Mustafa Kolcu
Vazgeçmek, vazgeçebilmek, özgürlüğün şanındandır. İnsan, hayırdan da şerden de vazgeçmeye yatkındır. Fıtrat gereği, insan bir şeylere bağlanma ve anlamlandırma duygusuyla hareket eder. Ancak, vazgeçmeyi engelleyen, iradeyi zincirleyen gereksiz bağlılıklar, insanlığın en büyük sorunlarından biri olmaya devam etmektedir.
İslam’ın Tövbe Çağrısı
İslam, yanlıştan dönüş için “vazgeçin” çağrısı yapmaktadır. Bu çağrı, Rahman’ın çirkin saydığı, kuluna yakıştıramadığı tüm olumsuzluklardan vazgeçmeye davettir. “Allah’a koşun” çağrısıyla (51/ Zariyat, 50) bütün kullarını özgürlüğe davet etmektedir.
Çağrılara Dikkat Edilmeli
İnsan yaşamı boyunca birçok davete muhatap olur. Davet edenlerin her birinin amacı, insan iradesini yönlendirmektir. Düşündüğümüzde, insanı etki altına almak için birçok oyun kurucusu vardır. Her biri, kendi hedefine ulaşmak için farklı yollar dener; kimisi siyaseten, kimisi dini açıdan, kimisi örfi olarak, kimisi ise başka hesaplarla bu yolu kullanır.
Modern insan, Allah’a kulluğu gereksiz görmekte, İslami değerleri küçümsemekte ve vahyin yasaklarına itiraz etmektedir. “İstediğini yapabilirsin” denilerek aldatıldı, birçok istek ve otoritenin esiri oldu.
Şeytanın Tuzakları
Şeytan ve dostları evvelden kurdukları ve kuracakları tuzaklarla, kulunu rahmetiyle uyaran Allah şöyle buyuruyor: “Bir adam var ki, onun birçok ortak efendisi vardır; bir adam da var ki, sadece bir kişiye bağlıdır. Şimdi bu iki adamın durumu eşit olabilir mi? Bütün övgüler Allah’a mahsustur; fakat çoğu bunu anlamamaktadır.” (39/ Zümer, 29)
Vazgeçmek Kolay Değil
Elbette, vazgeçmek kolay değildir. Zira iman, yanlıştan vazgeçebilme ve doğruya tabi olmanın sınavıdır. İnsan, tabiatı gereği ilginç davranışlar sergileyebilen bir varlıktır. Bir bakarsınız ateşe gülerek koşar, rahmete sırtını döner; bir bakarsınız, şeytanın ardına düşer, cehenneme doğru ilerlerken yanına arkadaşlar arar. Yaratanın, “Bana kul olun.” (36/ Yasin, 61) emrini unutarak, şeytana kul olmayı değerli bulur.
Şeytanın amacı, kulun Rahman’a olan secdesini bozmaktır. Kardeş olan müminleri düşman yapmaktır. “Yolun doğrusundan saptırmak, sapılan yola da taptırmak ister.” Çünkü şeytan ve dostları, Allah’ı seven ve Allah’ın sevdiği kulları asla sevmezler. Şeytana ait yanlış yolları ve davranışları hatırlatan Rahman, kuluna şöyle sorar: “Vazgeçtiniz değil mi?” (5/ Maide, 91)
Yanlıştan Vazgeçmek: Özgürlüğün Anahtarı
Yanlıştan vazgeçmek, özgürlüğün deryasına açılmaktır. Balık için akvaryumda bulunan su, esarettir; denizdeki su ise özgürlüktür. Günahlar kafesinden vazgeçmeyenler, özgürlüğü tadamazlar. Özgürlük adına, bağımlı olunan bin bir çeşit yanlış, yargı ve nefsani telkinler, insana sadece daha fazla esaret sunar. Yanlışların anlamı yoktur, çünkü günahlar acılar getirir. Yanlıştan vazgeçmek, doğruyu anlamaya yönelmektir; ancak anlama, emek ister.
Bilmek ve Özgürleşmek
Yanlışı bilmeyen, doğrunun kıymetini nasıl bilebilir? Hastalığını bilmeyen, şifasını aramaz ki. Bilmek, dolambaçlı yolları düzleştirir. Bilmek, özgürleşmektir. Bilmek, vazgeçebilmektir. Özgürlüğü ayakta tutan, doğru anlamı doğru yerde, doğru seviyede aramaktır. Bir asker, doğru yerde nöbet tutarken özgürdür; çünkü özgürlüğü için nöbettedir. İlahi buyruklar da insana, özgürlüklerini koruyacağı yerleri, duruşları ve kabulleri öğretir. Kur’an-ı Kerim’de Allah, “Bilmiyordunuz, ben öğrettim.” (55/ Rahman, 2) buyurur. Özgürlüğümüz, O’nun rızasında saklıdır.
Doğruya Yönelmek ve Mutluluk
İnsan, yanlışlardan vazgeçtiğinde, hayatından yanlışlara ayırdığı payı kurtarmış olur ve o yanlışların getireceği sıkıntılardan da kurtulmuş olur. Doğruya yöneldiğinde ise hayatın anlamı gerçekleşir ve doğrunun getirdiği güzelliklerin mutluluğunu yaşar.
Bir Müslümanın vazgeçilmezi sadece Allah’a olan kulluğudur. Bu gerçeği bilenin duası ve teslimiyeti bellidir.
Allah’ım, Yanlışlardan Vazgeçtim
- Onca anlam yüklediğin can emanetini ziyan etmemek için.
- Ardı ardına gönderdiğin elçileri üzmemek için.
- Tertemiz zihinleri karanlıklarda koymamak için.
- Gölgesinde serinlediğim, sofrasında beslendiğim arzına iyiliği yaymak için.
- Şeytana karşı, sahiplendiğin insanlık onuru için.
- Sana ahlaklı bir kul olmak, zatına ait bir kalp ile sana kavuşmak için.
Allah’ım, vazgeçtim:
Şirkten, riyadan, zulümden, iftiradan, gıybetten, yalandan, kul hakkı yemekten, ibadetleri terk etmekten, büyüklenmekten, cehenneme yürümekten. Döndüm yüzümü zatına, artık özgürüm. Özgürlük yurdu olan cennete davetine geliyorum.