Bir duruşu olmalı insanın, kurumun, kuruluşun, hareketin, partinin, liderin has bir duruşu. O duruşuyla bilinmeli, tanınmalı, övülmeli, sevilmeli. O duruş; onun ismi, cismi, benliği, kişiliği, kimliği ve şahsiyeti olmalı… Dostu ve düşmanı o şekilde bilmeli onu. Ona göre dostu ve düşmanı olmalı.
Bir insan ve cemiyet, cemaat ve hareket, toplum ve partinin de bir fikri ve düşüncesi, görmek istediği rüyası ve hayal dünyası, düş ve ütopyası olmalı… O sevda ile yaşamalı insan ve insanlar. Onun bu duruşu, anlayışı, insanlığın ufuklarını tarayan keskin bir bakış olmalı.
İnsanlar; o insana ve lidere, cemaat ve partiye bakarak kendine bir çeki düzen vermeli. Hayat görüşü ve mesafesini ona göre ayarlamalı, ona göre başlamalı güne, koyulmalı yola…
Lider ve hareketi bir röntgen cihazı gibidir insan ve toplumların iç dünyasını gösteren. Toplum nasılsa onun lideri ve hareketi de ayna gibi o toplumu yansıtır. Siz, siz olursanız hareket ve lideriniz de sizin gibi olur. Lider nasıl ise, onun peşinden gidenler de aynen onun gibi ya, dik durur yürür veya eğilir bükülür omurgasızca yılan gibi sürünür.
Bir şoför, yolcuları rotada belirlenen menzile götüren insandır. Arabadaki yolcular uyursa; direksiyondaki adam istediği şekilde ve istediği yere arabayı sürer götürebilir. Bir de bakmışsınız ki, uyandığınızda varmak istediğiniz yerde değil, başka bir mekandasınız.
Öyleyse; uyanık olacaksın, gittiğin yolu izleyecek, nerede durulduğunu nereye götürüldüğünü, hangi tehlikeli geçitlerden geçtiğinin farkında olacak, gerektiğinde gerekli müdahaleyi -uygun bir usul ve üslupla- yapacaksın.
İnsan koyun sürüsü gibi olamaz. Çobanın koyunları her sürdüğü yere ve yöne götürdüğü gibi davranamaz. Allah’ın kendisine verdiği akıl nimetini kullanarak doğruyu eğriden ayırt etme, iyi ve güzele doğru yönelme iradesini her zaman her yerde kullanmak zorundadır.
İnsanlar ve cemaatler, hareketler ve partiler tek başına bir kişinin irade ve kararına bırakıldığında orta da tek seslilik ve tek düzenlilik hakim olur. İnsan her zaman tek başına sürekli doğruyu görme, düşünme, bulma, tespit etme yeteneğine sahip değildir. Onun her zaman sağlam dost ve çevreye ihtiyacı vardır.
İnsan yanılınca onu düzeltecek olan da ona en yakın olan insandır. Bir lider etrafındaki danışmanlar ve ona en yakın olan arkadaşlarıyla başarılı veya başarısız olur. Onun çevresinde olanlar onun doğru ve yanlış yapmasından da birinci derece mesul ve sorumludurlar.
Lider de kendini uyaracak, düzeltecek, hizaya getirecek doğru dürüst yol arkadaşlarını etrafına toplamakla ve onları dinleyerek, onlarla müşavere ederek yoluna devam etmekle sorumludurlar. Her şeyi bilmek, görmek, duymak, tespit etmek Allaha mahsus bir özelliktir. Hafızayı beşer nisyan ile maluldür.
Liderin etrafında ne kadar rüşvetle, yolsuzlukla, hırsızlıkla, ahlaksızlıkla uğraşan yanlış insan varsa; lider bunlara bakılarak değersizleştirilir. Lideri tartan terazi söyledikleri değil, icraat olarak ortaya koydukları ve yaptıklarıdır. Ama; lideri lider yapan veya liderlikten düşüren etrafındaki yol ve mesai arkadaşlarıdır.
Ehliyet ve liyakat belirten doğru insanları etrafında tuttuğu ve sorumlu yerlere getirdiği sürece lider ve hareketi doğru bir yolda ve doğru hedeflere yürür. Bir hareket kirlendikten sonra onu kolay kolay aklamak ve paklamak uzun bir zaman alır. Doğrunun eğrilmesi kadar düzelmesi ve eski haline gelmesi de zordur.
Kendini her türlü kirden aklamayın bir lider ve hareket sünnetullah gereği kirlenmeye ve kokuşmaya devam eder. Ak hedeflere ak bir kadro ile, ak yürüyüşle, ak emek ve alın terleriyle ulaşılır. Aksi takdirde en güzel, en ideal düş ve düşünceler yolda ve gelecek zamanlara kalır.
İnanmış bir Müslüman, kendisine zarar vereceğini bilse bile; doğruyu söyleyen, doğrunun yanında olan ve doğrunun mücadelesini verendir. Doğru yolda tökezleyip sekerek, bela ve musibetlerle mücadele ede ede yürümek, eğri yolda koşarak yürümekten daha iyi ve onurlu bir davranıştır.
Yalancının ve yalanın dostu, Hakkın ve hakikatin düşmanı çoktur. Doğru yürüyüşün ve başarının sırrı samimiyet ve fedakarlık, doğruluk ve dürüstlük, Hak ve hakikat çizgisinde Kur’ani bir çizgi ve istikametten şaşmadan, şaşırmada dosdoğru yürümektir.
Dünyada en zor şey; doğru düşünmek, doğru olmak, doğru mücadele etmek, doğruyu söylemek ve doğru yolda yürümektir.
Arif Altunbaş, Haber 7