Her seçim öncesi batı emperyalistleri tarafından başlatılan Erdoğan ve Türkiye karşıtlığı, karalama ve antipropaganda kampanyaları bize dost ve müttefik diye tanıtılan NATO ülkeleri tarafından yapılmasına ve yaptırılmasına artık şaşırmıyoruz. Düşman, net ve apaçık belli.
Başkan Erdoğan sadece 6+1 kuklalar ve kuklaların gölgeleri olan teferruat partilere karşı değil tüm dünya sömürgecilerine ve İslam düşmanlarına karşı bir seçim ve propagandası savaşı yürütecek yine bu seçimde de. Görünen manzara bu.
Bir tarafta; kolonyalist batılı kuklacılar ve onların yerli uzantıları dönmeler, çifte standartlılar, yerli münafıklar ile çıkar ve menfaatini putlaştırmış olan ezikler, diğer tarafta; günahıyla sevabıyla Cumhur ittifakının bileşenleri AK Parti, MHP ve BBP ‘nin lider kadroları ve tabanları bu seçimde de milletimiz ve Türkiye için mücadele edecekler.
Karşılarında bir seçim psikolojisine, atmosferine bürünen bir cephe yok. Bir savaş ve nefret dolu, stres ve gerilim üreten birbirlerine benzemezlerden oluşan kozmopolit bir yapı var. Bu seçim Türkiye Cumhuriyetinin ve milletimizin batıyla 100 yıllık hesaplaşmasının yılı ve seçimi olarak tarihe geçecek. Öyle sıradan bir başkan seçimi değil. Bu yüzden her iki taraf için çok önemli.
Ya, kendi irademizle kendi ayaklarımız üzerinde duran tam bağımsız ve özgür bir Türkiye ideali doğrultusunda milletimizin geleceğini garantiye alacağız veya kendi kimlik ve değerlerinden kopan, yarı sömürge ve yarı özgür bir Türkiye olarak eski hamam eski tas olarak yola devam edeceğiz. Bunu belirleyecek olan seçmenin özgür iradesi. “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.’’ (Rad;11)
Şimdiye kadar her seçimde Erdoğan’ın karşısına düşman olarak ilk dikilen ve diklenenler batılı Haçlı odaklar olmuştur. Bunlar, ABD ve AB’ tan oluşan NATO blokudur. CHP, HDP, İP ve diğer teferruat partileri parmaklarında oynatan kuklacılar da bu dost bilinen düşmanların içindeki Hilal’in düşmanı Haçlılardır.
Kuklacılar ne diyor, ne yapıyorsa kuklalar ve onların etrafındaki fırıldaklar da aynen onları taklit edecekler. Çünkü kuklaların akıl ve iradeleri yoktur. Onlar düşünemezler, hareket edemezler, konuşamazlar, göremezler, duyamazlar, istediklerini yapamazlar. Çünkü ipleri kuklacıların elindedir. Kuklalar akılsız, iradesiz, cansız, kansız ve duyarsız varlıkları konuşturarak millete istedikleri oyunları oynarlar.
Dış ve iç muhalefetin söylemleri, sloganları, hareket mantıkları, yalan, iftira ve propagandaları hepsi de sistematik olarak batılı toplum mühendisleri tarafından hazırlanmış olarak bu kukla oyununda ortaya konulur. Türkiye’ye karşı hangi adımlar atılacaksa, ne denilecekse, piyasaya neyi servis edeceklerse kuklacılar perde arkasından konuşurlar. Bazı saftirikler sanır ki, konuşan sahnede oynatılan kuklalardır.
Üretilen kara propagandalar, yalanlar, iftiralar, asparagas haberler, şehir efsaneleri böylece çapsız muhterislerin gerçek yüzünü de ortaya çıkarır. 1960 da Menderese karşı söylenen iftiralar, uydurulan yalanlar, oynan oyunlar, kullanılan taktik ve teknik araç ve gereçler aynen bugün de Erdoğan’a karşı kullanıldığını görüyoruz. Oyun, oyuncular ve kuklalar aynı.
Dün; Abdulhamithan’ a karşı yürütülen ‘’diktatör’’ propagandaları bugün de, aynen Erdoğan için sahneye konuluyor. Tabii ki, düşmanlarımız ve onların yerli uşakları tarafından oyun kurallarına uygun olarak aynen oynanıyor. Tarih bir daha aynen tekrar ediyor.
Dış güçler tarafından, ‘’The Wall Street Journal’la’’ başlatılan, ‘’The Economist’’, ‘’Bloomberg’’ ve ‘’The Washington Post’la’’ devam eden, ‘’Alman Stern’’ dergisi ile sürdürülen, ‘’La Monde’’, ‘’Die Welt’’ ve diğer Siyonist batılı yayın organlarıyla devamının sürdürüleceğini düşündüğüm Erdoğan ve Türkiye düşmanlığı saldırıları bu seçimde de Haçlı ve Siyonistler tarafından sürdürülecektir.
Daha önceki seçimlerde de olduğu gibi yine batının Türkiye ve Erdoğan’ a nefret kusan alçak ve çirkin yüzünü bu seçimde de tekrar tekrar göreceğiz. İnşallah muhalefetin tabanı da bu Haçlı yüzleri görür ve Allah için kendilerini hesaba çekme fırsatı bulurlar da kuklaların peşini bırakıp memleket ve milletinin menfaati tarafına yönelirler.
Allah milletimizi, devletimizi ve geleceğimizi İslam düşmanlarının eline bırakmasın! Cumhur ittifakına da basiret ve doğru kararlar vermeyi, doğru işler yapmayı nasip etsin.
İmamı Şafi’nin, ‘’Düşmanlarınız oklarını kime doğru nişan almışlarsa; o, sizin dostunuzdur’’ sözünü de akıl sahibi olan müslümanlara burada hatırlatmalıyım.
Arif Altunbaş, Haber 7