Siyaset her ne kadar ülkeye ve millete hizmet etme sanatı olsa da malum politikacılar sayesinde aynı zamanda kıvırtma sanatıdır. İlkeli ve duruş sahibi olmak her siyasetçinin harcı değildir. İklim şartlarına göre kıyafet değiştirmeyi anlarız da konjonktürel şartlara göre fikir değiştirmeyi anlamayız, doğru da bulmayız. Yıllar yılı küfrettikleri Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” söylemini sahibinden fazla kullanan, öyle davranan ve onu siyasetinin, politikasının bir parçası haline getirenlerin ilkeli olmaktan ve duruş sahibi olmaktan bahsetmesi abesle iştigaldir.
Meclis Başkanlığı seçimleri sürecinde MHP Grup Başkanvekili Sayın Yusuf Halaçoğlu’nun bir söylemi siyaset gündeminde tavan yaptı ve hocamıza karşı bir linç kampanyası başlatıldı. Yusuf hocamızın partisi bizi ilgilendirmez. İlim adamı oluşu, tarihimize ve eğitimimize katkıları herkesin malumudur. Sayın Deniz Baykal’ın meclis başkanı seçilmemesi ile alakalı olarak Sayın Halaçoğlu ne demişti: “Deniz Baykal’ı seçseydik bize dinsiz bir partinin adayını seçtiniz diyeceklerdi.” Yusuf hocamızın bu sözlerinden sonra fırtınalar koparıldı. Vay sen CHP için nasıl dinsiz parti dersin. Başbakanından, Bülent Arınç’ına kadar bir sürü adam sanki geçmişlerinde CHP için dinsiz parti dememişler gibi atıp tutuyorlar.
Bu memlekette Ezanın asli dili olan Arapça ile okunmasını dinci parti mi yasakladı?
İskilipli Atıf Hoca’yı dinci parti mi astı?
Şapka giymediler diye Cumhurbaşkanının memleketi olan Rize’yi dinci parti mi bombaladı?
Kur’an eğitimini dinci parti mi yasakladı? Gizli gizli Kur’an eğitimi veren insanlar yollara jandarma gelirse haber ver diye nöbetçi diktiklerinde iktidarda dinci parti mi vardı?
Süleyman Hilmi Tunahan Hocaefendi İstanbul-Gebze arasında hayvan vagonlarında Kur’an eğitimi verirken dinci partiden mi korkuyordu?
Daha dün denecek kadar yakın bir zamanda Diyarbakır mağaralarında bulunan Kur’an-ı Kerim cüzlerini insanlar dinci partinin şerrinden korktukları için mi oralara saklamışlardı?
İstiklal mahkemelerinin darağaçlarında bu milletin allamelerini sallandıran dinci parti miydi?
Siz başörtüsü ile ilgili bir yasa veya yönetmelik hazırladığınızda Anayasa Mahkemesi’ne veya Danıştay’a yürütmenin durdurulması için dinci parti mi müracaat ediyordu? İmam Hatiplerin mevcut şeklini ortadan kaldırmak için mücadele eden dinci parti miydi?
Kamu’da başörtüsünün serbest bırakılmasına karşı çıkan dinci parti miydi?
Siz bunları yapanları çok iyi biliyorsunuz, peki şimdi niye kıvırıyorsunuz? Yusuf Hocanın söylediği ne ki? Bunların çok daha fazlası yok mu? CHP’li vekil adayının taşıdığı testideki suyla murdar oldu diye abdest almayan Anadolu insanını siz bilmiyor musunuz?
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan seçim meydanlarında CHP’yi bu yönüyle vurmuyor muydu?
Milletvekilleriniz, bakanlarınız Anadolu’ya açıldıklarında CHP ve onun zihniyetiyle alakalı ne söylüyordu sanıyordunuz?
İslami ve insani gelişmenin karşısında dinci parti mi yer alıyordu, CHP mi yer alıyordu.
27 Nisan E Muhtıranın gerekçelerini unuttunuz değil mi? Bu CHP Muhtıranın noktasına ve virgülüne kadar tüm içeriğine katıldığını söylememiş miydi?
Siz bunları bildiğiniz halde şimdilerde neden CHP seviciliği ve yalakalığı yapıyorsunuz ki? Bütün bunlar hükümet kurma adına yapılan kıvırtmalar mıdır? Siz Sayın Halaçoğlu’nu kınıyorsunuz ya halt ediyorsunuz. Anadolu insanı Yusuf Hocadan farklı mı düşüyor zannediyorsunuz. Yusuf Hoca ile aynı düşündüğü için CHP ile koalisyon yapmanıza karşı çıkıyor. CHP ile hükümeti kurun da ilk seçimde cezanızın nasıl kesildiğini görün.
Ömer Naci YILMAZ