AFRİN
AMERİKA’NIN MEKSİKA SINIRINDA MI?
VE
ODA SEÇİMLERİ
Türkiye Tabipler Birliği (TTB) ve Türkiye Mimar Mühendisler Odaları Birliği’nin (TMMOB) son açıklamaları olmasa bu konuya girmeyecektim.
Ama
Bizim adımıza öyle bir açıklama yaptılar ki, Amerika bile buna şaşırmıştır.
Şimdi bize bir görev düşüyor.
Ocak ayında başlayıp Şubat ayında da devam edecek meslek odaları seçiminde, milli değerlerimize sahip adayların kazanması için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz.
AMERİKAN
MUHİPLER CEMİYETİ
Malum olduğu üzere mezkûr meslek odaları.. Amerika ve onun bölgedeki askeri gücü olan PKK/PYD yi kollayan açıklamalar da bulundular.
Bu açıklamalar o kadar seviyesiz bir şekilde yapıldı ki, Cumhurbaşkanımız çileden çıktı.
Şimdi düşünün:
Ordumuz AFRİN’de ölüm kalım savaşı veriyorken
Ve
Hem sınırımızın hem de halkımızın can güvenliğini koruyorken, bunlar çıkmış ‘Savaş halk sağlığı sorunudur..’ diyor.
Yani
Vatan savunması
Adamlar ve madamların sağlığını bozuyormuş.
Kimin?
Şu anda oda yönetimlerini elinde bulunduranların…
Peki,
Bu zevatı değiştirmek mümkün mü?
Tabii ki, mümkün!
Ama bir şartla!
Şimdi o şartı arz etmeye çalışayım:
SEÇİM
30 yıldan fazla bir süredir bu seçimleri yakından takip ediyorum. Bir keresinde İnşaat Mühendisleri Odası’na aday da olmuştum.
Bu güne kadar girdiğimiz her seçimi kaybettik.
Neden?
Sebebi çok basit…
Bizim gönüldaşlarımız seçimi önemseyip oy kullanmaya gelmiyor.
Sonra da ‘Şu odamızın yaptığı açıklamaya bak!’ diyerek saç baş yoluyorlar.
Ama karşı taraf
Yani
Şu anda ‘’Afrin’de ne işimiz var?’’ diyen ekip tam kadro katıldığı için seçimi alıyorlar.
Seçim
Toplam mühendislerin %10-15 lik kısmının verdiği oylarla kazanılıyor.
Çünkü katılım çok düşük…
En iyi katılımın olduğu yıllarda bile kullanılan oy oranı %25 i geçmez. Bu oyların %13 ünü alan rahatlıkla oda yönetimini eline geçiriyor.
Şimdi asıl konumuza geçelim.
‘KAHROLSUN AMERİKA’ DİYENLERİN
FOYASI ORTAYA ÇIKTI
Bu oda yöneticileri bu makamlara zamanında ‘Kahrolsun Amerika!’ diye diye geldiler.
Hatta
Fi tarihinde Amerikan 6. Filosuna karşı bir yürüyüş yapmışlar diye.. her yıl o yürüyüşü törenlerle anar .. bu arada ona buna Amerikancı diye laf çakarak, en iyi anti Amerikancının kendileri olduklarına dair milleti kandırmaya çalışırlardı.
Peki, ne oldu da
Bu kadar anti Amerikancı olduğunu söyleyenler.. ülkemizin Amerika’ya karşı vermiş olduğu bu savaşta köstek olmaya başladı?
Çünkü o dediklerinde samimi değillerdi.
Şimdi iş ciddiye binince foyaları ortaya çıktı.
PKK/PYD dediğimiz oluşumun
Amerika’nın bölgemizdeki kolu olduğunu bilmiyorlar mı? Bal gibi biliyorlar.
Ama
Amerika Vietnam’ı işgal etmek istediğinde ‘Savaş’ diyenler,
Şimdi sınırımıza dayanmış Amerika ile ‘Barış’ yapılmasını istiyor.
‘’Savaşa Hayır!’’ ha…
Sizi gidi sahtekârlar
Meslek odalarımızın durumu bu!
Bir de 170 aydın gazeteci sanatçı falan geçinenlerin yayınladıkları bir bildiri var.
Onlar da milletvekillerine çağrıda bulunarak
‘Savaşı Durdurun’ diyorlar.
Sanki biz savaşa çok meraklıyız.
Savaş bir musibettir… Onu biz de biliyoruz.
Ancak
Can, mal, namus, vatan tehlikeye girince savaş bizim için düğün dernek…
Taklacı Güvercinler
Ve
Armut
Ama siz taklacı güvercinler!
Siz hiçbir zaman barıştan yana olmadınız ki, şimdi olasınız.
Bu ülke PKK belasıyla 30 yıldan fazla bir süredir savaşırken neden ‘Savaşa hayır!’ demediniz?
Tam aksine
2013 yılında Barış Süreci başlatıldığında dağlara koşup ‘Ne yapıyorsunuz? Silah sizin güvenceniz…’ diye telkinde bulunmadınız mı?
Üstelik
Ovaya indiğinizde de
Bu sefer milliyetçilik taslayıp ulusalcılara: ‘Bak bu AKP Kürtlerle anlaşıyor..onlar için Habur’da seyyar mahkemeler kuruyor…’
Diyerek gaz verip ortalığı bulandırmadınız mı?
Sizin derdiniz savaşa karşı çıkmak falan değil.
Öyle olsaydı
Etrafımız ateş çemberine alınırken
Ve
Her gün içimize ateş düşerken
Siz
Teröristleri şirin gösterecek haber-röportajlar yapmazdınız.
Çünkü siz
İçimizdeki hainlerin PKK ya verdiği destekle.. gerilla dediğiniz teröristlerin
Ve onların ağa babaları
Yavaş yavaş
Türkiye’ye diz çöktüreceğine inanıyordunuz.
Niyetiniz
Siz ve PKK içerden
FETÖ dışardan işi pişirip
Türkiye’yi teslim alacaktınız.
İşler yolunda gitmeyince
15 Temmuz ihanet kalkışmasına yeltendiniz.
30.000 KİŞİLİK DÜZENLİ ORDU
Ama
İçimizdeki ajanlarınız temizlenince.. dağdaki ‘gerillalarınız’ ın bir etkisinin olmadığı görüldü.
Ve ‘gerillalarınız’ gün gün erimeye başladı.
Ağababanız Amerika
Baktı ki, içimizdeki ihanet şebekesi çözülüyor.. dağdaki PKK dan da netice alamıyor.
Bu sefer o görevi
Suriye’nin kuzeyinde mevzilenen PYD ye verdi.
PYD adlı terörist örgütü silahlandırıp düzenli ordu haline sokmaya kalktı.
Ve bunu hiç çekinmeden dünyaya:
‘Suriye’nin kuzeyinde 30.000 bin kişilik ordu kuruyoruz..’ diye de ilan etti.
Buna da sessiz kaldınız.
ARMUT
ABD bu orduyu dünyaya ilan etmekle kalmadı.
Arkasından
5.000 TIR ve 2.000 uçak dolusu silah gönderdi.
Ve siz taklacı güvercinler!
Bütün bunlar olurken sizden tek bir ‘gak!’ sesi duymadık.
Yoksa siz!
Sandık sandık gönderilen
Bu kolilerin içinde ‘Armut’ olduğunu mu sanıyordunuz?
Amerika
Bütün bu hazırlıkları ‘Barış’ için mi yapıyordu?
RAKKA’DAN KAMYON KAMYON NAKLEDİLEN
PKK PYD DAEŞ MİLİTANLARI
Rakka’yı DEAŞ tan devralan PYD çoluk çocuk demeden insanları öldürürken yine sizin sesiniz çıkmadıydı.
Sonra
Nasıl bir tiyatro oynandığını
Amerika
PYD ve DEAŞ militanlarını aynı kamyona yükleyip tahliye edince iş ortaya çıktı.
Ama siz
Buna da sessiz kaldınız.
ROJOVA’DA
DEMOGRAFİK YAPI DEĞİŞTİRİLİRKEN
Şimdi
ROJOVA dediğiniz bölgeyi PKK/PYD mütedeyyin Kürt, Türk ve Araplardan temizleyip kendi militanlarını yerleştirmeye demografik yapıyı değiştirmeye kalktı.
Niyetleri
Arap ağırlıklı bölgeyi Arap Türkmen ve mütedeyyin Kürtlerden temizleyip Akdeniz’e açılan bir PKK Kürt Koridoru oluşturmak…
Bütün bunlar
Dünyanın gözü önünde yapılıyor ve saklama gereği duymuyorlar.
Peki,
Sonra ne olacak?
Sonra bu ROJOVA denilen koridor Amerika’nın bölgedeki küçük sömürgelerinden biri olarak hayatını devam ettirecek.
Bu köleliğe de ‘özgürlük savaşı’ diyorlar.
Amerika’nın küçük basit bir sömürgesi olmayı özgürlük zannediyorlar.
BÜYÜK KÜRDİSTAN
Tabi iş bununla kalmayacak.
Niyetleri
Suriye, Türkiye, Irak ve İran’daki Kürt bölgelerini birleştirerek BÜYÜK KÜRDİSTAN’I kurmak…
Onlar bunları düşünürken
Türkiye’nin de buna sessiz kalacağını zannettiler.
Öyle ya.. arkalarında kocca Amerika var.
Kendileri de Marksist Sosyalist Devrimci vs. vs. vs. ler ya…
Amerika’nın kuyruğuna yapışıp Marksist bir ‘özgürlük savaşı’ verdikten sonra ‘Büyük Kürdistan’ı kuracaklar.
Böylece başları göğe erecek.
BÜYÜK ERMENİSTAN
BÜYÜK BULGARİSTAN
MEGALO İDEA’CI YUNANİSTAN
VE
BÜYÜK İSRAİL
Zamanında Rusların gazına gelip BÜYÜK ERMENİSTAN hayaliyle Osmanlı Devleti Aliye’sine ihanet eden bir kısım Ermeni’nin sebep olduğu felaket herkesin malumudur.
Bir Osmanlı vatandaşı olarak eşit haklara sahip yaşıyorken, hem Ermenilerin hem de o yıllarda Türklerin büyük trajediler yaşamasına sebep oldular.
Neticesi ne oldu?
Ermeniler Ruslara güvenip kumar oynadılar…
Ve kaybettiler.
Şimdi ne oldu?
Bugün küçücük bir ülkede fakr-u zaruret içinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Türkiye himmet edip
Onların Türkiye’de kaçak çalışmalarına göz yummasa, Ermenistan’da birçok aile geçinemeyecek.
Yani
Bırakın Büyük Ermenistan’ı
Küçücük Ermenistan’ı ayakta tutmaktan acizler.
Aynı şeyi
Bulgaristan için de söyleyebiliriz.
Balkan savaşından sonra Edirne’yi bile alarak Çatalca’ya kadar gelmişlerdi.
Onlarda boylarının ölçüsünü alıp gerisin geriye gitmek mecburiyetinde kaldılar.
Ve hala
Bellerini doğrultabilmiş değiller.
Yunanistan malum.
Bu işte en iddialı devlet Yunanistan’dır.
Onların Kızıl Elma’sı Megalo İdea’dır.
Onlar da boylarından büyük işlere kalkıştılar.
Sonra ne oldu?
Yunanistan
Bugün AB nin en borçlu ülkesi durumunda.
Almanya yardım etmese memur maaşlarını ödeyecek durumları yok…
Bu konuda en iddialı olan ülke İsrail’dir.
Onlar da Büyük İsrail peşindeler.
Ancak
Onlar da dünyadaki Yahudi para babaları
Ve
Amerika’nın desteğiyle bu iddiasını sürdürüyor.
Zamanı gelince onların da defteri dürülecek.
BÜYÜK ARAP KRALLIĞI
VE
YUGOSLAVYA ÖRNEĞİ
Yani şunu demek istiyorum:
Büyük devletler size yardım eder gaz verir ama büyük devlet olmanıza asla müsaade etmezler.
Osmanlıya ihanet eden Şerif Hüseyin’e
İngilizler;
Sınırları Türkiye’nin güneyinden başlayıp,
Mısır’a kadar .. oradan Hint Okyanusuna kadar olan tüm bölge vadedilmişti.
Sonra ne oldu?
O vadedilen topraklarda kaç devlet kurulduğu herkesin malumu.
Elinde bir tek Ürdün kaldı.
İngilizler oğlunu oraya Kral tayin ettiler.
Aslında Ürdün’de elden gidecekti ama
S. Arabistan’ın
Vahhabi anlayışıyla dalaşacak bir devlet lazım olduğu için bıraktılar.
Yugoslavya da aynı şekilde…
Avrupa’nın ortasında güçlü ve istikrarlı bir devlet iken,
7 parçaya ayrıldı.
GÜÇLÜ TÜRKİYE
Avrupa ve Amerika’nın en büyük korkusu
Bölgede güçlü ve istikrarlı bir Türkiye’nin olmasıdır.
Onlar tam da
İslam dünyasını paramparça edip sömürüyorken
Türkiye’nin
Bu çarklarına çomak sokmasından çekiniyorlar.
Şu anda
Bölgemizde dönen bütün dolapların özeti budur.
29.01.2018
Emin Batur