4 yıl önce bugündü.. Türkiye’nin askeriye, eğitim, sağlık, hukuk, emniyet kadrolarına yayılan, dahası bütün Türki Cumhuriyetlerde, diğer bazı ülkelerde yapılanan hain bir örgütün, İslam Aleminin en büyük hamisi olarak görülen Türkiye’ye karşı ayaklanmasını yaşamıştık.
Türkiye’yi önlerinde bir engel olarak görenler son çare olarak içerideki FETÖ yapılanmasını kullanarak Türkiye’yi içeriden yıkmayı, sonrasında da bölgede bloke etmeyi amaçlamışlardı.
15 Temmuz darbe girişimi bu ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılmıştı. Çünkü en büyük engel oydu. Onlara göre Erdoğan olmasaydı zaten 15 Temmuz’a gerek kalmayacaktı. Erdoğan’sız bir Türkiye rotasını şaşırır, daha fazla ileriye gidemezdi…
Ancak bu darbeyi planlayanlar iki önemli noktayı gözden kaçırmışlardı. Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkesinden kaçmayıp milleti ile bütünleşmesini ve de bu milletin ta kendisini…
Recep Tayyip Erdoğan telekonferansla bağlandığı bir TV’de milletini sokaklara, meydanlara davet etti, birlik ve beraberlik içerisinde bu darbe girişiminin geri savrulmasının ancak bu şekilde olabileceğini söyledi.
Millet için onun tek bir sözü yeterdi. O gece milyonlar meydanları doldurdu. Darbecilerin emellerine ulaşmasına izin vermedi…
Kimisi tankların önüne yattı, kimisi tankların üzerine çıktı tankın namlusunu tıkadı, kimisi terlikle F16 kovaladı, kimisi tarlasını yakarak F16′ların görüşlerini bozdu… Kimisi mecliste nöbet tuttu, kimisi de Boğaz’da geçit vermedi… Daha birçok yiğitlik…
Saymakla bitmez o gün yapılan cengaverlikleri, yiğitlikleri… Demokrasiyi korumak lafta… Millet demokrasi için değil, din için bayrak için, ezan için çıktı meydanlara… 251 şehidimiz bunun için meydanlardaydı… İki bini aşkın gazimiz bu uğurda canını hiçe saymıştı…
Aradan 4 yıl geçti… Türkiye 4 yılda çok büyük bir değişim yaşadı. Türkiye’yi kendi topraklarına yeniden hapsetme hayalini kuranlar aslında BÜYÜK TÜRKİYE’NİN FİTİLİNİ ATEŞLEMİŞLERDİ.
BATI’dan, NATO’dan kopmak üzere olan Türkiye’yi kendi rotalarından çıkarmak istemeyenler 4 yıl sonra bugün bambaşka bir Türkiye ile karşı karşıyalar…
Türkiye bugün hem Akdeniz’de hem de Avrasya’da çok büyük bir aktör haline geldi. BATI’dan kopan Türkiye kendine Doğu’da yer edinmeye başlamıştı. Çin ve Rusya’nın da yer aldığı Avrasya Bloğu, Batı Bloğunun karşısına duvar gibi dikildi…
Bu Derin ABD’nin daha saldırgan olmasına neden oldu. S-400′lerin teslim alınmasıyla ABD’nin tamamen düşman ilan edilmesi ve Türkiye’nin blöf yapmadığı gerçeği BATI’nın yüzüne tokat gibi vuruldu…
Çin-Rusya-Türkiye’nin arasındaki sağlam ilişkiler blokların da netleşmesinin önünü açtı. Derin ABD-PENTAGON artık Türkiye’nin ve ilişki içerisinde bulunduğu bütün tarafların karşısında…
…Hayır görünen şeylerde şer, şer görünen şeylerde hayır vardır. 15 Temmuz Türkiye’nin nezdinde bir şer gibi görünüyordu. Ancak çok geçmeden, Allah, Türkiye’yi dünyanın merkezine taşıdı.
Suriye’de çok büyük operasyonları başarıyla sonuçlandırdık. Akdeniz’in bekçisi pozisyonunda olan Libya’ya gittik orayı dünyayı çatıdan ama derinden yönetme amacında olanlara teslim etmedik. Şu an Libya’da en güçlü ülke Türkiye.
Kim ne diyecek demeden, 567 yıl önce kılıç hakkı olarak camiye çevrilen, 86 yıldır da müze olarak kullanılan Ayasofya’yı asli kimliğine dönüştürdük ve cami olarak hizmete açtık. Dünyada da kimsenin gıkı çıkmadı. Çıkamaz da. Çünkü Türkiye artık çok güçlü, Türkiye’nin bu adımları atmak için elinde çok büyük kozlar var…
Düşünün bundan 10 yıl önce Türkiye, Ayasofya’yı açmaya kalksaydı dünya bugünkü sessizliğe bürünür müydü? Elbette ki hayır. İşte bu GÜCÜN ta kendisi… Tabi biz bunları anlamakta çok zorlanıyoruz. İçeride ve dışarıda olan bitenlere dar bir pencereden bakıyoruz.
Türkiye’nin gerek içeride gerekse de dışarıda verdiği mücadeleye bulunduğumuz coğrafya, siyasi parti değil sınırlar ötesi olarak bakarsak dünyanın çatısında, devler liginde oynanan oyunu daha iyi anlarız. Çatıda oynanan maçın as oyuncunun TÜRKİYE olduğunu görmekte de zorlanmayız.
Bu düşüncelerle son olarak 15 Temmuz Şehitlerimizi rahmetle anıyor, mekanlarının cennet olmasını, o gün verdikleri mücadelenin Türkiye’mize rehber olmasını diliyor, gazilerimize sonsuz şükranlarımı sunuyorum…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ