Ben bir müslüman olarak bu seçim de de kişilere değil ilkelerime ve onları sahiplenen, müdafaa eden, zamana ve mekana hakim kılmak ve taşımak isteyen lidere ve partiye oy vererek bir tarafım. Asla, bi taraf değil, olmam ve olamam da…Kişiler ve partiler zaman ve yıllar gibi gelir ve geçer.Ama davamın ve ölümsüz sevdamın ilkeleri bugün de, yarın da, gelecekte de bu gökkubbe altında ilelebet yaşayacağına inanıyorum..
İslami bir düşüncesi olan insanların, grupların, partilerin, cemiyet ve cemaatlerin İslam düşmanlarıyla aynı karede resim bile çektirmelerini doğru bulmuyorum. İnanç ve o imanı üzerinde samimi olan bir insanın Kabil cephesiyle, Nemrut taraftarlarıyla, Firavun düzeniyle, Ebu Cehil kafalılarla aynı blokta, grupta, cephede yan yana görünmelerini bile davam ve kavgam adına sakıncalı görüyorum.
İslami ilkeler ve bu ilkelerin ışığında ülkemizin, milletimizin ve ümmetin maslahat ve çıkarları nerede ise Müslümanın yerinin orası olduğuna inanıyorum. İlkelerimizin ve bu ilkelere bağlı kardeşlerimizin yanında yer almak, saf tutmaktır her sorumlu Müslümana gibi benim de başat görevimdir.
Akşener, Demirtaş, Perincek, İnce ve buna benzer liderlerle ve onların partileriyle benim hiçbir alanda ve hiçbir platformda yakınlığım ve birlikteliğim yoktur ve olamaz da. Onlarla ayrı ayrı tarafların, cephelerin ve dünyaların insanları olduğumu ve yakın tarihte kökleri isyan ve tuğyan cephesine uzanan bu partiler ve düşüncelerin milletime, vatanıma, coğrafyama ve ümmete ne belalar, ne zulümler, ne işkenceler çektirdiğini unutacak kadar hafıza kaybına uğramadım.
Allah’a gerektiği gibi inanan, iman eden ve İslam akidesine bağlı hiçbir kimse ve grubun İslam adına, ümmet adına söz söyleyip, siyaset yapıp da herhangi bir inkar cephesinde yer almaması gerektiğine inanıyorum.
Sözde benim davamı savun veya savunur görün! Ve sonra çık! Üç beş milletvekili çıkarma adına davamın, kavgamın, sevdamın düşmanlarıyla kuzu sarması ol! Bütün ölçüleri sınırları ihlal et, çiğne ve sonra da gözünü karart şer cephesinin Dokişotluğuna soyun! Yok böyle bir gevşeklik, yavşaklık, sululuk ve cehalet benim dünyamda.
İslam ve islami değerler hiçbirimizin -tek başına- babasının malı değildir. Bunlar bu coğrafyada yaşayan herkesin ortak tarlası, değeri ve mukaddesidir.Hiçbir kimse, grup, parti ve cemaat bunları üç kuruşluk menfaatleri için öldün fiyatına politika pazarında satamaz. Böylelerine karşı gerekli mesafeyi koymak zorundayım.
Siyaset yapmak; hayatı, geleceği ortak fikir ve düşüncelerimizle, ideallerimizle şekillendirme, inşa etme ve hayata hakim kılma mücadelesidir. Bu mücadele, Ebu cehil ziyniyyeti ve modern cahiliye ile aynı cephede birliktelik yapılarak verilemez. Kime karşı, kimin ve neyin mücadelesini vereceğimizi bilmek, kimlerle birliktelik ve ortaklık yapacağımızı iyi düşünmek ve onları iyi tespit etmek ve seçmek gibi çok önemli bir sorumluluğumuz var.
Politik birkaç mevzi kazanmak adına ana omurgasını inkar cephesinin oluşturduğu parti ve partilerle, cemaat ve gruplarla hareket etmek, cephe oluşturma yan yana gelmek, omuz omuza olmak İslam davasına millet davasına ihanettir.
Tek parti zulmünü yapan, ezanı susturan, Kuranı yasaklayan, İslam adına ne varsa düşmandan da daha düşman davranan inkar ve isyan cephesiyle bizim hiçbir yakınlığımız ve dostluğumuz olamaz.
Bu cephenin yıllardır partilerimizi, dernek ve vakıflarımızı, Kur’an Kursu ve İmam Hatiplerimizi kapatan, cami ve cemaatimize düşman olan, İslam Medeniyeti ve kültürünü, tarih ve coğrafyasını yok etmek isteyen saldırgan Haçlılardan hiçbir farkı yoktur.Bunlar bu ülkenin ilkesiz , batının tescilli taşeronu yerli münafıklarıdır.
Bu cephe kısaca; Allah düşmanı, peygamber düşmanı, İslam Medeniyet ve Kültürünün düşmanı, milletimizin, vatanımızın düşmanı yabancıların piyonu ve taşeronu adi bir cephedir . Milletimizin ve dinimizin can ve kan düşmanı bir cephe ile bir Müslümanın veya İslami bir düşünceye bağlı bir grup’un veya toplumun onlarla aynı safta ve cephede olması akla ziyandır.
Onun için ben, Habil çizgisinde şehadetin yolundayım. Hz. İbrahim ile birlikte Tevhid mücadelesinin yanındayım.Firavuna karşı Musa’nın tarafındayım. Çağdaş cahili düzen ve sistemlere karşı Hak ve hakikatin yanındayım. Hz. Muhammedin cephesinde ve sancağı altındayım. Oyumu bu şuurla, bu kaygıyla, bu amaca hizmet etmek için Tayyip Erdoğan’ın yanında Ak Partinin başarısı için kullanıyorum.
Rabbim bizleri de onları da istikametten, bu millete bu ümmet bu ülkeye ve coğrafyaya hizmetten ayırmasın! Her hal ve hareketimizi rızasına uygun yapmayı bizlere nasip eylesin. Selam ve dualarımla.