Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Yaş itibariyle eski Türkiye’nin içler acısı siyasetini görmedim. Ama bu ülkenin genç bir ferdi olarak öyle bir çağda yaşıyorum ki herhalde bu da herkese nasip olmaz. Siyasetin ana muhalefet tarafında çok çirkef, gayri milli, kumaşı bu milletin tezgahında dokunmamışcasına bir duruş izleyebiliyorken diğer tarafta da milliliğin zor zamanlarda anlam kazandığını gösteren bir hal ve tavır görebiliyoruz.
Herhalde 1980’lerin Türkiye’sinde olsak bu o kadar da belli olmazdı zira ülkemiz dışarıdan dikte edilen bir yönetime sahipti. Amerika ne derse onu yapıyorduk. Ama yüzyılın başında işler o derece değişmişti ti yerlilik ve millilik bir kez daha yeryüzüne çıkmıştı toprağın altından. Haliyle bu değerler bir siyaset adamının vücudunda hayat bulunca Batının çıkarlarına değil, bu toprakların çıkarlarına hizmet edecekti. Elhamdülillah 16 senedir de o şekilde devam ediyor ve de edecektir…
Bu yerlilik ve millilik, davasını hiçbir kişisel çıkar uğruna satmamak ülküsü öyle zannediyorum ki 15 Temmuzdan sonra daha da netleşti. Darbenin hemen ardından oluşturulan YENİKAPI RUHU özellikle muhafazakar-milliyetçi çizgide hareket eden Ak Parti-Milliyetçi Hareket Partisi birlikteliğinde hayat bulmuştur. Ana Muhalefetin ise böyle bir derdi hiçbir zaman olmadı, zaten darbenin kontrollü olduğunu söyleyen gayri milli bir partiden bahsediyoruz. (Sözlerim partilerin yöneticilerinedir, gönülden destekleyenler buna dahil değildir.) Neyse, köşemi ana muhalefetle doldurmak istemiyorum…
Şuna özellikle vurgu yapmak gerekir ki, DEVLET BAHÇELİ, millilik davasının, Müslümanlık davasının, Türklük davasının ne olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Yaptığı açıklamalarla davasının partiler üstü olduğunu, asıl derdinin Türkiye olduğunu bir kez daha ispat etmiş oldu.
Öyle ya kendisine bakanlık verilse ne olur, başka makamlar verilse ne olur, kendi memleketinde prangalarla dolaştıktan sonra. Bu duruş sömürgecilere karşı dik bir duruştur, bu batı tahakkümüne karşı bir duruştur, bu öyle bir duruştur ki ancak ve ancak dünya menfaati olmayanların, mal mülk, mevki, para derdi olmayanların gösterebileceği bir duruştur.
63 yaşında bir adamla, 70 yaşında bir çınarın dertleri ne ki İSTANBUL-ANKARA arasında koşturup dursunlar. Ne ki bu insanların dertleri büyük Türkiye yolunda gecelerine gündüzlerini de katsınlar. Bunu ancak dertli olanlar, kalpleri bu topraklar için atanlar yaparlar.
İşte bu duruş öyle bir duruş ki particilikle ifade edilemez. Partiler üstü bir harekettir bu. Partiler üstü bir davadır bu. Rahmetli Alparslan Türkeş, rahmetli Erbakan Hoca da bu çizgide değil miydi? İşte onların evlatları bugün aynı çizgide buluşuyorlar. Önceki atışmaları vs. geçin, önemli olan şu ortamda kimin yanında olduğunuzdur. At iziyle it izinin birbirine karıştığı şu ortamda fedakarlık göstererek bir ve beraber olmak her şeyden daha önemlidir.
İnanıyorum ki bu birliktelik bizi doğru istikamette götürecektir. Bu milletin henüz 23 yaşında olan evladı olarak bunu bize yaşatıp bizleri de kenetleyen siz koca kurtlara bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
