Perşembe , 21 Kasım 2024
Son Dakika Haberler
Lanetli Katiller

Lanetli Katiller

Hiçbir ahlaki, hukuki, uluslararası kural ve sınır tanımaksızın asker sivil, çoluk çocuk demeden Gazze’de İsrail’ in yaptığı katliam, işlediği soykırım bütün dünyanın gözü önünde meydana gelmektedir..

Yenidünya insanı eski dünya sisteminden farksız olarak aynı hata ve yanlışlıkları tekrar etmekte inat ve ısrarla direniyor. Modern cahiliye ve barbarlık antik çağlardaki vahşeti kat kat geçmiş durumda. İnsan, her dönemde olduğu gibi kendi kendisini yiyip bitirmekle meşgul. Hz. Ademin oğlu Kabil aynı zalim ve katil Kabil, kardeşi Habil ise aynı mazlum ve hakkı gasp edilen Habil.

Birinci ve 2. Dünya savaşlarında masum ve sivil insanları Holokos toplama kamplarında vahşice katleden Kabil soylu batı despotizmi şimdi de, İsrail’in Gazze’de tekrar ettiği akıl almaz zulümleri desteklemekte ve onaylamakta başı çekiyor. Hz. İsa’yı çarmıha geren ve onun havarilerine dünyayı dar eden ateist Romalı barbarlık, 2000 bin yıl sonra kat kat fazlasıyla bugün dünyanın birçok savaş bölgesinde ve Gazze’de aynen devam ediyor.

Dünya tarihinde şimdiye kadar işlenmedik zulüm, katliam ve soykırım bugün modern medeniyetin görgüsüz açgözlü katilleri tarafından Gazze’de işleniyor. Tarih boyu gittikleri her yerden istenmeyen ve kovulan, Kur’ anda da lanetli kavim olarak anılan İsrailoğulları çağlar boyu kendilerine yapılan insanlık dışı zulüm ve sürgünlerin, katliam ve soykırımların intikamını bugün masum Gazzeli sivilleri ve çocukları bomba yağmurları altında katlederek alıyor. İnsanlık Gazze’de can çekişiyor.

Burada işlenen savaş suçları, vahşet ve barbarlığın ölçüsü, sınırları ve mantığını hiçbir inanç sistemi kabul etmez. Hiçbir ahlaki hukuk ve insani vicdan da bu yapılanları onaylamaz. Dünyaya demokrasi ve insan hakları pazarlayan batı blokunun bu cinayetlere ortak olması hiçte şaşırtıcı değil. Amerika, İngiltere, Fransa ve İspanya gibi işgalci, kolonyalist ve sömürgeci batı ülkelerinin bu soykırımın arkasında olmaları ahlak, karakter ve doğalarının acı meyvesidir.

İsrail ve batı ittifakı bütün savaş bölgelerinde olduğu gibi Gazze’de de akan kanın tek sorumlularıdır. Antik çağın barbarları Romalılar ve Yunanlılardır. Modern çağın barbarları da onların evlatları olan çağdaş paganlardır.

İngilizlerin desteği ile Yahudilerin 1917 den bu yana Filistin’de yaptığı işgal, zulüm, katliam ve sürgünleri Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi ilahi hiçbir din onaylamaz. ‘’ Suçsuz yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir.’’ Rabbani bir ferman ve öğüt bütün ilahi dinlerin karakterini oluşturur.

Bütün dünyada işlenmiş ve işlenen savaş ve katliamların arkasında Hıristiyan batı ve Yahudilerin olması onların Rabbani çizgiden sapmış, sapıtmış olmalarına da en net ve açık bir delildir. Gazze’deki zulmün ve katliamın durdurulamamasının arkasında Romalıların ve Antik Yunanlıların çağdaş temsilcileri ve uzantıları olan batı medeniyetinin işgalci ve emperyalist mimarları olan Yahudi ve Hıristiyan ittifakı vardır.

Filistin’de İsrail’i korumak ve kollamak adına yapılan işgal ve istila, işlenen cinayetler ve katliamlar, sürgünler ve soykırımlar İslam’a ve Müslümanlara karşı yapılan apaçık bir meydan okumadır.

Adı din savaşları da olsa dünyadaki bütün çatışmaların sebep ve nedenlerinin başında ekonomik çıkar ve kaygılar gelir. Gazze’ de oldubitti’ ye getirilmek istenen de aynı şeydir. Menfaat ve çıkar, işgal ve zulüm, istila, katliam ve sürgünden sonra gelen sömürüdür. Doğu Akdeniz’deki zengin petrol ve gaz yataklarını İsrail ve Batılılarca yağmalanması ile İsrail’in Kızıldeniz’deki Eilat Limanından başlayan Akdeniz’e kadar uzanan Süveyş Kanalına alternatif olacak olan ‘’Ben Gurion kanalı’’ projesidir.

Bu kanal Gazze yakınından geçmektedir. Doğu Akdeniz’deki gaz ve petrol yataklarının birçoğu Gazze ye ait münhasır bölgelerde veya onlara yakın yerlerde bulunmaktadır. İsrail ileride başının ağrımaması için şimdiden Gazze’yi de öteki Filistin toprakları gibi hile ve zorbalıkla tamamen işgal edip kendi sınır ve topraklarına ilhak etmek istiyor. Oyun, hesap ve plan bu. Hamasın saldırma iddiası ve hikâyesi sadece yaptıkları zulümler ve işgalleriyle geçmişleri hafıza kaybına uğratılmış Siyonist İsrail tezgâhından ibarettir.

İsrail’in Filistin ve Gazze’de kopardığı fırtınalar ile Amerika, Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz ve Egedeki Türkiye’ ye karşı denedikleri savaş yatırım, hazırlık ve provalarının perde arkasında birçok sinsi plan ve projeler yatmaktadır.

Çağdaş Agemonnon ve çapulcularının Truva’yı, çağdaş Romalıların Kartaca’yı, çağdaş Hıristiyan ve Siyonistlerin Türkiye’yi, Filistin’i ve Kudüs’ ü tamamen ellerine geçirme politikaları Batı ittifakının son Siyonist-Haçlı seferidir.

Türkiye ve Müslüman ülkeler aralarındaki kıytırık mesele ve sorunları bir kenara bırakarak hayat memat meselesi olacak olan büyük bir savaşa hazırlanmak zorundadırlar.  Aptallık, ahmaklık ve vurdumduymazlığın faturasını evlatlar ve gelecek kuşaklara yükleyip ödetmemeliyiz.

Özgür, bağımsız ve barış içinde yaşamak için her an savaşa hazır olmayanları bekleyen son düşmanlarının oyunlarına gelmek, kendi elleri ve ayaklarını kölelik zincirlerine kendi iradeleriyle teslim etmektir.

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Arif Altunbaş Türkiye gibi kendi kimliği, benliği, medeniyeti ve kültüründen koparılmak istenen ülkelerde, “aydın” kavramı, …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir