlar, dünya ve ahiret yolculuklarının kaybedenleri olurlar. Oysa kaybetmeye razı olmak, başarmanın önündeki en büyük engeldir.