Gaziantep ve Mardin’de üst üste gelen iki feci kaza
Hepimizi derinden yaraladı.
Allah’tan
Ölenlere rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum.
BAŞKA YERDE
BU KAZA OLMAZ DİYE DÜŞÜNMEYİN
Her yerde olması mümkündür.
Çünkü
Meydanı boş bulmuş
Keyfe me yaşa araç kullananlar o kadar çok ki…
Bunlardan hangisini yazacağımı bilemiyorum.
– Birbiriyle yarışan sarı hafriyat kamyonlarını mı?
– Müşteriyi kapmak için hiçbir kural dinlemeden canınızı ve malınızı tehlikeye atarak “zınk” diye önünüze kıran minibüs şoförlerini mi?
– 3-4 şeritli yollarda sol şeridi kimseye bırakmayan kamyon ve TIR şoförlerini mi?
– Şehrin yollarını babasının tapulu mülkü gören sarı taksileri mi? (Sarı taksilerin en küçük kusuru bu… Diğerlerini sırası geldikçe yazarım)
– Mal yetiştirmek için hışım gibi giden kapalı kasa minibüslerini mi? (En tehlikelisi bunlar! Diğer araçlarda yolcu olduğu için ikaz eden bulunuyor.. bunlar da o da yok.. tek başınalar… Gördüğünüz yerde can emniyetiniz için bunlardan uzak durun!)
– Çocukları okula yetiştirmek için acele eden servis şoförlerini mi? (En çok dikkatli olması gereken sürücüler bunlar olmalı. Çünkü çocuklarımızı emanet etmişiz.. ama nerede o hassasiyet!)
– Baba parası ile araba almış ve yollarda akrobasi hareketleri yapanları mı?
– Sonradan zengin ve sonradan görme işadamlarının(!) işine yetişmek için makas atarak canınızı tehlikeye atanları mı? (Bu kadar kamera bunları görmüyor mu?)
– Siz sırada beklerken gelip araya kaynak yapanları mı?
– Hiçbir kural tanımayan, uyanık, fırsatçı ahlaksız sürücüleri mi?
– Şehrin yollarını çöp tenekesi gören görgüsüzleri mi? (ceza kesilmediği için sigarasını camdan fırlatmak normal hale geldi. Şimdi bunlara içtiği suyun şişesini atanlar.. sigara paketi atanlar..peçete atanlar vs. eklendi.)
Trafikte olanlar
Her gün bu musibetlerden bir veya birkaçına şahit oluyor.
Neden?
Çünkü denetim yok veya yetersiz.
BU İŞ SADECE DEVLETİN İŞİ Mİ?
Hayır!
Son iki kaza bize gösterdi ki,
Bu iş artık milli bir mesele haline gelmiştir.
Siz
En güzel yolları da yapsanız.. tünel.. viyadük.. köprüleriniz Avrupa’nın birçok ülkesinden daha üstün olsa da.. denetim bir Almanya seviyesinde olmasa bu iş düzelmez ve biz de üzülmeye devam ederiz.
TEKLİFİM
Teklifim şudur:
Devletime ayda bir gün meccanen (ücretsiz olarak) hizmet etmek istiyorum.
Şöyle ki;
İstanbul’da oturuyorum. Ayda bir gün devletin yanıma vereceği başka bir gönüllü ile trafik denetimi yapmak istiyorum. Teknik olarak değil.. onu trafik polisleri yapıyor. Bizim yapacağımız ahlaki denetim olacak.
Yollarda
Trafik kurallarını hiçe sayarak canımıza kastedenleri ilgili yerlere bildirmek için devletin memurları yetmiyor. Bu iş devlet-millet işbirliği ile çözülür ve bu işe benim gibi binlerce gönüllünün talip olacağına inanıyorum.
Çünkü
Trafik terörü PKK teröründen daha az zararlı değildir.
NOT:
İşin “Ahlaki denetim” kısmına başımdan geçen (basit) bir örneği vererek açıklık getirmek istiyorum.
Geçen gün
Fatih Akdeniz caddesinden Vezneciler’e gidecektim.
Normalde bu kısa yolu yürüyerek giderim
Ama
Hem öğlen sıcağı hem de acele işim olduğundan Akdeniz caddesinin yokuşunu çıkmayı gözüm almadı.
Durdurduğum taksi hemen nereye gideceğimi sordu. Hâlbuki buna hakkı yok. “Vezneciler!” dedim. Ofladı pufladı nihayet “Hadi gel ama trafik gördüğüm yerde seni indiririm” dedi. Ne diyeyim…”tamam!” dedim. Bu sıcakta yokuşu çıkarsın yeter.
Neyse kendince uygun bir yerde beni indirdi.
Bu arada
Gözüm sayaçta 18 lira yazdığını gördüm.. ben de 20 lira hazırladım üstünü bırakacağım. Durunca bir baktım 18 lira birden 28 lira oldu. Nasıl oldu anlamadım.(Sonradan öğrendim ki; İstanbul taksilerinde kısa mesafe ücreti “indi-bindi” 28 lira olarak belirlenmiş.)
50 lira verdim, 20 lira geri verdiğinde “üstü kalsın!” diyeceğim
Ama
20 lira iade ettikten sonra hiç teklifsiz önüne bakmaya devam etti.
İlave 10 lira nasıl geldi bilmiyorum şimdi de 2 lirayı anasının ak sütü gibi hakkı görüyor.
Bu anlattığım en basit ve rutin bir olay.
Bunun gibi binlerce olay var.
Zaten adamın tipine bakıyorsunuz.. gece olsa binmeye korkarsınız.
Nerede UBER’in o nazik, temiz giyimli hakkaniyetli şoförleri nerede bu şoför.
UBER Amerikan şirketi ve ilk defa bir Amerikan şirketini hasretle anıyorum. O araçlara binerken kendimi memleketimin efendisi görüyordum
Hâlbuki şimdi
Taksiye binerken adamı ikna etmek için o kadar dil döktüm ki,
Kendimi
Suriyeli mülteci gibi hissetim. Fazla para alması da cabası…
23.08.20222
Emin Batu