Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Doğu’da çözüm masasına bir türlü oturulamıyor. Sorunlar çözülecek gibi de değil. 2011’den bu yana açık ve net bir şekilde ortada.
2011’de Tunus’ta bir gencin kendini ateşe vermesiyle başlayan ve sonrasında Suriye’ye sıçrayan Arap Baharı, Orta Doğu’yu kan gölüne çevirdi. Türkiye’nin de güçlü bir aktör olarak masaya elini vurması, aslında çözümü arap saçına çeviren etken oldu.
Doğru olan Türkiye’nin yaptığıydı. Ancak ABD, Rusya gibi büyük devletlerin Petrol sevdası bölgedeki ateşin altına daha da odun atmakta.
Rusya her ne kadar Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olsa da bu yakınlık Suriye’de somut olarak var olmuş değil. Her fırsatta Rusya-Türkiye-İran üçlüsü Suriye için bir araya gelmekte. Yapılan açıklamalar “Suriye’nin toprak bütünlüğünün savunulduğundan” öteye gidememekte. Bu söylem de uzun süre devam edecek gibi duruyor. Henüz eyleme geçilmiş değil.
Rusya-ABD ise rejimin arkasında durmaya devam ediyor. Rusya haklı olarak rejimin arkasında duruyor. Petrol için.
Ancak aynı Rusya Akdeniz’de Türkiye ile aynı çizgide. Türkiye’nin Akdeniz’de ne kadar kararlı olduğunu görüyor…
Akdeniz’den çıkarılacak olan doğalgaz Avrupa’ya nasıl taşınacak? Tabiki Türkiye üzerinden. Rusya bu noktada da Türkiye ile yan yana… Tipik bekle gör politikasını uygulayan Rusya yani…
Türkiye de öyle… Akdeniz’de 4 sondaj gemisi olan Türkiye doğalgaz konusunda oldukça kararlı. Türkiye’nin çıkaracağı doğalgaz, belinin doğrulmasını sağlayacak. Öyle ki doğalgaz ithal kalemler içinde büyük bir paya sahip.
ABD ise her kulvarda Türkiye’yi gözden çıkarmak niyetinde. PENTAGON yani… Trump’ın bulunduğu Beyaz Saray, Türkiye ile yürümek istemekte. BEYAZ SARAY-PENTAGON eksenindeki kavgaya bakıldığında da kavganın büyük boyuta ulaştığı görülüyor…
O kavganın yansımaları da bölgede görülüyor. Trump her ne kadar bölgeden çekiliyoruz dese de böyle bir şey mümkün olmadı, olamaz da. Çünkü Türkiye’nin merkezinde bulunduğu Orta Doğu kesinlikle ama kesinlikle boş bırakılamayacak kadar önemlidir.
İpin ucu AKDENİZ’e de çıkıyor öyle ki… PENTAGON-DERİN ABD askerlerini yani açıkça desteklediği PKK-YPG’yi silahlarla donatıyor. Hem de tırlar dolusu. Sevk edilen silahların büyüklüğüne bakılınca da çözüm üretme olasılığı oldukça düşüyor…
DERİN ABD’nin bu şekilde hareket etmesinin nedeni sadece Türkiye değil elbette. Doğu’daki tehlike -kendileri açısından- ÇİN’in, İPEK YOLU için, üretimini sürdürebilmek için mutlaka petrole ihtiyacı var. Bunun için de Orta Doğu’ya, Akdeniz’e kadar gelmesi gerekiyor…
Bunu Derin ABD ister mi? İstemez tabiki. 11 Eylül bu yüzden kurgulandı. Çin’in ta oralarda kesmek için. ABD, Afganistan’ı terk mi etti? Hayır. Etmez de. Çin’in kendileri için büyük tehlike olduğunu biliyor çünkü.
Bu kördüğüm, çözümsüzlük uzun süre de bitecek gibi durmuyor. Şu bir gerçek ki: Türkiye de kesinlikle geri adım atacak ülke değil. Yaptıklarıyla ve verdiği mesajlarla bunu da gösteriyor…
Söylemeden bitirmek istemediğim; içeride hiç olmadığı kadar bir ve beraber olmamız gerektiği… Ama bu da o kadar değil. Erdoğan-Bahçeli birlikteliğinin karşısına İmamoğlu’nu da arkalarına alacak bir oluşum içine girecekler mi göreceğiz…
2023’e giden yolda iki eksen olur sonuç böyle olursa. Erdoğan-Bahçeli’nin merkezde olduğu MİLLİ KANAT ve karşısındakiler…
Dışarısı milli kanadın karşısındaki oluşum için harekete geçecektir. Hiç şüpheniz olmasın… Biz uyanık olalım yeter…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ