29 Mart Yerel Seçimleri Aday Adaylarının başvurularını yapmaya başlaması ile birlikte seçim hareketliliği şimdiden başladı. 12 Kasım’da bitmesi gereken aday adaylarının başvuru hakkı 16 Kasım’a kadar uzatıldı. İl ve İlçe Başkanlarının başvuruları ise 1 Aralık’ kadar sürecek.
Tabi iktidar partisi olması nedeniyle Ak Parti’de yerelde yönetmeye aday olmanın ayrı bir sorumluluğu var. Öyle ki Ak Parti 16 yılda yaptıklarıyla yapacaklarının da garantisini veren bir parti. Ayrıca gelecekte söz verilen projeler daha çok sorumluluk istiyor. Büyük şehirlerin de Ak Parti için öneminin bir kat daha artması bu açıdan normal.
Eğitime yönelik Bakanlığın ortaya koyduğu program da yerelde istikrarın devam etmesini önemli kılıyor. Ekonomik dengelenmenin önümüzdeki 5 yıl içinde sağlanması da keza öyle…
Planlar hazır, programlar hazır, reçete hazır. Bunların başına geçecek olan EHLİYETLİ, LİYAKATLİ, DİRAYETLİ, İŞ YAPMASINI BİLEN YÖNETİCİLER LAZIM SADECE.
Bu anlamda tabiki temayül yoklamaları yapılacak yalnız bu temayül yoklamaları genel seçimlerde yapılacak olanlardan bana göre daha önemli. Çünkü yeni dönemde iş yapmak daha büyük sorumluluk istiyor. Hele ki bu Ak Parti ise…
İSTANBUL, ANKARA, MANİSA, HATTA İZMİR DAHİ çok önemli. Genel Merkez’in bu iller için belirleyeceği adaylar çok önemli. Referandumda İSTANBUL’UN, ANKARA’NIN KAYBEDİLMESİ -her ne kadar referandumla yerel-genel seçimlerin kıyaslanmaması tezi- her ne kadar doğru olsa da bazı gerçekleri gözler önüne seriyor.
Referandumun asıl sürükleyicisi Başkan Erdoğan olmuştu. Bu seçimlerde de aynı durum geçerli olmakla birlikte Başkan Erdoğan’ın da fani bir insan olduğunu unutmayarak şimdiden geleceğin Erdoğanlarını meydanlara itmek, tecrübe kazanmalarını sağlamak çıkar yollardan biri olabilir. Hatırlamak gerekir ki Erbakan da aynısını yapmıştı. Geleceğin Erdoğan’ını meydana itmişti.
Artık yeni dönemde o zamanlara geliyoruz. Yerelden başlayan gelişme zamanla ülkeyi saracak ve İslam gemisinin bacasının tüttüğü tüm coğrafyalara ulaşacaktır. Yine Erdoğan’dan örnek verecek olursak; önce İstanbul Belediye Başkanlığı ile işe soyunmuş, İstanbul’u o kirinden arındırmış ve ihya etmişti. Ardından Başbakan olmuş, yerleşik düzene baş tutmanın zeminini atmıştı. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı ve Başkanlık derken sadece bölgemizde değil dünya çapında bir marka olmuştu.
29 Mart Yerel Seçimleri büyük bir fırsat bu açıdan. Tabi bunun kararını Başkan Erdoğan öncülüğündeki Genel Merkez o zamana kadar seçeneklerin en iyisini sahaya süreceklerdir. DERİN-TÜRK DEVLETİNİN VARLIĞINA GÖNÜLDEN İNANAN BİRİ OLARAK devlet aklı her türlü kartı oynayacaktır. Her seçeneği en ince ayrıntısına kadar değerlendirecek ve er meydanına o şekilde çıkacaktır.
Yazımı bitirmeden MHP İLE OLAN YERELDE İTTİFAKIN OLMAMASI konusuna da değineyim. Cumhur ittifakı genel seçimlerde kusursuz bir şekilde işledi. Çünkü orada tek bir hedef vardı. O da Kabinede ve Mecliste ve tabiki devletin tepesinde istikrarın korunmasıydı. Ama söz konusu olan yerel seçimler. Yerelde ittifak sağlıklı bir yapı oluşturmaz. Çünkü MHP de idealleri ve ülke yönetimine bakışı farklı olan bir parti. Ülküleri var, idealleri var. Bunu af kanunu ve AND konusunda yaşadık…
Bana sorarsanız ben hala en azından İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİNDE bir ittifakın olacağı kanaatimi koruyorum. Ne dersiniz Derin-Türk Devleti bekle gör politikası uyguluyor olabilir mi? Belki, bekleyip göreceğiz…
SON SÖZ: 29 YEREL SEÇİMLERİNİN SLOGANINI KENDİMCE GELECEĞİN ERDOĞAN’LARI MEYDANA OLARAK GÖRÜYORUM.
SELAM VE DUA İLE…
İBRAHİM YAVUZ