Tokat Valiliği onbeş yaşında çocukları “Onbeşli”diye Çanakkale etkinliklerine göndermiş.
Anlaşılıyorki,türküde geçen “onbeşli” kelimesini “onbeş yaş” olarak anlamışlar.
Halbuki, onbeşli diye 1315 doğumlulara demişler.O zaman da “onbeşli” diye yirmi yaş delikanlılara demişler.
Bunun ne önemi var?
Önemi şu.
Onbeş yaş çocuk yaşı… Evet,Çanakkale’de onbeş yaşındaki çocuklarımız da “Şehid” oldular. Fakat bu çocuklar,henüz,”kızları ağlatmadan”şehid oldular.
Onbeş yaşında çocuklar…
Bizim milletin aklı,ne eski zamanda ne de şimdiki zamanda onbeş yaş delikanlılara kızları ağlatmaz ve ağlattırmaz. Onlara, ağlarsa, kendi kızkardeşleri ağlar. Bir de anaları ağlar.
*******
Tokat,”Üniversite”si olan bir şehrimiz.
Bu etkinliği düzenleyen de valilik…
Valiliğin seçtiği” onbeşyaş” çocuklarımız da “lise”lerden tedarik ediliyor. Bu tedarik mutlaka”yazı” ile gerekçe açıklaması ile yapılıyor.
Yani, Valilik, liselere yazı yazıyor ve yapmak istediği etkinliği izah ederek,bu izaha uygun gençleri istiyor.
Üniversite de bir şekilde bu etkinlikten haberlidir. Tarih öğretmenleri de haberlidir.
Peki,nasıl olur da kimse buna uyanmaz.Kimse, neden buna itiraz etmez.
Bir şehir bu şekilde nasıl sükut eder?
******
Yarın, birileri bu yapılandan öğrendiklerinden yola çıkarak “Hey onbeşli onbeşli/ Tokat yolları taşlı/ Onbeşliler gidiyor/ Kızların gözü yaşlı türküsünün “sapıklık” içerdiğini ve mutlaka yasaklanması lazım geldiğini söylerse…Kim, buna,ne diyecektir?
*****
Herkes, şimdi, kendisini”Osmanlı”sanıyor. Osmanlı’nın “zaman sayacı” bile zihin ve idrak dışı ama nasılsa,öylesi bir düzende kendimizi görüyoruz.
Bu da şu demek oluyor.
Hiç bir şey göründüğü gibi değil.
Hakikat, gördüğünüz ve gördüğünüzü varsaydığınız şey değil.
Uyuyoruz.Uyuduğumuzu ve uyutulduğumuzu da bilmiyoruz.