Sevgililer Günü, her yıl tüm dünyada kutlanan popüler bir gündür. Her yıl sevgililer ve eşler birbirlerine hediyeler alır, jestler yaparak sevgilerini bir kez daha ifade ederler. Sevgi, aşk, sadakat ve bağlılık gibi kavramları içerdiğinden evrensel bir gündür. İnsanın en temel duygusal ihtiyaçlarına karşılık geldiği için de neredeyse herkesin çokça benimsediği bir kavramdır.
Tabii, bir yandan da bu günün ticari bir boyutu vardır. Tüm dünyada bu günde markaların satışları artar. Sevgilisine, eşine hediye almak isteyen insanlar bu markaların reklam akınına uğrarlar. Sevgililer Günü yaklaştığında bir nevi hediye seçme telaşı içine girilir. Aslında hediyenin kendisini sanki karşımızdaki kişiden çok daha merkezi, önemli bir konuma koymaya başlarız: “Acaba hediyemi beğenecek mi?” Peki, Sevgililer Günü gerçekten de bu telaş üzerine mi kuruldu?
Tarihçesi ve Gerçek Anlamı
Bu gün, Hristiyan batı dünyasında “Valentine’s Day” olarak geçer. “Valentine,” Hristiyanlara göre Aziz Valentin diye geçer. Aziz Valentin, aynı zamanda doktor olarak çalışan bir Katolik rahiptir. MS üçüncü yüzyılda İtalya’da yaşadı ve Roma’da bir rahip olarak görev yaptı.
Roma İmparatoru Klaudius, ordusuna asker alırken, evliliğin bu askerler için engel olacağını düşündüğü için evliliklerini yasaklamıştır. Aziz Valentin, İmparator II. Klaudius tarafından evlilikleri yasaklanan çiftleri gizlice evlendirmesiyle ünlenmiştir. İmparator Klaudius, Valentin’in çiftleri evlendirdiğini duyduğunda, Valentin’i hapse attırdı. Valentin, hapishanede geçirdiği zaman zarfında Hz. İsa’nın dinini yaymaya çalıştı.
Valentin’in dindarlığından ve bilgeliğinden çok etkilenen gardiyan Asterius, onunla arkadaş oldu. Valentin’den kızı Julia’nın derslerinde yardımcı olmasını istedi. Julia kördü ve birisinin ona öğretmesi için kitap okuması gerekiyordu. Valentin, hapishanede onu ziyarete geldiğinde onunla yaptığı dersler vasıtasıyla Julia ile arkadaş oldu.
Aziz Valentin’i anma günü
İmparator Klaudius da Valentin’i hapishanede ziyaret etti. Romalıların dinine girerse Valentin’i affetmeyi teklif etti. Valentin, Hristiyanlık inancından vazgeçip Roma tanrılarına ibadet etmeyi kabul etmedi. Hatta İmparator Klaudius’u Hristiyan olmaya davet etti. İsa peygambere iman etmeye davet etti. İmparator Klaudius, Valentin’in bu tutumuna çok kızdı ve Valentin’i ölüme mahkum etti.
Öldürülmeden önce Valentin, Julia’nın Hristiyanlığa girmesini istedi. İsa’ya yakın olmaya davet etmek ve arkadaşı olduğu için ona teşekkür etmek amacıyla son bir not yazdı. “Valentin’den” diye notunu imzaladı. Bu not, insanlara Valentin’in öldürüldüğü gün olarak kutlandı. Bu yüzden 14 Şubat Sevgililer Günü’nde sevgililerin birbirine sevgi dolu mesajlar yazmasını hatırlattı.
Valentin, 14 Şubat MS 270’te dövülerek, taşlanarak ve kafası kesilerek öldürüldü. Tanrı’nın insanlara mucizevi yollarla yardım etmek için çalıştığı bir aziz haline geldi. MS 496’da Papa Gelasius, 14 Şubat’ı Sevgililer Günü olarak resmi bayram günü ilan etti.
Sevgili ve Sevginin Anlamı
Günümüzde Sevgililer Günü dediğimizde hediyeler, sürprizler ve romantik akşam yemekleriyle bir telaşın içerisine girdiğimiz bir dönemi yaşıyoruz. Tabii ki karşımızdakine onu ne kadar sevdiğimizi en iyi şekilde ifade etmek isteriz. Ancak içinde yaşadığımız bu çağda, tüketim toplumu haline gelmemizden kaynaklanan bazı zorluklar da var. Sanki karşımızdaki kişiyi sevme derecemiz veya sevip sevmediğimiz, aldığımız hediyenin, sürprizin veya akşam yemeğinin pahalı olmasıyla doğru orantılıymış gibi yanlış bir algı da oluşuyor.
Ancak sevgi bunlardan çok daha derin ve anlamlıdır. Değeri alınan bir hediye ile ölçülecek kadar ucuz bir şey değildir. Öyle basit bir kavram da değildir. Bir kişinin karşısındakine sunabileceği en değerli hediye kendisidir, saygısıdır, sevgisidir, ona bağlılığı ve samimiyetidir. Gerçek sevgi, neye sahip olup olmadığımızla değil, sadece sevgiyle neye sahip olduğumuzla ilgilidir.
Gerçek Sevgi Nedir?
Sevgi sabırdır, saygıdır, şefkattir, merhamettir, anlayıştır ve hoşgörüdür. Seven, sevdiğine karşı övünmez, böbürlenmez, kibirli olmaz, kaba davranmaz, kalp ve gönül kırmaz. Seven, hep kendi çıkarını düşünmez, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.
Gerçek sevgi parayla, pulla, hediyeler ve sahte gülücüklerle olmaz. Saygıyla, bağlılıkla, hoşgörüyle, fedakarlık ve özveriyle var olur ve yaşatılır.
Hayatta kalıcı olan üç şey vardır: iman, umut ve sevgi. Bunların en üstünü sevgidir. Sevgi ve sevmek, Valentin Günü’nde (14 Şubat’ta) eşlerin birbirine hediyeler almasıyla ispat edilmez. Bu, Hristiyan dindarların adeti ve geleneğidir. Zamanımızda ise tüketim yarışı, israf ve insanların birbirlerine bakarak gösteriş yarışı haline gelmiştir.
Müslümanların böyle bir adeti, geleneği ve dini günü yoktur. İslam’a göre sevgi, eşlerin birbirine karşı gösterdikleri saygı, hürmet, bağlılık ve fedakarlıkla ölçülür. Seven insan için her yer, her zaman, her gün anneler, sevgililer ve doğum günüdür.
Sevgi ve sevgili, ilan edildiği günü değil, hayatın bütününü içine alan her gün, her saat, her dakikayı kapsayan bir duygudur. Sözde değil, özdedir. Dilde değil, kalptedir. Her an her yerde seven sevdiği ile beraberdir.
M. Yasir