Arif Altunbaş
BM’nin 5 karar verici devleti ( ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa) Hak, hukuk, adalet, özgürlük, bağımsızlık ve benzeri insani değerlerin savunucuları gibidirler. Ama gerçek öyle değil. Dünyada en çok kan döken katiller, huzur bozan fitneciler, işgal ve yağmacılıkta en barbar haydutlar, sömürü ve hırsızlığın vicdansız devletleri de bunlardır
Aleme nizam ve düzen getirme iddiasında bulunan bu eşkiyalar dünyadaki huzur ve suküneti bozan güçlerin başını çekmektedirler. İnsanlığa adalet, barış ve huzur getirme iddiasında bulunan bu 5 haydut devleti dünyanın neresinde kan dökülüyorsa, neresinde savaşlar çıkıyorsa, insanlığın başına gelen insani bela ve müsibetlerin de baş faili olarak görürsünüz. Bunlardır yeryüzünün lanetlileri, işgalci askerleri, işkenceci polisleri, sömürgeci ekonomistleri…
Bunlardır insan hak ve hukukunu çiğneyen gözü dönmüş katiller, kendilerinden başka hiçbir millet ve topluma özgürce yaşama hakkı tanımayan egoistler, her şeye tek başlarına hakim olup bir dünya imparatorluğu kurma hayalleriyle yaşayan faşistler. Bunlar dünyayı karış karış parselleme, işgal ve gasp etme, sömürme ve zayıfların kanını emme konusunda birbirlerine karşı işbirliği içinde imiş gibi görünseler de kendi içlerinde de kanlı bıçaklı Kabil’in çağdaş iz düşümleridir.
Sonu gelmez kinler, kontrolsüz öfkeler, hain plan ve programlar, ikiyüzlülük ve sahte kurtarıcılık, sözlerinde durmama, hile ve ayak oyunları, insaf ve merhamet fakiri olmaları, çevre ve tüm ahlaki değerlerin düşmanları bu katiller çetesidir. Tarih boyu insan ne zaman vahiyden ve peygamber izinden uzaklaşırsa işte böyle; vahşileşmiş, canavarlaşmış ve hayvanlaşmış olarak önce kendi türüne, daha sonra tüm insani ve ahlaki değerlere zarar veren yerkürenin bazguncusu olmuştur.
Onun için Kur’anı Kerimde buyrulduğu gibi insan; ’’ Hayvandan da aşağı’’, ‘’zalim ve cahil’’, ‘’Az düşünen’’, ‘’Akıl etmeyen’’, ‘’Görmeyen, duymayan, hissetmeyen, Allah’ ın ayetlerini yalanlayan ve ucuz fiyatlara satan varlık olarak ’’ birçok ayette sık sık uyarılır. Meleklerin seviyesine çıkabilecek bir özellikte, dünyanın en mükemmel varlığı olarak yaratılan insan, aynı zamanda; cehennemin en alt seviyesine inebilecek bir karaktere de sahip olarak yaratıldığı hatırlatılır. ‘’ Kim; zerre miktarı hayır işler (hayır olarak) karşılığını, kim; zerre miktarı kötülük yaparsa, (ceza olarak) karşılığını görecektir.’’ Kimsenin yaptığı kötülükler yanına kar kalmaz. İnsan her ne yaparsa yapsın iyilik veya kötülük olarak karşılığını görür
Ülkemizde ve İslam coğrafyasında İslam düşmanı olarak öne çıkan kafirler ve münafıklar, Kur’an’ın yolundan sapan veya saptırılanlar, Müslüman ve İslam düşmanı olduklarını söyleyemeyecek kadar korkak ve çifte standartlı karaktersiz, omurgasız, kimlik ve kişilik yoksunu insanlardır. Kendilerini İslam düşmanı olarak göstermeden Müslümanmış gibi görünerek; ’’ Çağdaşlık’’, ‘’Modernlik’’, ‘’ilericilik’’ ‘’Laiklik’’, ‘’ Bilimsellik’’ adı ve iddiasıyla inkar ve tuğyanın tarafında bulunur bir ömür boyu Firavun düzen ve sistemlerine hamallık ve askerlik yaparlar.
Bu tipler konjektür ve şartlara göre her kılığa ve şekle giren iki ayaklı Bukelamunlardır. Gerek Türkiye’nin ve gerekse İslam coğrafyasının en başta gelen temel sorunlarından belki de en önemlisi bu çarpık duruş, düşünce ve cephenin bayraktarlığını yapan kişi, topluluk ve kalabalıklardır. Ne olduğunun ve olacağının dibine kadar farkında olan bu inkarcı prototiplerin yönettiği partiler ve kalabalıkların bindikleri gemiler; yalan ve iftira, güvendikleri limanlar; ikiyüzlülük ve ahlaksızlık, yaslandıkları dağlar; İslam düşmanlığıdır.
Türkiye ve İslam coğrafyası İslam ile batı medeniyeti arasında bocalayan ne doğru dürüst Müslüman olan, ne doğru dürüst batılı olabilen kültür şokuna uğrayan insanların yaşadığı topraklardır. Eğer; birileri sizin inanç ve akidenize, ahlak ve maneviyatınıza, tarih ve coğrafyanıza, hayat tarzı ve yaşam biçiminize karşı çıkıyor ve ona karşı savaş pozisyonu almışsa; düşmanı orada burada ve uzaklarda aramanıza gerek yok. Düşman sizin beyninizde ve kalbinizde. İçinizi temizlemek ve imar etmekle uğraşın her şeyden önce.
Kolonyalist batı medeniyeti düşüncesi, kültürü ve hayat tarzı sadece Türkiye’yi ve İslam coğrafyasını ahlaksızlaştırıp soysuzlaştırmadı. Bizzat; kendi ülkelerini ve değerlerini inkar eden kafirleri ve öz değerlerimizi çiğneyen soysuzları, yanar döner fırıldak münafık tipleri üreterek ümmetin ve insanlığın başına bela olarak bıraktı.
Çağdaş paganizmi doğuran modern cahiliye din ile ilgili tüm değerleri değersiz hale getirdi, yaktı yıktı ve kendisi için yeni putlar, tapınaklar ve tanrılar üretti. Putperest Antik Yunan kültür ve ahlakı, Ateist Roma İmparatorluğu askeri, hukuk ve yönetim tarzı temelleri üzerinde yükselen batı medeniyetinin bugün geldiği nokta tam bir toplu intihar durumudur. İnsan kendi eliyle kendi dünyasını, çevresini ve tüm alemi tehdit eden bir canavar konumuna gelmiştir. Kilise ve Hıristiyan din adamlarının çağdaş paganistlerle mücadele edecek ne gücü, ne kuvveti, ne de isteği vardır. Kiliseler gerçek Hristiyanlığın değil gerçek putperestlerin ibadet hanesi durumuna gelmiştir. Batı aynı dilemmanın İslam toplumlarında ve mabetlerinde de olması için her türlü çaba ve fitneyi üretmektedir.
İki bin yıl sonra Hz. İsa’yı çarmıha geren ve ona karşı savaşan putperest Romalılar bugün, o gün başlattıkları o savaşı kazandılar. Müslümanlar ve İslam ülkeleri artık Nemrud’ la, Firavunla, Antik Yunan ve Roma’yla karşı karşıya olduklarının bilmeme ne kadar farkındalar. İnsan İbrahim gibi, Musa gibi, Hz Muhammed gibi Allah’ın kopmak bilmeyen ipi olan vahye sarılmalı ve Kur’an’a dayanarak çağın tüm fitne ve inkar odaklarına karşı vahyin merkezine yürümeli, Tevhid bayrağının altında toplanmalıdır.
Unutulmamalıyız ki; Dünyadaki tüm savaş ve huzursuzluklar Allah’a ve peygambere karşı isyan eden Kafirler ve münafıklar tarafından çıkarılmaktadır.
Müslüman! Yalan, iftira ve algı operasyonlarının sahtekar oyuncuları olan batı medeniyeti eşkiyalarına kanma! Hakkı ve hakikati bırakıp yalanın ve iftiranın cilalanmış sahte yüzüne bakıp aldanma! Allaha döndür özünü, Kıbleye çevir yüzünü…
Selam, istikamet ve dua ile…
Arif Altunbaş, Haber 7