Pazartesi , 16 Eylül 2024
Son Dakika Haberler
İki dost ve iki rakip

İki dost ve iki rakip

Arif Altunbaş

İngiltere ve ABD çıkarları söz konusu olunca iki rakiptirler, ama hiçbir zaman iki düşman olmazlar. İkisi de insanlığın ve dünyanın başına beladır. Kızılderililer güzel bir atasözü ile şöyle özetliyor bunları; ‘’Suda iki balık kavga ediyorsa, mutlaka az önce oradan ince bacaklı bir İngiliz geçmiştir’’  diyerek.

Birbirilerine rakip gibi görünmekle birlikte emperyalizmin Siyam ikizleri gibi birbirlerine muhtaçtırlar ve birlikte hareket ederler. Dünyayı yönetme ve sömürme hususunda bir vücut olarak hareket ederler.

Bu iki gücü kukla gibi parmaklarında oynatan görünmeyen bir el Siyonist bir üst akıldır. Dünyayı yönettiklerini zanneden bu iki süper ahmak Siyonistlerin figüranlığını yaparlar. Siyonizm’in ahtapot kollarıyla yönetilen ve gerektirdiğinde de ( Gazze soykırımında olduğu gibi) cezalandıran bu vahşi ve barbar güçlerdir.

Bunların kullandıkları araçlar IMF, ABD, AB, BM, NATO ve benzeri uluslararası kurumlar ve kuruluşlar Siyon liderlerinin emirleri doğrultusunda hareket ederler. Bunlardan birisi de İngilizlerin önderliğinde kurulan Arap Birliğidir. Bu ve benzeri kuruluşlar batının amacına uygun hareket etmezse kapatılır.

Dünyadaki tüm çatışmalar ve hesaplaşmalar uluslararası “rekabetler” üzerine bina edilir. Rekabetin neticesi olmayan hiçbir savaş ve mücadele göremezsiniz. Rekabetin gücü savaşın şiddet ve yönünü belirleyen en önemli etkendir. Ne kadar kazanma şansınız varsa, o kadar saldırgan ve acımasız olmak zorundasınız.

Paranın seyri ve konumlanacağı yer, gücün kontrol altına aldığı, sevk ve idare ettiği yöne bağlıdır. Dünya ve Orta Doğu’daki savaşların mimarları İngiltere ve ABD ‘ dir. Buna Fransa’nın Afrika’daki etkin sömürgeci rolünü de ekleyebilirsiniz. Almanların etki alanı kuzey ve doğu Avrupa’dır. Orayı onlar karıştırır veya barıştırır.

ABD’nin elinden küresel aktörlüğü almak isteyen İngiltere’nin zaman zaman Çine yanaşması şaşırtıcı olmamalı. ABD’nin Hindistan’ı Çine karşı kışkırtması ise madalyonun öbür yüzüdür. Baba ve oğul Çin’e karşı her zaman birleşebilirler. Belki de danışıklı bir dövüş senaryosudur oynadıkları jeostratejik ve politik oyunlar.

Bugün Ukrayna Rusya, Çin Tayvan, Hindistan Çin, İsrail Filistin, İran Ortadoğu ülkeleri, Türkiye Yunanistan arasındaki gerilimlerin mimarları Siyonist güdümlü İngiltere ve ABD’ dir.  NATO ittifakındaki ülkelerin olası bir savaşta Amerika’ ya yardım ve yataklık ederek elde edilen ganimetten bir parça kapmak için aslanın peşinde dolaşan uyuz çakallardan bir farkı olmadıklarını bilmeliler.

Dünyanın kimler arasında paylaşılacağı sorusunun cevabı İngilizlerin veya Çin’ in nerede konumlanacağında gizlidir. Ukrayna’yı, Tayvan’ı, İsrail’i savaştıran güç bu savaşlar bitse bile yarın başka cephelerde sırasını bekleyen piyonlar savaş cephesine sürecektir. Bu hususta bizi de, ‘’NATO üyesisiniz, NATO da sorumluluğunuz var, Dünyanın en büyük ordularından birisi sizsiniz’’ diye dolmuşa bindirmeye çalışacaklar. Bir karar vermeden önce Ukrayna, Tayvan, Hindistan, İsrail, Yunanistan, ABD, İngiltere Türkiye’nin neyi olur diye düşünmek zorundayız. Kıbrıs, Keşmir, Filistin, Karabağ, Libya-Mavi vatan ve Ege Denizinde karşımıza dikilen haydutlar kimler acaba?

Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenler, İsrail’in faşizmi ve cinayetlerine izin verenler, işgalciler ve katillere yardım eden ve destekleyenler, zulme ve zalimlere sessiz ve seyirci kalanlar küresel batı sistemin aktörleri ikiyüzlü ortaklarımız ve sinsi müttefiklerimiz değil mi?

ABD ve İngiliz oyunları ve gizli hesaplarını önceden hesaplamak, olası her duruma karşı hazır bulunmak, kendi çıkarlarımıza özgü bir duruş ortaya koymak, bu savaşlardan en zararsız ve en karlı çıkmak Türkiye olarak izleyeceğimiz temel politika olmalıdır.

Müttefik dostlarımızın (!) hain müttefik düşmanlarımız olduğunu asla unutmamalıyız. Ayı ile aynı çuvala girenin o çuvaldan sağ salim çıkması mümkün mü?

Arif Altunbaş, Haber 7

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

SÜRGÜN AKINCI

SÜRGÜN AKINCI

Arif Altunbaş surgun-Akinci-Kapakİndir

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir