İSTANBUL’A ORTA DOĞU’DAN BAKIŞ

İstanbul özelinde 31 Mart Yerel Seçimlerinin sonucu henüz belli olmuş değil. Son olarak YSK, Ak Parti’nin İstanbul’da tüm oyların yeniden sayılması talebini reddetti.

Bunun üzerine Ak Parti Olağanüstü itiraza başvurmaya gitti ve İstanbul’da seçimin yenilenmesini istedi.

Ak Parti’nin İstanbul’da bu kadar ısrar etmesinin nedenlerini çok iyi anlıyorum. Tabi Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için İstanbul olmazsa olmaz. Öyle ki İstanbul sadece İstanbul ve Türkiye’den ibaret değil.

İstanbul tarihten bugüne her toplum için büyük önem arz etmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu için Konstantinopolis, Bizan için Konstantiniyye ne ise Hz. Muhammed’in (sav) hadislerine dayanan, Fatih’in “ya İstanbul beni alır ya ben İstanbul’u” dediği İstanbul’un önemi bugün farklı değildir.

Biz bunu bölgemizde neler olup bittiğine bakarak anlayabiliyoruz. Ama olaya sadece “seçim bu ne olacak ya” gözüyle bakanlar günlük konuşmalarla işi geçiştirirler.

Ama gelin perde arkasına uzanıp şöyle bir bakalım… Bakalım ki aynaya baktığımızda kendimizi değil, işin iç yüzünü görelim…

İstanbul’a ORTA DOĞU’DAN bakalım… Suriye hala ateş çemberi.  O ateş çemberi ki ileride daha büyük yangınlara gebe. Her ne kadar ABD, bölgeden çekiliyoruz dese de asla öyle bir şey olmadı, olmayacak da. Kendi güdümünde olan terör örgütlerine verdiği talimatla yer değiştiriyor sadece. İş bu kadar basit!!!

Hala oradalar, bekliyorlar, sonuç alana kadar da gitmeyecekler.

31 Mart bu açıdan çok önemliydi. Onlar açısından. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük şehirler… Özellikle İstanbul ve Ankara’yı alıp bölgede daha rahat hareket edeceklerdi.

Burada da partnerleri kendilerine hiç de uzak olmayan, söylemleri ve eylemleri bir olan CHP idi. Kılıçdaroğlu’nun söylemlerine bakın ABD’nin söylemlerinden farklı mı? Değil.

CHP de bu dört büyük şehirde İP’i, HDP’yi yanına alarak sonuca gitti. Gitti diyorum, öyle ki İzmir zaten kaleleri idi, Ankara’yı da aldılar (burada adaylar üzerinden de değerlendirme yapılabilir), Antalya’yı da hem de Menderes Türel’li Antalya’yı.

İstanbul’da sona yaklaşıyorlardı. Ama işin rengi 31 Mart gecesi değişmeye başlamıştı. İstanbul’daki sonuçların ardında başka karanlık noktalar vardı. Hangisini sayalım burada!!!

Geçersiz oyların anormal derecede çok olduğunu mu, maddi hataların çokluğunu mu, usulsüz seçmen kayıtlarını mı? Hangisini!!!

Bu üç neden zaten aslına bakıldığında seçimlerin yenilenmesi içim en büyük neden değil mi? İlgililere soruyorum. YSK, buna rağmen tüm oyların sayılmasını bile reddetti. İleriki süreçte seçim yenileme hakkında neler söylenecek merak ediyorum.

Neyse! Bağlamdan koptuk. Bu kadar karmaşanın olduğu bir İstanbul’da dış operasyon sesi gelmiyor değil hani! Çünkü hata bir değil, iki değil, on değil.

Sonuç olarak İstanbul’daki sonuçların değerlendirmesini kesinlikle sınır içi olarak düşünmemek gerekir. ABD ile aynı ağızla konuşan CHP’nin yönettiği bir İstanbul ve de bölgede terör örgütleri ile cirit atan bir ABD terör devleti. Bilemiyorum, çok uçmuyorum diye düşünüyorum. Sonuçlarını yakında görürüz…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ