Arif Altunbaş
Türkiye’nin geçmişin de olduğu gibi, bugününde de devletin ve milletimizin dini, tarihi, kültürü, gelişimi ve geleceğiyle ilgili konularda CHP emperyalist güçlerin taşeronluğunu yapmış ve hala yapmaya devam ediyor.
Cumhuriyeti Kuran irade, İslam Medeniyet ve Kültürü düşmanı bir avuç kıblesini değiştirmiş azınlık bir gurup değildi. Milletimizin din, vatan, namus ve şerefini batılı emperyalistlerin işgal ve istilasına karşı durup savaşarak bu yolda gazi veya şehit olan halkımızdı.
Cumhuriyet bin yıldır süregelen devlet geleneğimizin devamı olarak Osmanlının yıkıntıları ve külleri üzerinde, yine aynı devletin vefakâr ve cefakâr evlatları tarafından kuruldu. Kuruluş düşünce ve felsefesinde İslam, tarih, coğrafya ve medeniyetimizden kopma, batı medeniyetine uşaklık etme, Haçlılara yanaşma, onlardan olma düşüncesi ve anlayış yoktu. Onun kuruluş felsefesinde bin yıldır süregelen ‘’Devlet-i Ebet Müddet ve Nizamı Âlem’’ davası ve düşüncesini devam ettirme idealleri vardı.
Birinci Meclis, 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanmış, 1 Nisan 1923’te yeni seçim kararı alarak 15 Nisan 1923’te son oturumunu yaptı. Daha sonra yeni seçilen/atanan milletvekilleri Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu meclisi olarak kabul edildi. Yani Cumhuriyeti kuran bir kişi, bir grup, bir parti ve ideoloji değil milletimizin kendisiydi.
Türk, Kürt, Arap, Çerkez vs. bu ülkede yaşayan Müslüman halkımız hep birlikte Cumhuriyetin kurulmasına karar ve onay verdi. Cumhuriyeti kuran ve daha sonra İstiklal savaşını veren de Osmanlı askeri ve evlatları olan halkımızdı.
Cumhuriyet kurulduğu tarihte ortada CHP diye bir parti yoktu. Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet kurulduktan 139 gün sonra 9 Eylül 1923 te kuruldu. Daha kendi kuruluşunu yapmayan bir parti Cumhuriyeti nasıl kurmuş olabilir? CHP’ lilerin ‘’Cumhuriyeti biz kurduk’’ iddiaları halkçılıkları gibi kuyruklu bir yalandır.
Cumhuriyetin kuruluşunda CHP’ nin 6 Oku, ideolojik görüşü, duruşu ve batıcılığı gibi milletimizin bin yıllık geçmişine, din, tarih, ahlak, kültür ve medeniyet kotlarına ters düşen bir anlayış yoktu.
CHP ‘nin batılılar gibi yaşama, onların hukuk sistemi ve ahlak yapısına göre milletimizi şekillendirilme politikaları, tepeden inme değişim ve devrim dayatmaları asla Cumhuriyeti kuran milletin iradesi ve kararı değil iktidarı elinde tutan o zaman ki entrikacı ve darbeci zihniyetin eseriydi. Cumhuriyetin kurucu iradesinin sahibi olan Müslüman halkımız İslam dışı değişim ve devrimlere hep karşı çıktı. Bunlar da hep isyan denilip zorbalıkla bastırıldı.
Cumhuriyetin kuruluşundan bir müddet sonra CHP yönetiminin merkezindeki yöneticiler milletle dalaşmaya, halkın iradesine ve kutsallarına karşı savaşmaya başlaması azınlığın çoğunluğa tahakkümüydü. Bu partinin içi başka dışı başka ideolojik çizgi ve duruşu kuruluşundan bu yana açık veya gizli batının içimizdeki eli ve politikalarıdır. Bu taşeron anlayış bugün milletin ve devletin varlık ve birliğini bir virüs gibi içten kemiren, bir düşman gibi alenen tehdit eden apaçık bir tehlike haline gelmiştir.
Devletin ve milletin iç ve dış düşmanlarıyla ittifak kuran, her ne pahasına olursa olsun onlarla beraber olan, Türkiye’yi her fırsatta düşmanlarımıza şikâyet eden, milletimizin birlik ve beraberliğine, yerli ve milli duruşuna karşı çıkan bunlardır. PKK ve onun gibi terör örgütleriyle birlikte çalışan, Alevi Sünni, Türk Kürt, laik anti laik çatışmasını sürekli kaşıyan, çıkaran ve destekleyenler bunlardır.
1960, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat Post modern darbesi, Batı Çalışma gurubu, Cumhuriyet Mitingleri, Gezi olayları, 15 Temmuz kalkışması, PKK ve siyasi uzantılarıyla içli dışlı ilişkiler, devlet başkanına karşı kılıç gösterisi yapan darbe heveslileri, Cumhuriyet tarihinde ülkemiz ve milletimiz adına yapılan birçok hayırlı, faydalı faaliyet, yatırım ve atılımlara karşı çıkmak hep CHP nin politikaları olmuştur.
Türkiye’ deki fitne ve şer güçler, Türkiye düşmanı hareketler, ihanetler, ikiyüzlülükler, yalan ve iftiralar bu partinin politikalarının eseridir. Akidesi bozuk bir ideolojinin, kıblesi değişik bir duruşun, katıksız bir kibrin, gözü dönmüş siyasi ihtirasların partisi olan CHP milletimiz için bir sorun olmaktan öte ve ileri, en az PKK kadar bertaraf edilmesi gereken akut bir tehlikedir.
Son kullanma tarihi geçmiş çürümüş ve kokuşmuş ideolojisiyle bu parti Hindu’ nun mukaddes ineği gibi dokunulmaz olmaktan çıkarılmalıdır. Devlet ve milletin sırtına saplanmış bu altı paslı ok sökülüp tarihin çöplüğüne atılmalıdır.
Türkiye, CHP ve DEM gibi Cumhura hıyanet partileri kamburu ve fitnelerinden kurtulmadıkça elleri ve ayaklarına dolaşan emperyalizmin zehirli yılanıyla başı her zaman dertte olacaktır. Bunlar sadece siyasi partiler değil, ülkemiz ve coğrafyamıza karşı emperyalizmin Türkiyedeki batı patentli ideolojik ileri karakolu ve temsilcileridirler. Bunlar ve bunlar gibi partilerin kapatılması devletin ve milletin hayrına ve yararınadır.
Yalan, iftira, ikiyüzlülük ve karakteri ihanet olan partilerden milletimize ve devletimize asla bir fayda gelmez. Onları korumak, kollamak, yaşatmaya çalışmakta ihanetin ta kendisidir. Demokrasi, her pisliğin ve ihanetin bulaştığı, karıştığı, barıştığı iki tarafı kirli bir değnek ve dayanak, düşünce ve yönetim tarzımıdır?
Arif Altunbaş, Haber 7