Müslümanların iki kutsal dini bayramı vardır. Bunların birisi Ramazan diğeri Kurbandır. Bu ikisi dışında kalan bayramlar insanlara bazı olayları ve günleri hatırlatmak veya anmak için ilan edilen günler ile milli ve suni bayramlardır.
Dini Bayramların ruhları kuşatan özelliği, yeryüzünü kucaklayan ve kuşatan güzelliği, gökyüzüne ulaşan yüceliği, barış ve kardeşliği ilan eden evren kadar bir genişliği vardır.
Bu bayramlar insanı Allaha kulluğa ve O’na yakınlaşmaya çağırır. İnsanları tüm yaratılan varlıklara karşı şefkat ve merhamete, barışa ve huzura, dostluğa ve dayanışmaya davet eder.
Bu bayramların atmosferini hissedemeyenler Ramazan Bayramını; ‘’Şeker Bayramı’’, Kurban Bayramını, ‘’ Et yeme bayramı’’ olarak anlayan kendi kültür ve medeniyetine yabancılaşmış insanlardır.
Bir milleti yıkmanın en kestirme yolu onun dinini, dilini, kavramlarını örf adet ve kutsallarını değiştirmekle başlar. Bizde bu ise; İslam Medeniyet ve Kültürü düşmanlığıdır.
Ramazan ve Kurban Bayramları Müslüman milletimizin, coğrafyamızın ve tüm ümmetin birlikte kutladığı umut ve sevinç dolu ortak günlerdir.
Kurban kesmek hali vakti yerinde olan Müslümanlar için vaciptir. Hali vakti yerinde olmayanların ise kesilen kurbandan bir pay hakkı vardır.
Kurban keserek Allaha yakınlaşmak istiyorsa insan sadece en iyi kurbanlık almak ve kurban kesmekle kalmamalı. Hayatının her kesiminde şunları almayı unutmamalı;
Annenin babanın ve büyüklerinin /Kimsesiz, mazlum ve şehit ailelerinin/ Yaşlıların ve ihtiyaç sahiplerinin/ Fakirin fukaranın, garibin gurabanın kalbini ve gönlünü almalı. Bilhassa; yetim ve şehit çocuklarını yedirip içirip, giydirip, sevindirip onlara babalık, annelik, ağabeylik, koruyuculuk ve kardeşlik yapıp onların dualarını almalı.
Bu ve bunlar gibi yardıma, desteğe, şefkate, sevgiye muhtaç insanların gönlünü ve dualarını almazsan kime ne alırsan al. Hiç birinin onlar kadar kıymeti yoktur.
Gönül almayan her eylem ve söylem saman alevi gibidir. Tutuşur, harlar ve söner. Geride bir köz, öz ve iz bırakmadan yok olur gider. Yunus’ un ifadesiyle;
Bir gönül’ü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hakk’ı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Müslümanım olan herkes sadece Kurban Bayramında değil, her zaman şunları mutlaka kesmeli;
Kul hakkı ve haram yemeyi/Yalan söylemeyi/ Gıybet, dedikodu ve iftira etmeyi/Zalime yardım ve yataklık yapmayı/ Allah düşmanlarını sevmeyi ve desteklemeyi/ İkiyüzlülük ve münafıklık etmeyi ve edenlerle dostluk yapmayı/ Kafirlere karşı yumuşak ve sempatik olmayı, Müslümanlara karşı sert ve düşmanca davranmayı kesmeli.
Bunları kesmez isen; ne kesersen kes. Hiç birisi bunlar kadar değerli ve kıymetli değil.
‘’Yılda bir Kurban keser Halk-ı alem ıyd içün
Dem be dem, saat be saat, men senin kurbanınem’’
diyen Fuzuli gibi Rabbim bizleri; İbrahimi bir iman, İsmaili bir teslimiyetle sözünde duran kendi davasına ve yoluna adanmışlardan eylesin! Bunları yapabildiğimizde gerçekten bayramlar Bayram olur, Bayram anlamının içi doldurulmuş olur
Bayramımız hayırlı, günlerimiz mutlu, geleceğimiz aydınlık olsun! Rabbim; hepimizi Bayramlarda kesmemiz gerekenleri kesen, almamız gerekenleri alanlardan eylesin!
Arif Altunbaş, Haber 7