Cuma , 10 Ekim 2025
Son Dakika Haberler
Milyonların Yürüyüşü

Milyonların Yürüyüşü

İnsanlığın buluşma noktası olan ‘’hak, hukuk, adalet ve özgürlük ‘’ anlayışı tek başına hiçbir devlet, millet, din, ırk ve toplumların kendi malı değildir. Bu değerler insanlığın varoluşundan günümüze kadar türlü bedeller ödeyerek zulme mücadele veren insanlığın ortak malı ve mirasıdır.

Nemruda karşı Tevhit mücadelesi veren Hz. İbrahim’in inanç mücadelesi sadece İbrahim’i (Semavi) dinlerin ortak noktası değil, tüm insanlığın buluşma noktasıdır.

Hz. Musa’nın Firavun’ a karşı verdiği mücadele Firavun taraftarları ve Beni İsrail’ liler ( Kıpti’ ler ile Sıpti’ ler ) arasındaki basit bir kabile savaşı değildi. Tüm âlemi yaratan, kuşatan ve kucaklayan Allah’ın yeryüzü ve gökyüzündeki yaratıklarını temsil eden ibretler dolu ve örnek bir mücadele idi.

Hz. Musa Yahudilerin iddia ettiği gibi, ‘’bir ırkın ve kavmin peygamberi ‘’ olsaydı Allah sadece Yahudi kavminin rabbi olur, âlemlerin rabbi olmazdı. ‘’Tevhit inancı, Allah’ın adaleti, Onun bütün yaratılmışın rabbi olduğu ‘’ gerçeği Yahudilerin iddialarını çürütür.

Yahudi ve Hıristiyanların inanç dünyasını vahiy yolundan çıkaran, Tevhit dininden koparan başta Allah’ın varlığı ve birliği konusundaki sapık inançları ve vahyin izinden ayrılmalarıdır.

Hz. Âdem’ in iki oğlu arasındaki mücadele ile başlayan, Habil’ in öz kardeşi Kabil tarafından katledilmesiyle sonuçlanan ilk katliam insanlık tarihi boyunca, Nemrut’ tan Firavun’ a, Romalılardan Kartaca’ lılara, Haçlılardan İslam yurtlarına kadar uzanan, Avrupalı köle tüccarlarının Afrikalıları yurtlarından koparıp boğaz tokluğuna çalıştırarak köleleştiren, insanlık dışı türlü zulüm ve işkenceleri ile İsrail’ in Gazze soykırımı aslında bütün insanlığın katliamıdır. ‘’Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibi…’’

Amerika Kıtasının batılılar tarafından işgal edildiğinde, orada katledilen Kızıl derililer, İnkalar, İnuitler, Mayalar, Mişeler ve Miştekler gibi yerli halklar, insan olarak tün insanlığın kardeşleri idi. Onlara yapılan zulümler, işgaller ve soykırımlar bu işe alet ve aracı olan bütün devlet ve milletlerin yüz karası ve ortak vebalidir.

Bunca zulümlere karşı direnen Amerikan yerlileri, Afrikalılar tüm insanlık adına acı çekmişlerdir. Artısıyla eksisiyle bir veya bir gurup insanın yaptığı negatif veya pozitif eylem ve söylemler insanlığın ortak kaybı veya ortak kazancıdır.

Her insan, bir alemdir. Bireysel olarak bütün insanlığı temsil eder. Bir insan veya toplum herhangi bir zulme uğrarsa ondan bütün insanlık rahatsız olup acı çekmesi bu yüzdendir. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının tesiriyle orada ölen on binlerce masum insanın acısını içinde duymayan insanlar insanlıktan nasibini almış barbarlardır.

Tam iki yıldır Gazze’ ye binlerce ton bomba yağdırıp, şehri çağlar öncesi yaşamış antik bir kent gibi viraneye çeviren, suçsuz kadın, çocuk, ihtiyar ve insanları yapay zekâ ile rasgele bombalayan, 80 bin insanın ölümüne 270 bin insanın yaralanmasına sebep olan vahşi bir medeniyet anlayışında haklılık, ahlaki ölçü ve insanlık aranmaz.

Bunları yapanlara ve bu katliamları işleyenlere ortak olan tüm devletler ve milletler suçludur. Bu insanlık dışı davranışları onaylayan ve bunlara maddi manevi destek veren herkes, her millet ve devlet suç işlemiştir. Suçun ve suçlunun dinine, rengine, milletine, ırkına ve kimliğine bakılmaz. Suçlu suçlu, katil katil ve zalim kim olursa olsun zalimdir.

Zulümler ve katliamlar karşısında dünya çapında ayağa kalkan insanlar, insanlığın onurunu yüreklerinde hisseden ve onun yükünü taşıyan asil yüreklerdir.

Onlar, sadece Gazze’ de aç susuz abluka altında ölüme mahkûm edilen masum insanların değil, küresel emperyalizm ve faşizmin baskısı ve esareti altında inleyen tüm insanlığın tercümanı olan insanlık adına mücadele veren adsız kahramanlardır.

SUMUD, tüm insanlık adına kıyam eden küresel bir vicdan hareketidir. Her türlü emperyalizm, sömürü, kölelik, faşizm ve zorbalığın karşısında ancak böyle kolektif bir akıl ve hareketlerle dik durulabilir.

Kibir abidesi Ebrehe’ nin Fil ordusunu, ‘’Ebabil kuşlarının biçilmiş ekin tarlasına çevirdiği gibi’’ katillerin silah ve cephaneleri karşısında ancak böyle mütevazı ama kararlı gönül erleri zafer kazanabilir.

Nerede bir mazlumun çığlığı varsa, o insanlığın ortak vicdanının sesidir. İnsan olmak, çağrılmadan orada olmak demektir.

Yorum yap

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Türkiye neden İsrail’le savaşmıyor

Türkiye neden İsrail’le savaşmıyor

Kıyıda köşede, vatan millet adına hamasi nutuklar atmak, insanları gaza getirmek, mangalda kül bırakmadan asıp …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir