Geçtiğimiz Pazar günü yapılan 7 Haziran seçimleri, belki de tarihimizin en önemli seçimlerinden biriydi.
İlk defa ülkemizde yapılan bir seçim, dünyada ve bölge ülkeleri tarafından bu kadar yakından takip ediliyor.
Seçim gecesi nefesler tutulmuş; ülkemiz ve tüm dünya neticeleriadeta sandık sandık takip ederken, bir kanal Survivor (Sorvayvır) adlı bir yarışma programıyayınlıyordu.
Kanal değiştirirken denk geldikçe kız ve oğlanların çığlığı sinirlerimi bozmaması için hızla geçiyor içimden de:
‘’Böyle önemli bir günde sizin bu müptezel yarışmanızı kim seyreder’’ diye geçiriyordum.
Ama yanılmışım.
O gece o program reyting sıralamasında birinci geldi!!!
Biz, yatırımlar ve kalkınmamız aynı hızla devam edecek mi?
Afrika açılımı ne olacak?
Dolar ve piyasa,
3. Havalimanı, 3. Köprü
Çocuklarımızın geleceği
Hastanelerimizdeki konfor
Hastane ve AVM lerdeki Arap turistler
İşlerimizi kilitleyen bürokrasi yeniden hortlar mı? vs.lerin derdine düşmüşken. Survivor programı reytingleri alt üst ediyordu.
Ne diyelim.
Ülkemizin bir kesimi için seçim çok da önemli değilmiş…
Biz önem verenlerle yolumuza devam edelim.
Önce seçim sonuçlarına bir göz atalım:
AKP ………… % 40.87 ….. 258 Milletvekili
CHP ………… % 24.95 ….. 132
MHP ……….. % 16.29….. 80
HDP ……….. % 13.12 … 80
SP …………. % 2.06 … 0
‘’ 7 Haziran seçimleri sadece ülkemizi değil, bölge ülkelerini hatta dünyanın yakından takip ettiği bir seçim oldu’’ demiştik ya.
Devam edelim.
Sandıklar açıldıkça HDP nin barajı geçtiği ve AK Partinin tek başına hükümeti kuramayacağı anlaşıldıkça, İsrail’de, Amerika’da, Almanya’da şampanyalar patlatılarak kutlanmaya başlandı.
Hatta İran bile nedense bu işe sevindi.
Diğer ülkeleri saymaya gerek yok. İtalya’dan İngiltere’ye, Baltık ülkelerine kadar çıkan neticelere sevinen sevinene…
Düşmanlarımız sevindiğine göre dostlarımızın da üzüldüğünü söylemeye gerek yok.
Afrika’dan Ortadoğu’ya, Kafkaslar, Balkanlara kadar uzanan coğrafyada dostlarımız neticeye üzüldü.
Ama takdir böyleymiş.
ALAMANCI KARDEŞİMİZİN ÜZÜNTÜSÜ
Hele Alamancı bir-iki hanımın söylediklerini duyunca işin vahametini bir kez anladık.
Alamancı kardeşimiz ‘’Burası Hollanda’’ diyor.
İlk defa başımız dik, Türk demekten çekinmediğimiz günleri yakalamıştık diyor.
Hollandalılar soruyormuş. ‘’Nasıl olur Türkler böyle bir kalkınma hızı yakalar?’’ Diyerek bizi takdir ediyor bize saygı duymaya başlamışlardı.
Artık ‘’Soğan sarımsak kokulu Türkler!’’ diyerek, kimse bizi aşağılamıyor.
Bunları Cumhurbaşkanımız Erdoğan sayesinde kazandık diyor ve ağlıyor.
NEDEN?
Peki, herkesin üzerine titrediği oy vermeyenlerin dahi çıkan tablo karşısında pişman olduğu bir parti neden tek başına hükumeti kuramadı?
Bunun iki nedeni var.
Birincisi partiden, AK Partiden kaynaklanan hatalar var.
İkincisi dışardan kaynaklanan…
Ak Partiye karşı yerli ve yabancı hatta dostlarımızın da içinde bulunduğu top yekûn bir ittifak oluştu.
Bu kadar büyük bir ittifaka karşı aslında %41 lik netice bir başarıdır.
Tüm muhalefet, yabancı medya desteğini de yanına alarak Ak Partiden çok, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a saldırdı.
HDP nin ‘’Seni Başkan yapmayacağız’’ sloganı bu seçimin merkezinde yer alarak Ak Partiye karşı oluşan cephenin barikatını teşkil etti.
Tüm partiler bu barikatın arkasına geçerek Cumhurbaşkanımıza yüklendi.
Netice de alındı.
Başkanlık sistemi şimdilik ertelenmiş görünüyor.
HATALAR
‘’Bütün bunlara rağmen %41 başarıdır’’ dedik ama Ak Partinin yaptığı hataları görmezden gelemeyiz.
Bu hataları söyleyeceğiz ki, bir daha tekrarlanmasın.
Çünkü AK PARTİ sadece bir parti değildir. Partiden çok daha büyük birmisyona sahip…
Hata yapma şansı yok.
Hatasının ceremesini sadece parti ve seçilmeyen milletvekilleri çekmiyor.
Ülke olarak ümmet olarak insanlık olarak çekiyoruz.
AK PARTİDEN KAYNAKLANAN HATALAR
- Stratejik hatalar
- Esasa taalluk eden hatalar
STRATEJİK HATALAR
Parti yöneticileri Güneydoğu bölgemizi iyi okuyamadı.
(Diyeceksiniz ki, stratejik hatalardan bahsederken, neden hemen ‘’Pat!’’ diye Güneydoğu’ya daldın.
Açıklayacağım ama önce şunu bitireyim.)
Ak Parti bölgenin adım adım HDP-PKK inisiyatifine terk edildiğini çok geç fark etti.
Listeye koyacağı ilkelerimize bağlı, güçlü aşiret bağlantısı olan adaylarla HDP nin bu baskısını kırabilirdi.
Yapmadı.
Doğru bir aday seçimini yapamadı.
Stratejik hataların merkezinde Güneydoğu bölgesini yazacağım. Ancak diğer bölgelerden aldığım duyumlar bundan çok farklı değil.
NEDEN GÜNEYDOĞU?
Çünkü bu seçimde Güneydoğu bölgemiz Ülkeyi yerinden oynatan birmanivela görevi yapmıştır.
Nasıl ki, ‘’Seni Başkan yapmayacağız’’ sloganı tüm muhalefetin arkasında saklandığı barikat vazifesi gördüyse, Güneydoğuda da patlayan HDP dalgası ülkenin dengesini bozmuştur.
Bundan dolayı Ak Partinin stratejik hatalarını yazarken bu bölgeyi merkeze aldım.
Kaldığımız yerden devam edelim.
AKP bu bölgede aday tespiti yaparken, orta Anadolu ve Ege bölgesinde aday tespiti yapar gibi davrandı.
Hâlbuki Güneydoğu da normal seçim yapılmadığını iktidar partisi olarak herkesten önce kendi bilmeliydi.
HDP nin bölgede korku imparatorluğu kurduğunu görmezden geldi.
AKP bunu dikkate alarak aday seçimini yapmalıydı.
Sandık güvenliğini partiye pamuk ipliği ile bağlı gençler yapamazdı.
Ama aşiret mensubu gençler kendi adayları için canını ortaya koyacağı gibi HDP tehditleri de sökmezdi.
İTFAİYE ARACI
Seçim öncesi 2 günlüğüne Mardin’e gitmiştim.
Çok az süre kalmama rağmen gördüğüm bir manzara ile şok oldum.
Mardin B. Şehir Belediyesine ait itfaiye aracı şehrin en merkezi yerinde ve öğlen saatlerinde…
Hummalı bir faaliyet içindeydi.
İtfaiye aracının yangın merdivenlerini kullanarak kalabalık bir grup HDP bayraklarını asmakla meşguldü.
O kadar rahat hareket ediyorlardı ki, hiçbir telaş emaresi görmedim.
Rutin işlerini yapar gibi hareket ediyorlardı.
Diyeceksiniz ki, diğer partiler de farklı illerde benzer şeyler yapıyor mu?
Doğrudur.
O kadar değil ama diğer partiler de benzer şeyler yapıyor.
Ancak diğer belediyeler kendi partilerine sahip çıkarken o işi gizli, utanarak, insanlardan kaçarak,fark edilmemeye çalışarak yapıyor.
Ama burada öyle değil.
İnsanların gözlerinin içine sokularak HDP bayrakları asılıyor.
Güç gösterisi yaparak insanlar sindiriliyor.
Bu korku imparatorluğu seçilecek adayların güçlü Aşiret bağlantıları ile delinebilirdi.
Üstelik bu evsafta adaylar Ak Partiye müracaat etmişti.
Dikkate alınmadı.
Çünkü aday tespiti yapılırken, daha önceki seçimde alınan
%50 hatta Cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan %52 oy oranı dikkate alınarak yapıldı.
Müracaat eden Üniversite mezunu, medrese eğitimi almış, gençlik teşkilatlarında görev almış arkasında güçlü aşireti olan adaylar dikkate alınmadı.
Bu adaylar dikkate alınmadığı gibi, bazı illerde listeye öyle adaylarkonduki, teşkilat mensuplarına saç baş yolduran cinsten…
Belli ki, adam bulup genel merkeze kim daha fazla yanaşmışsa o aday olmuş.
Halk nezdinde hiçbir karşılığı olmayan bu adayların listede yer alması teşkilat mensuplarının çalışma şevkini kırmış, zaten netameli olan bölgedeki seçim çalışmaları dip yapmış,
Bayrak asmak için 10 kişi çağrılan yere 1-2 kişi gitmiştir.
FAZLA ADAY ADAYI MÜRACAATI
Diğer taraftan, fazla aday müracaatı da Ak Parti yöneticilerini yanıltmıştır.
‘’Nasıl olsa bol miktarda aday adayı var. Demek durum iyi’’ kanaati ile hareket etmişlerdir.
Mardin gibi 6 Milletvekilinin seçileceği bir yerden 118 aday adayı müracaat etmişti.
Herkes HDP nin barajı geçmeyeceği 6 Milletvekilinin de Ak Parti tarafından seçileceği üzere hesap yapıyordu.
Misyon unutulmuş, hatta bazı illerde aday adayları birbirine çelme takar olmuştu.
Netice ortada.
Bugün seçim kararı alınsa 118 değil 18 aday adayı müracaat etmez.
Denecek ki, HDP nin adayları çok matah kişiler mi?
Hayır!
Ama AKPARTİ HDP değil!
YASİN BÖRÜ
Cennet mekânı olsun, Yasin Börü ve arkadaşları HDP militanları tarafından linç edilmek suretiyle şehit edilmesi, bölge halkına çok yanlış bir şekilde yansıtıldı.
İkinci stratejik hata buydu!
Şöyle ki:
Ak Partiyi destekleyen medya Y. Börü’nün hunharca katledilmesini yayınlayıp durdu.
Annesi Babası ailesi ile röportajlar yapıp yayınladı.
Bu
Tam da HDP nin istediği şeydi.
Bu yayınlar Korku İmparatorluğuna hizmet etti.
Hâlbuki.
Yasin Börü’nün katilleri halka teşhir edilerek, yapılanların cezasız kalmayacağına halk inandırılacaktı.
Yani halka güven verilecekti.
Yapılmadı.
HDP el altından ‘’Bakın biz adamı böyle yaparız haa..’’ tehdidi tuttu.
Neticede 2 Milyona yaklaşan nüfusun yaşadığı Diyarbakır’ da bile HDP %78 oy aldı.
Artık küçük yerleşim birimlerini siz düşünün.
ANLAŞIN
Bundan sonra bu strateji aynen devam edecekse seçim falan yapmaya gerek yok diyorum.
Partiler Oturup HDP ile konuşsunlar. Partiler dediğim Ak Parti.. Diğerleri zaten yok.
5 aşağı 5 yukarı anlaşsınlar.
HDP bu bölgede % 80 oy alsa ne olur 90 alsa ne olur.
Hatta bu işi yaparken şehir şehir değil. Komple bölgeye %80 mi olur 85 mi olur HDP ye bir oran biçsinler, olsun bitsin bu iş.
Bu kadar uğraşı ve eziyete ne gerek var!
Yazık partilerin ve devletin yaptığı bir sürü masrafa.
Çünkü
Seçmenin oy kullanmasını bırakın, sandık başına gitmeye korktuğu bir bölgeden bahsediyoruz. Ve o sandık başına gitmeyen seçmenin yerine oy pusulasına mühür basılıp sandığa atılırken hatıra fotoğrafı çektirilip internetten yayınlanıyor. O kadar yani… CHP hala trafolarda kedi arıyor.
Kedinin büyüğü burada… Buyur yakala.
Ama AKP ye saydırmanın dayanılmaz hafifliği varken HDP ile kim uğraşır.
AJAN
Bugün bölge ajan kaynıyor.
K. Irak’ta deşifre olan 2.000 CIA ajanı Kürt zamanında bu bölgeden tahliye edilmişti.
Büyük bir ihtimalle çoğu araziye uyum sağlamaları açısından Güneydoğu bölgemize serpiştirilmiştir.
Bunlara bir de KOBANİ (AynulArab) olayları sırasında kargaşadan faydalanarak girenleri ekleyin, bölgenin ne hale geldiğini düşünün.
Hatırlarsanız Kobani olayları sırasında IŞİD (DAİŞ) in önünden kaçan on binlerce Kürt mülteci sınırımıza dayanmış, bunların hesap kitap yapmadan içeri alınmaları için iç ve dış güçler bize baskı uygulamıştı.
HDP o günlerde açık açık hükumeti tehdit etmiş mültecilerin kayıt kuyudat yapılmadan içeri alınmaları sağlanmıştı.
Bu sırada ülkemize eskilere ilaveten kaç ajan girdiği bilinmemektedir.
Bu süreçte yaşadığımız olayların çoğu bu profesyonel ajanların sevk ve idare ettiğini söylemeye gerek yok.
CLOUDİA ROTH
Bir yanda ajanlar gazeteci, mülteci, öğretim görevlisi, araştırmacı, simitçi, boyacı kılığında bölgede cirit atarken, diğer taraftan Almanların Milletvekili ClodiaRoth bölgenin en kritik yerlerinde boy gösteriyor, üstüne vazife olmayan işlere burnunu sokuyor HDP ye oy verilmesini istiyor.
Kimse çıkıp bu kadına ‘’Burada ne işin var’’ deyip haddini bildirmiyor.
Zamanında Merve Kavakçı’ya haddini bildiren CHP milletvekillerinden de ses seda yok.
Bu iş öncelikle iktidarın işi ama CHP liler de ‘’Had Bildirme ‘’ işinde uzman sayılırlar. Onlardan bu konuda bir şey beklemek hakkımız…
6-8 EKİM OLAYLARI
Bu tarih Güneydoğumuzda bir dönüm noktasıdır.
Kırkın üzerinde vatandaşımız hunhar bir şekilde katledilmiş ve bunun hesabı sorulmamıştır.
Bu olay bölge insanı üzerinde travma etkisi yapmış ‘’HDP nin kolu bükülmez’’ anlayışı hakim olmuştur.
Ak Parti buna karşı etkin bir önlem almamıştır.
Önlem alınmadığı gibi, olaylardan sonra camı çerçevesi indirilen dükkânı yağmalanan vatandaş başına bir şey gelmemesi için Ak Partinin yanında değil HDP nin yanında görünmek zorunda kalmıştır.
Bu yağmalama ve öldürme işine girenler halka teşhir edilmemiştir.
Bunu Ak Parti yandaşı medya yapacaktı.
KÜRT ANALAR
ŞİWAN PERVER ve İBRAHİM TATLISES
Barış Süreci başladığında hatırlarsanız ŞiwanPerwer ve İbrahim Tatlıses adlı sanatçılar sahneye çıkmış Megri (Ağlama) Daye Megri (Ağlama Ana) yısöylemişlerdi.
Gerçekten de Kürt Analar çok ağlamıştı. Türk Analar da öyle… 30 yıl süren savaş Anaları ağlatmıştı.
Ancak Kürt Anaların ağlaması daha hazindi.
Çünkü
Türk Anaları çocuklarının tabutuna sarılabiliyor, mezarına gidip Fatihalar okuyabiliyordu.
Kürt Analar ondan da mahrumdu.
Ölen evladının tabutuna sarılamıyor, çoğu Analar çocuklarının mezarının nerede olduğunu bile bilmiyordu.
Yani Kürt Analar evlat acısının ne demek olduğunu herkesten daha iyi biliyorlardı.
YİNE YASİN BÖRÜ ve YİNE AJANLAR
Ama Yasin Börü hunhar bir şekilde şehit edilirken Kürt Analar zılgıt çekiyordu diyeceksiniz.
Hayır!
Değişik dönemlerde mebzul miktarda ülkemize Ajan girdiğini söylemiştim.
Zaten yapılan eylemlerin profesyonelliği ortada…
Bu zılgıtı çekenlerin Kürt Analar olacağına ihtimal vermiyorum.
Bunlar militanları teşvik etmek için görevli ajanlardır.
MÜŞAHİTLAR
Van da 600 Ak Parti müşahidi istifa ettirilmiştir.
Erciş’te linç edilmek istenen sandık kurulu başkanı sinir krizi geçirdi.
Burada sandık müşahitleri tehdit edilip okuldan uzaklaştırılmış, gelen seçmene açık oy kullanmaları yönünde baskı yapılmıştır.
Buna itiraz eden Sandık Kurulu başkanı linç edilmek istenmiştir.
Batman da yıllardır İpragaz mahallesine HDP dışında hiçbir parti müşahit gönderememektedir.
Bakmayın listede yazılanlara. Müşahitlerin hepsi HDP lidir.
GÜNDEM
Listeyi böyle uzatabiliriz.
Stratejide yapılan hata çok.
Emeklilere verilecek ikramiyeden tutun da, asgari ücretin 1.500 TL olmasına kadar, ilk defa Ak Parti muhalefetin gündemine takıldı.
Hâlbuki daha önce Ak Parti gündem oluşturur, muhalefet peşinden giderdi.
CHP
CHP ilk defa ekonomiye dayalı bir seçim stratejisi yürüttü.
Aslında bu söylem halk arasında da tutmuştu.
Eğer CHP Uğur Dündar ve diğerlerinin başlattığı ‘’Her CHP li aileden biri HDP ye oy versin ki, barajı geçsin’’ fitnesinin önüne geçseydi, bu seçimde alacağı oy, son yılların en büyük oy oranıolacaktı.
BUNDAN SONRA SEÇİM
Erciş’teki olayı anlattım.
Erciş küçücük bir yer.
Sandık müşahitlerinin tehditle görevden kaçtığı, tek başına kalan sandık başkanı öğretmenin linç edilmek istendiği hadisesinin hemen duyulacağı aşikârdır.
Yukarıdaki teklifimi tekrarlıyorum.
Devlet madem seçim güvenliğini yapamıyor HDP ile otursun 5 aşağı 5 yukarı anlaşsın.
Yoksa bundan sonra ERCİŞ te seçim nasıl olur biliyor musunuz?
İşin ucunda dayak olduğunu gören seçmen HDP militanını çağırıp:
- Evladım! Sana zahmet benim yerime oyumu kullanır mısın? Aha bu da harçlığın…
Deyip gönderecek.
- Baba kimliğini ver de, sandık başkanı sorarsa göstereyim.
- Sormaz oğlum sormaz. Geçen seçimden beri bu işi öğrendi. Hadi selametle.
Deyip başından savacak.
Vatandaş sandık başına gitsin de başına iş mi alsın?
YEMEK
Survivor ile başlamıştık onunla bitirelim.
Bu programı seyredenlerin seçim derdi olmadığını biliyoruz.
Da merak ediyorum.
İzleyiciler bu yarışmaya bu kadar müptela olduklarına göre idolleri da bu kaslı erkekler veya erkek seyirciler için bu fit kızlar olsa gerek.
Şimdi o kızların evlenip kocasına çocuklarına nasıl yemek hazırlayacakları,ütü yapacaklarını
nasıl bir ev hanımı, çocuklarına bakan bir Anne olacaklarını merak ettim bir an…
Allah o kocalara yardım etsin.
Emin Batur
NOT. AK PARTİNİN esasa dayalı hatalarını da bir başka zaman
Yazmayı düşünüyorum. Şimdilik sadece başlıklarını vereyim:
KUZULARIN SESSİZLİĞİ
- Aileyi Koruma Kanunu adıyla çıkarılan düzenlemeler neticesinde erkeklere yapılan haksızlıklar.
Erkekler bu kanunla sünepeleştirilmiş, Ezik hale getirilmiştir. Bunu kabullenmeyip yoldan çıkanlar elini kana bulamış aile içi şiddet artmıştır.
Her gün gazete ve TV lere yansıyan kadın cinayetlerinin büyük oranda sorumlusu bu kanundur.
Ancak kimse bunu açık yüreklilikle dile getirmeye yanaşmıyor.
Çünkü bunun arkasında çok güçlü Feminist Dernekler var.
Avrupa var, medya var.
Sesini çıkaracak güçte olanlar da evdeki hanımıyla yeteri kadar uğraşıyorken başına yeni bir bela sarmak istemiyor.
Kadınlar cinayete kurban gidiyor.
Erkekler hapishaneye, çocuklar ortada.
Veya sesini çıkarmayıp kaderine razı olan erkekler evden uzaklaştırma cezasının bitmesini bekleyerek, çocuklarına karşı ezik eve dönüş çilesinin bitmesini bekliyor.
Ortada büyük bir dram var ama herkes kuzuların sessizliğini oynuyor.
Piyasada Fatma Şahin kanunları olarak bilinen bu düzenlemeler hakkında söyleyeceğimiz çok şey var.
- Şehircilik. TOKİ eliyle yanlış bir şehircilik uygulaması yapılmıştır.
- İstihdam. Birçok müesseseye eleman ihtiyacı olduğu halde 3-5 kişinin işi bir kişiye yaptırılarak zaman kaybı ve denetimsiz bir piyasa oluşmuştur. Türkiye’nin işsizi yok işçi ihtiyacı var.
- Sermaye.
Servet desantralizeedilemedi. Sermaye hala belli bir kesimin elinde dönüp dolaşıyor.
Bu konuları da inşallah başka bir yazıda ele almayı düşünüyorum.
Emin Batur