Perşembe , 2 Ocak 2025
Son Dakika Haberler
Batılılar gözünde Suriye devrimi

Batılılar gözünde Suriye devrimi

Arif Altunbaş

Batılı devletler gözünde bir ülkede, bir gurup insanın bir lider etrafında birleşip bir rejim veya sistemi ortadan kaldırması ve kendi istedikleri veya düşledikleri sistem ve rejimi getirmesine devrim adı verilir. Kısaca; bir sistem ve rejimin yıkılması, yerine başka bir sistem ve rejimin getirilmesinin adıdır devrim.

Devrim; istenmeyeni red ve tasfiye etme, arzu edileni tüm müesseseleriyle birlikte o ülkede tesis ve inşa etmektir. Adı üstünde, karşı çıkılan kişi ve sistemin devrilmesi, devrilenin yerine devrimciler tarafından yeni bir sistem ve rejimin yönetim sistemi olarak o ülkeye getirilmesidir.

Devrim, batılı devletlerin istedikleri ve arzu ettikleri gibi yapılmamışsa, o devrim onların gözünde devrim değil, teröristlik, diktatörlük veya gayri meşru sayılır. Bu devrim ve devrimciler bu yaftayla dışlanır ve emperyalist ülkelerin hedef tahtası haline gelir.

Karacoğlan’ ın,’’Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca’’ dediği gibi, emperyalist batının düşünce dünyasında, bir ülkenin rejimi ve sistemi kendilerine hizmet eden bir köle veya uydu devlet değilse; ister demokrasi, -ister krallık veya diktatörlükle yönetilsin fark etmez- o devlet batı normlarına uygun olmayan antidemokratik, gayri meşru ve çağdışıdır.

Çeşitli yaftalar o devlet ve yönetimin alnına kara bir leke gibi sürüldükten sonra; yapılan devrimin ve devrimcilerin başarısız olması için ekonomik, siyasi, askeri, sosyal krizler ve savaşlar leş kargaları gibi o toplumun tepesinde iştahla dolaşmaya başlar.

Emperyalist ve sömürgeci devletlerin hiç biri, hiçbir tarihte herhangi bir topluma ve millete özgürlük ve barış getirmek için çalışmamışlar ve savaşmamışlardır. Onların her sözü, her adımı ve her girişiminin arkasında sinsi ve şeytani bir hesaplar vardır.

Sömürgeci ve istilacı batı emperyalizminin insaf ve merhameti yoktur. Onların münafıkça sözlerine, müttefik gibi görünmelerine, dost gibi davranmalarına ve görünmelerine asla güvenilmez. Hele hele, Müslüman bir milletin/toplumun geleceği ve kaderi bu zalimlerin, alçakların ve ikiyüzlü fırıldakların insaf ve merhametine asla terk edilemez.

Batı devletleri Haçlı seferlerinden bu yana her zaman; işgalci, istilacı, yağmacı, hırsız ve kan döken canavarlar olarak mazlumların karşısına çıkmıştır. Bütün günahları, hataları, hırsları, öç ve nefretleriyle bu gün de aynı şekilde kan döken Haçlı barbarlardır. Haksızlık, hukuksuzluk ve zulüm onların genlerine işlemiş ve damarlarındaki kanda dolaşmaktadır.

Batı medeniyeti hiçbir zaman İslam Medeniyet ve Kültürüne, Müslüman milletlere ve devletlere karşı dost ve insanca davranmamıştır. Şimdiye kadar davranmadığı gibi, bundan sonra da olumlu bir davranış beklenemez.

Suriye’de meydana gelen halk devrimine karşı başta Amerika, Rusya, İran ve AB devletleri İsrail’den farklı bir tepki göstermediler. Bunun tek sebebi; Suriyeli devrimci muhalefet guruplarının onların dümen suyunda bir halk hareketi olmayışıdır.

Suriye Suriyelilerindir. Ne Amerika ve paralı askerleri PKK, PYD, SGK’ nin, ne İran ve onun oradan buradan derleyip topladıkları vesayet savaşçılarının, ne emperyalist Rusya, Fransa ve İngiltere’ nindir. Ne de Boraltan Köprüsünde kardeşlerini düşmanlarına teslim edip katlettiren İslam düşmanı CHP zihniyeti ve onların dostları katiller ve canilerindir.

Tamamen art niyetli, emperyalist uşakları Suriye Halk Devrimine ‘’DEVRİM’’, devrimi yapan cefakar ve fedakar insanlara SURİYE HALKI, devrimin liderine DEVRİM LİDERİ demeye dilleri bile varmıyor. Tüm katiller ve emperyalistler şoktalar. Suriye’ de ne olup bittiğini hala anlayamadılar veya anlamak istemiyorlar. Tarihin yanlış tarafında durduklarını hala kabullenemiyorlar. Yenilgi ve hezimetlerini hazmedemiyorlar.

‘’Biz ise yeryüzünde (her yerde ve her devirde) zayıf düşürülen kimselere (aciz ve çaresiz hale getirilip ezilen; inanç, itaat ve cihad ehline) lütufta bulunup (nimet ve faziletimizi tattırmak), onları (devlet, hükümet ve siyaset) önderleri kılmak istiyorduk ki böylece (ülkelerindeki ve yeryüzündeki imkân ve iktidarlara onları) mirasçı yapmak istedik’’ (Kasas;5)

Allah’ ın vaadi kesindir. Allah her halükarda vaadinde durur.

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Türkiye, Türkiye’den büyüktür

Türkiye, Türkiye’den büyüktür

Arif Altunbaş Selçuklu ve Osmanlı medeniyetinin köklü tarih ve kültür, devlet ve millet, ordu siviltoplum …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir