Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Fırat Kalkanı operasyonu ile birlikte ordumuz adeta ABD topraklarına girmiş gibi Washington telaşlanmaya başladı. 50 yıllık müttefiki Türkiye’ye karşı savaş pozisyonu alarak PKK ve YPG terör örgütünün yanında tavır aldı. Mümbiç’te PKK-YPG birlikleriyle Türk birlikleri arasına 3500 Amerikan askerini tampon olarak yerleştirdi. Askerimiz YPG’ yi oradan çıkarması için önce ABD’li Coniler ile yüzleşecek, belki de savaşması gerecek…
Fırat Kalkanı harekatıyla birlikte DEAŞ’ ın ordumuzun karşısında direniş bile göstermeden kaçması başta Amerika olmak üzere tüm batılı devletleri şaşkına çevirdi.
Suriye iç savaşı başladığından bu yana ABD’nin kurgulamaya çalıştığı Suriye’nin Kuzeyinde kurmak istediği bir koridor oyunu Fırat Kalkanı ile engele takıldı. ABD ve batılılar bu oyun bozuluyor diye, PKK-PYD bölgede bir Kürt devleti kurmak hayal oluyor diye olağan üstü rahatsızlar. Türkiye yıllardır YPG Fırat’ın batısına geçmemesi gerektiğini söylemesine rağmen şimdi ABD’nin gölgesinde YPG’ nin Mümbiçten çıkmak istememesi Türkiye Amerika arasını iyice germekte.
Türkiye’nin ABD ye güvenmesi, inanması neticesinde bugün Türkiye Suriye’de DEAŞ la, Esatın ordusuyla ve PKK-PYD ile değil Amerika ile karşı karşıya savaşır hale geldik. Ordumuz Mümbiç’te Amerikan ordusu ile karşıya.Türkiye, ”Bölgemde benden habersiz operasyon yaptırmam, koridor açtırmam” diyor, Amerika ise, ”Dünyanın patronu benim bu koridor burada açılacak” diye diretiyor. Buradan da anlaşılacağı gibi Suriye savaşında başlangıçtan bu yana Amerika’nın bu kanlı, vahşi savaşın mimarı ve planlayıcısı. ABD ve Batılıların hiç hoşuna gitmeyen bu savaşta Türkiye’yi istedikleri gibi kullanamamaları…
Afganistanda; Taliban ve El Kaidenin, Irak Şii Sünni çatışmasının, Somalide El Şebab’ın , Nijeryada Boko Haramın arkasında, Suriyede DEAŞ’ın kuruluşundan şimdiye kadar desteklenmesine kadar ABD ve Batılı Haçlı müttefiklerdir.
ABD ve İngiltere başta olmak üzere batılı müttefiklerimiz İslam dünyasının baş düşmanı, dünyada en çok kan döken, insanları birbirine kırdıran ülkelerimizi işgal eden ve sömüren en alçak güçler olarak bu gün Suriye’de düşman olarak karşımızda.
Suriye’de Türkiye için savaş yeni başlıyor. Buradaki en baş düşmanımız en büyük müttefikimiz (!) olan katil Amerika ve müttefikleridir. İki yüzlü NATO da şüphesiz patronlarının izinde gideceklerdir. ABD illa da bu koridoru oluşturmakta direnirse yakın bir zamanda Türkiye’nin NATO ve AB üyeliği de sona erebilir.
Bu da Türkiye’nin kendi dostlarıyla beraber kendi savunma birliğini kurmak, kendi ortak pazarını oluşturmak için değerlendirmesi gerecek büyük bir fırsat olacaktır. Bölgesel ve küresel 3. bir birliğe öteden beri zaten ihtiyaç var.
Türkiye ABD, AB ve NATO ‘nun emri altına girmediği sürece eninde sonunda bizi satacakları yıllar öncesinden bellidir. Kendi askeri, siyasi, ekonomik birliğimizi kurmadan bu topraklarda bize dur durak ve rahat bir uyku yoktur. Her an, her tarafımızdaki düşman ile mücadele etmek için güçlü bir savunma ve orduya, ekonomi ve siyasi birliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
15 Temmuz darbesinde milletimizin dış güçlere karşı bir yumruk olduğu gibi, Fırat Kalkanı da bölgedeki dostlarımızın işgalci Amerikan ve emperyalizmin güçlerine karşı uyanışına, bir yumruk olmasına vesile olacaktır inşallah…
