Coğrafyamızda gerçekten de büyük bir mücadele veriliyor. Mücadelenin iki ana bloğu, ekseni var. AVRASYA BLOĞU ile BATI -ABD (PENTAGON) BLOĞU…
Avrasya Bloğu RUSYA-ÇİN-TÜRKİYE öncülüğünde, Batı bloğu ise ABD’nin içindeki silah lobisinin etkin olduğu PENTAGON öncülüğünde gitmekte. İki tarafın da kendi içinde farklı görüşleri var. Ancak herkes gelip tek bir noktada birleşiyor: TÜRKİYESİZ ADIM ATILMASI MÜMKÜN DEĞİL.
Herkes bunun farkında. RUSYA-ÇİN, TÜRKİYE’NİN öneminin farkında. Çin, KUŞAK-YOL-İPEK YOLU PROJESİ için Türkiye ve Rusya ile ilerlemek istiyor. Çünkü o kadar büyük bir ortaklık ve proje ki 65 ülkeyi içine alıyor ve ihya ediyor. Bu da Türkiye’siz kesinlikle olmaz.
ABD içindeki silah lobisi ise ortaklığı kesinlikle istemiyor, tek sahip olsun istiyor. O yüzden Çin’i, Türkiyeyi, Rusyayı Akdeniz’de istemiyor. İPEK YOLU için Akdeniz çok önemli çünkü. Enerjinin bol olduğu ve gelecek 100 yılın merkezi bir yer.
Akdeniz’de büyük bir pasta var. Bu pastadan da en büyük payı kapmak için BÜYÜK BİR MÜCADELE veriliyor. ABD’nin yüze yakın gemisi AKDENİZ’DE devriye geziyor. İsrail de aynı şekilde. Türkiye de boş durmuyor. İkinci sondaj gemisi de geçen gün Akdeniz’de gezintiye çıktı.
Akdeniz’in önemi büyük olmasa birçok ülkenin bayrağı AKDENİZ’DE neden dalgalansın?
Dalgalanan bayrakların hangi yöne estiği çok önemli. İbre bir o tarafa bir bu tarafa gidiyor…
ABD kendi içinde akım mücadelesi de vermekte. Beyaz Saray ve PENTAGON arasında büyük bir kavga var. Paranın sahipleri ile silah lobisi arasında el ense çekilip duruluyor. Beyaz Saray’daki Trump, PENTAGON’un baskıları altında istemediği kararlar almak zorunda kalıyor.
ÇİN-TÜRKİYE-RUSYA-ABD arasında büyük bir küresel ortaklık düşleyen TRUMP, PENTAGON’un ağır baskılarına boyun eğiyor. İşte bu kavganın yansımaları da gelip buralara yansıyor.
Türkiye’nin S-400 ile sıkıştırılmaya çalışılması, dolar operasyonları ile ekonomik baskı altına alınması hep bu kavganın tezahürleri. Başka hiçbir şey değil.
Türkiye ise bunun neden yapıldığını çok iyi biliyor. Erdoğan da çıkıp S-400 konusunda bu yüzden net konuştu. Çünkü S-400 büyük bir hamle. Hem Rusya ile ilişkilerin sağlam tutulması hem de sınır ötesi savunma ihtiyacının kilometrelerce öteye taşınması açısından büyük bir proje.
Çin ise büyük bir aktör. Satın alma gücü paritesine göre dünyanın bir numarası. İleride daha da yükseleceği birçok rapor tarafından yazılıyor, çiziliyor. Büyüyerek, üreterek buralara kadar gelen Çin, İPEK YOLU ile zirve yapmanın derdinde.
ABD, bugüne kadar Çin’i büyüttü, öyle ki buna ihtiyacı vardı, borçlarını ödemesi gerekiyordu. Bu da Çin’e mal satmakla ve Çin’i büyütmekle olurdu. Öyle de oldu.
Ancak gelinen noktada işler değişti. Çin daha büyük oynamaya başladı. Huawei’ye yapılanlar bile bunu açıklamaya yeter. Huawei’nin sahibinin kızının rehin alınması, uygulamalarına engeller getirilmesi en büyük göstergeler.
Çin ise kesinlikle geri adım atmak istemiyor. Büyük mücadelenin içinde maliyetlerin de olduğunu biliyor. Sonunda kazananın kendileri olacağını düşünüyor. Tabi partnerlerin Türkiye ve Rusya gibi büyük aktörlerin olması şartıyla.
İşte her şey gelip Türkiye’de bitiyor. Dalgalanan bayraklar nereye dönecek bunu Türkiye belirleyecek. Alınan bağımsız kararlar bunun göstergesi.
İSTANBUL seçimlerini de bundan bağımsız düşünmek hata olur. Çünkü İstanbul demek büyük akımların büyük destekçisi demek. Eğer İmamoğlu kazanırsa ABD’ye yakın bir akım kazanacak, Yıldırım kazanırsa bağımsız, milli kararlar alan akım kazanacak.
Bu kadar önemli. Pazartesi günü dışarıdan gelen sesler zaten belli ederler kendilerini. Bekleyip göreceğiz. Büyük mücadelenin verildiği dünyada büyük bedeller de ödeniyor ve ödenecek. Ama asıl önemli olan kazanan tarafta olmak. Bedeller ödenir, kazanınca her şey değişir…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ