AK Parti Soma İlçe Gençlik Kollarının tertiplediği “Büyük ve Güçlü Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sistemi” başlıklı Konferanstaki konuşmasından maksatlı olarak cımbızlanarak alınan bir cümle etrafında fırtınalar koparan HAYIR cephesinin Donkişotları hep bir ağızdan yel değirmenine saldırır gibi gözü dönmüşçesine Ozan Erdeme saldırmaya başlamaları kendi karakterlerini anlatan bir durum.
Hayır cephesinin başını çeken başta Kemal Kılıçdaroğlu, Demirtaş, CHP ve BDP milletvekilleri kaç defa Erdem’in konuşmasından bin defa daha sert ve tehditkar, toplumun huzurunu kaçırıcı konuşmalar yaptığında şimdi gürültü çıkaran bu sahte demokratlar ve barış kargaları neredeydi?
Erdem konuşmasında bir gerçeği ifade etmeye çalışıyor aslında. O da; ‘’Eğer, Hayır cephesi kazanırsa -uzak bir ihtimal de olsa- CHP ve BDP birlikte Türkiyede kaos çıkarır, tek parti iktidarlarında olduğu gibi bu ülkede zulüm ve işkence başlar, yine Ezanı sustururlar, yine din ve millet düşmanlığı başlar, terör ve anarşi tırmanır, millet vatanını ve özgürlüğünü, bağımsızlık ve bayrağını savunmak için 15 Temmuzda olduğu gibi darbecilere, baskıcılara, diktatörlere vatan ve millet düşmanlarına karşı başkaldırır ve savaşır.’’ demek istemiştir. Ozan Erdemin bahsettiği şey bu. Yoksa; bir millet durduk yere neden savaşsın ki? Hem de, bir kişinin savaş çıkacak demesiyle hangi ülkede savaş çıkmıştır?
Karanlık güçlerin 15 Temmuz darbesi gibi milletin istiklal ve istikbaline dönük bir saldırısı ve operasyonu olursa biz millet olarak eli kolu bağlı işgalcilere ve darbecilere ‘’Hoş Geldiniz mi’’ diyeceğiz?
Ozan Erdem, “Bu referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazırlanın.’’ demesi, CHP’nin ve BDP’ nin Gezi olaylarında olduğu gibi Türkiye sathında olay çıkarabileceklerini, Türkiye’yi bilinmez bir kaosa sürükleyebileceğini, bir dış güdümlü maceranın ülkemizde devreye sokulabileceğini ima ediyor.
Bu iki parti milletvekillerinin Gezi kalkışmasında tutunduğu tavrı neden hemen unutuyoruz? Hatırlayın! CHP ve BDP milletvekillerinin bizzat Gezicilerin içinde illegal örgütleri hükümete, devlete, polise karşı kışkırtmadı mı? Bir iki Hafta içinde Türkiye’ye 300 milyon Dolar zararı bu iki partinin milletvekillerinin kışkırttığı o gençler yapmadı mı? Kılıçdaroğlu ‘’Bu Gençlerin hepsinin teker teker alnından öpüyorum’’ demedi mi? Bunlar, -maazallah- seçimi kazansalar Türkiye çapında bir kaos çıkarmayacaklarını kim garanti edemez.
‘’Gerek kendi içimizde gerek kendi dışımızda kartların yeniden karılacağını yeniden plan masalarının kurulacağını iyi bilelim. 15 Temmnuzda İstanbul, Ankara’da bizlerde tankların savaş uçaklarının altında mücadele etmek istedik. Ama evimizden çıkarken Tank yok diye çıkmadık, var diye çıktık. Keşke olsaydı da İstanbul, Ankara’daki o muzaffer milletin şerefine o yaşadıklarını bizde yaşayabilseydik.’’ Aslında o tek cümlenin altındaki –üsteki- parağraf Erdem’in ne demek istediğini çok net bir şekilde açıklıyor.
Hayır cephesinin fitne çıkarmak isteyen bazı batı güdümlü medya organları, kökleri İsraile dayanan çapulcu Turunçgiller leblebiden nem kaparak bir kaşık suda fırtınalar koparmaya çalışıyorlar. İki saatlik konuşmanın içinden bir cümleyi cımbızlayarak referandumda bunu sermaye olarak kullanıp bundan nemalanmayı düşünüyorlar.
İhanetin sultanları, yalanın bezirganları, çifte standartlığın omurgasız sürüngenleri ne yapsalar boş.
Bu millet, hainleri de bu vatana sahiplenenleri de, zalimleri de mazlumları da, dış güçlerin taşeronlarını da bu vatanın asil evlatlarını da çok iyi biliyor. BDP’ nin ihanetlerini de, CHP’ nin tarihini hata, yanılgı ve zulümlerini, millete rağmen millete karşı verdiği savaşı da bu millet pekala biliyor.
Bu ülkede adam harcamak, sorgusuz infazlarla adam yemek CHP’nin tarihi misyonu ve ahlakıdır. Adam harcaması kolay. Ama bu ülke için insan yetiştirmek gibi kimsenin bir derdi ve sevdası yok. Onun için Türkiyede kara cübbeli aydınların, zır cahil politikacıların, satılmış, taşeronların ve Turunçgil medya maymunlarının sesi herkesten daha fazla çıkıyor.
Bu ulkede inancli kendini yetistirip gelistiren adami harcamak cok kolay.bir paragrafin icinde iki kelimeyi cimbizlayip suclamak ana muhalefet ve yandaslarinin becerebildigi tek is.biz ise yol ve dava arkadasimizi sahip cikmiyoruz.hicbirimiz mazlumun yaninda durmuyor medyanin yaptigi savunmasiz infaza seyirci kaliyoruz.sonuc olarak birlik ve beraberligimiz yaralaniyor.bu yaralari sarmak ve iyilestirmek zor.