Cumhuriyet döneminde yazılan/ yazdırılan Tarih kitaplarında Selçukludan, Osmanlıdan bu yana tarihimize mal olmuş ve adları ders kitaplarında inat ve ısrarla anılmayan yiğit birçok devlet adamımız ve kahramanımız vardır.
CHP’ nin tek parti diktatörlüğü başta olmak üzere, tüm askeri vesayet dönemlerinde milletin gözünde bir iki kişiyi putlaştırma ve ilahlaştırma adına bu kahramanlarımızın adlarına rastlayamıyoruz.
Bu topraklarda bin yıla yakın bir zamandır at koşturmuş, bu coğrafyada asırlardır hüküm sürmüş bir milletin gerçek kahramanlarını milletten gizlemek veya onları yok saymak cehaletin en dibe vurmuş şekli, ihanetin de tavan yapmış çirkefliğidir.
Dünyanın hiçbir milleti -bizim Cumhuriyet dönemimizde olduğu kadar- kendi milletine ve tarihine bu kadar yabancılaştırılmış değildir.
Dünyada hiçbir millet kendi dinine, kültürüne ve medeniyetine bizde olduğu kadar karşı ve düşman hale getirilmiş, mankurtlaştırılmış değildir.
Dünyanın hiçbir yerinde 16 devlet kurmuş bir milletin kendi tarihini bizdeki -batı uşakları gibi- inkar etmiş, tarihi köklerini son devletin kuruluş tarihine dayandırmış Mankurt bir anlayış yoktur.
Tarihi şahsiyetlerimiz olan devlet adamlarımız ve kahramanlarımız sanki vatan hainiymiş gibi genç nesillerden gizlenmiş, adları anılmaz, fedakarlıkları ve kahramanlıkları saklanmış, gizlenmiştir.
Milletimiz batı uşağı azınlık bir gurup tarafından milleti kurtardığı iddia edilen sahte kahramanlardan ve onların zulüm düzenleri ve sistemlerinden Tanzimattan bu yana kurtuluş mücadelesi vermektedir.
Milletin kendini kurtaranlardan(!) kurtulma mücadelesi milletin içinden çıkan gerçek adsız kahramanların öncülüğünde verilmiş, verilmekte ve bundan sonra da bu kurtuluş mücadelesi kıyamete kadar aynı şekilde devam edecektir. Batının Türkiyeyi anlamadığı, anlayamadığı veya anlayıp da bizi yok etmek istediği tema budur.
Sahte kahramanların çoğu düşmanlarımızla iş birliği yapan yerli münafıklardan oluşmaktadır. Gerçek kahramanlardan düşmanlarımız değil önce sahte kahramanlar korkar. Sahte kahramanların biricik düşmanı milletin kendisi ve milletin benimsediği tabii kahramanlardır. Firavunun Hz. Musa düşmanlığı gibi…
Gerçek kahramanlar önce düşmanı değil, içlerindeki şüpheyi, karanlığı ve korkuyu korkutanlardır. Korkuyu korkutanlar Allah’tan başka kimseden korkmazlar.Sahte kahraman ile gerçek kahramanı ayıran en belirgin kırmızı çizgi budur.
Sahte kahramanlar hapis ile, işkence ile, baskı, terör ve korkuyla milleti sindirirler, korkuturlar. Gerçek kahramanlar ise korkudan korkanların ve milleti korkutanların biricik korkusudur.
Sahte kahramanlar korkan, korkutan ve korku üzerinde karton cepheler, devletler, sistemler ve imparatorluklar kuranlar, gerçek kahramanlar ise Hak ve Hakikat çizgisinde millet ile birlikte güzele, doğruya, hak ve adalete korkusuzca yürüyenlerdir.
Müslümanlar inanç ile, iman ile, izan ile, mizan ile, top yekün Allah’a teslim olarak korkunun ve korkutanların üzerine korkusuzca yürüyenlerdir.
Müslüman sahte kahramanların düzenlerine sistemlerine, talanlarına yalanlarına, inkar ve ihanet cephesinin proje ve planlarına karşı Hakkın ve hakikatin önderliğini yapan gerçek kahramanların yanında yerini alandır.İslam’ın, Türkiye düşmanlarının yanında uşaklık ve taşeronluk yapan dine diyanete, Allah’a ve Rasulüne düşman olanların yanında yer alan ve yürüyen olamaz.