Bugünün siyasetini, devleti yönetme kabiliyetini, durum ve şartlara göre karar alabilme salahiyetini anlayabilmek için 33 sene boyunca AKBABALAR gibi Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak için bekleyenlere karşı mücadele eden ABDÜLHAMİD HAN’I çok iyi anlamak lazım…
Merhum Necip Fazıl Kısakürek de ifade ediyor: “Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır.”
Dilimizin döndüğü, kelimelerimizin yettiği kadar Abdülhamid Han’ı anlatmaya çalışalım… Sonrasında ise günümüze gelelim, mücadeleyi anlamaya çalışalım…
Abdülhamid Han, daha Şehzadelik yıllarında kendi dönemi için çalışmalarını yapmıştı. Çünkü devleti ileride çok zor dönemler bekliyordu. Devletin başına geçmeden hemen önce Amcası Abdülaziz’i katletmişlerdi.
Amcası Abdülaziz’den sonra darbeciler, kolayca yönetebileceklerini, her istediklerini yaptırabileceklerini düşündükleri 5.Murat’ı tahta geçirdiler. Ancak onun da birtakım hastalıkları vardı. Devleti yönetebilecek salahiyetlerden oldukça uzaktı. Cülus töreni (kılıç kuşanma) dahi yapılmamıştı. Darbeciler mecburen onun tahtta duramayacağını kabul etmek durumunda kaldılar…
Evet, tarih şimdi yeniden başlayacaktı, genç olarak gördükleri, onu da avuçlarının içine alabileceklerini düşündükleri ama hem amcasına hem de devletine yaptıklarından dolayı, Abdülhamid Han burunlarından fitil fitil getirecekti…
Abdülhamid daha Şehzadelik döneminde bütün planlarını yapmıştı, kadrosunu kurmuştu. Tahta geçer geçmez YILDIZ İSTİHBARAT TEŞKİLÂTI’NI kurdu. Bu teşkilat en güvendiği 100 isimden oluşuyordu. Teşkilat üyelerini de DEVLET-İ EBED MÜDDET FEDAİLERİ olarak adlandırıyordu.
Abdülhamid çok dikkatli olmalıydı. Atacağı her adım çok önemliydi. O zaten bütün planlarını yapmıştı. Bazen direkt atak yapacak bazen de düşmandan görünerek, kendi tabiriyle düşmanlarına karşı AKIL OYUNU oynayacaktı.
Yaptıklarının hepsini buraya sığdırmak inanın mümkün değil. Belli başlarını buraya aktaralım ancak daha fazlasını ÖMER FARUK İSPİR’in kaleme aldığı ABDÜLHAMİD’İN AKIL OYUNLARI eserini okuyabilirsiniz…
Abdülhamid Han çok zeki bir devlet yöneticisiydi. Tahta geçtikten sonra devletine ihanet edenleri ya sürgüne gönderirdi ya da kendisine yakın tutarak göz önünde olmasını sağlardı.
Devlet kadrolarına kendisi tarafından atanacak olanları önceden takip ettirir, bilgi toplar, güvenli birisi olup olmadığını anlamak isterdi. İsterdi diyorum, çünkü o zaten güvendiği isimleri, yani en güvendiği adamlarını görevlendirirdi.
Dış ülkelerdeki temsilciliklere, o ülkenin istediği adayları gönderirdi. Ancak gönderdiği o adamlar karşı taraftan gibi görünür Abdülhamid’e hizmet ederlerdi. Onlar ise bunun farkına bile varmazlardı.
Abdülhamid Han’ın çöpçülerden teşekkül ettiği istihbaratçılar da vardı. Abdülhamid Han Devlet-i Ebed Müddet Fedaileri yani en güvendiği isimler içinden seçtiği isimleri yabancı ülkelerin elçiliklerinde çöpçü olarak görevlendirirdi. Bu çöpçüler, çöpe atılan yırtılıp atılmış kağıtları, yazışmaları toplattırır, önemli bilgiler elde ederdi.
Abdülhamid Han, Doğu Anadolu’da bütünlüğü sağlamak için HAMİDİYE ALAYLARI’NI kurmuştur. Çünkü o dönemde Hınçak ve Taşnak örgütü Osmanlı İmparatorluğu’nu bölmek için uğraşıyordu. Han Hazretleri de Kürt kökenli Aşiretlerden teşekkül ettirdiği Hamidiye Alaylarını kurdu. Hamidiye Alayları sayesinde Fransa, Rusya ve İngiltere’nin bölgede Ermeni bir oluşum heveslerini kursaklarında bırakmıştı.
Abdülhamid Han’dan bahsederken HİCAZ DEMİRYOLU’NDAN bahsetmemek olmaz. Osmanlı İmparatorluğu zaten çok toprak kaybetmişti. İSTANBUL-KUTSAL TOPRAKLAR arasındaki mesafeyi azaltmak, hac seferinin daha kolay yapılmasını sağlamak, asker sevkiyatını kolaylaştırmak ve en önemlisi de oraya yapılacak bir demiryolu ile dışarıdan herhangi bir müdahaleyi engellemek için Şam-Medine arasında demiryolunu yaptırmıştır.
Demiryolunun yapımını da bir Alman mühendise bırakmıştır. Böylelikle Osmanlı-Alman ilişkilerinde de siyaseten bir akıl oyunu oynamıştır.
Daha birçok AKIL OYUNU… Bunu burada kesiyorum, bir sonraki yazımızda ise günümüze geleceğiz ve Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi anlayışıyla ilişkilendirmeye çalışacağız…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ