Avrupa Birliği’ni (AB) tehdit eden sorunlar, ekonomik, siyasi, sosyal ve jeopolitik alanlarda yoğunlaşıyor. Birlik devletlerinin kurtarıcı ve koruyucu meleği (!) ABD’nin baskısı ve kontrolü altından kurtulmadan, AB’nin bu sorunlardan kurtulması mümkün görünmüyor.
AB devletlerinin her şeyden önce kendi içinde bir bütünlüğe, lidere, dayanışmaya ve güvene ihtiyacı var. Avrupa Birliği’nin en güçlü devletleri İngiltere, Fransa ve Almanya bu sorumluluğu yerine getiremedi. Sorun, üçünün de lider olma hırsı ve bunun için birbirlerinin ayağına bağ olmaları.
Zaten tarih boyunca sürekli birbirleriyle rekabet, çekişme ve savaş yapmış uluslar bunlar. AB diye bir birlik kurdular ama gerçekten bir birlik olamadılar. Bu durumdan bir fayda elde edemeyen İngiliz Tilkisi, kısa yoldan kurnazca buradan ayrıldı. Almanya Kurdu ve Fransız Çakal’ının birlikte ortaya koyabileceği ciddi bir çözüm yok. Batı Avrupalı devletler, İkinci Lig’de oynayan oyuncular zaten. Doğu Avrupa ve Balkanlardaki devletlerin ise ayakta durmaları için yardıma ihtiyacı var; nasıl olur da bu birliğe liderlik edebilirler?
Amerikan Aslanı bu durumun farkında. AB gibi dünya çapında büyük bir ekonomik potansiyel ve üretim merkezini kendi elinden kaçırmak istemez. Onların enselerinde Demokles’in Kılıcı gibi durmayı ister tabii ki.
Trump’ın buyurgan ve tepeden bakan tutum ve davranışlarına baktığınızda, NATO ittifak üyeleri ve AB ticari ortaklarına değil, kolonyal valilerine emir eder gibi davrandığını görürsünüz. Medya önünde Ukrayna Başkanı Zelensky’yi bel altından vurarak pataklaması, tüm dünyayı hayrete, AB ülkelerini de dehşete düşürdü. Çünkü onlar mutlaka bir gün sıranın kendilerine de geleceğini çok iyi biliyorlar.
AB-Amerikan ilişkilerine benzeyen güzel bir fabl hikâyesiyle yazımızı sürdürmek isterim:
Aslan, Kurt ve Tilki
Aslan, Kurt ve Tilki birlikte arkadaş olup avlanmaya çıkarlar. Avdan sonra belirledikleri bir yerde avı bölüşmek için buluşacaklardır. Avlayabilecekleri hayvanlar aranır ve bulunur. Tilki bir horoz, kurt bir koyun, aslan ise bir eşek avlar ve buluşma yerine getirir.
Aslan, Trump gibi kibirli bir tavırla kurda, “Şu avları adaletli bir şekilde pay et,” der. Kurt elini vicdanına koyarak, “Efendim, horozu tilkiye, koyunu kendime, eşeği de size pay ediyorum,” der demez aslanın gözü öfkeden kan çanağına döner. “Bu ne biçim pay böyle!” diye gürler ve bir pençede kurdu paspas gibi yere serer. Kurt yere uzanmış, can çekişmektedir.
Aslan bu sefer tilkiye dönerek, “Haydi bakalım, senin adaletini görelim şimdi de,” der.
Tilkinin korkudan dizinin bağı çözülmüştür. İçinden hızlıca bildiği bütün duaları okur. Ve sonra, “Sevgili kralımıza sabah kahvaltısı için horozu, öğle yemeği için koyunu ve akşam yemeği için de eşeği pay ediyorum, afiyet olsun,” der.
Aslan tilkiyi tepeden aşağı süzer, “Aferin, sen bu adaleti nereden öğrendin böyle?” der. Tilki, asayişin berkemal olduğunu görünce aslanın karşısında yılışarak, “Yerde yatan kurttan,” diye cevap verir.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, ekonomik krizler ve pazar alanlarının daralmasından çıkmıştır. Şu anda Avrupa ve ABD, ekonomik büyük bir krizin içindedir. Kedi acıkınca yavrularını yediği gibi, ABD şimdi Avrupa ve dünyada ne bulursa yemek için bahaneler üretiyor, tehditler yağdırıyor.
Batı medeniyetinin genlerinde bulunan bu anlayış, onun Antik Yunan ve Roma’dan devraldığı en büyük kültür ve mirastır. Batının işgal, istila, sömürü, kolonyalist ve emperyalist bu karakteri, bütün varlığı, sıfatları ve çıplaklığıyla bugün Batı devletlerinin, ABD ve Trump’ın şahsında görülüyor. Bu durum, Batı medeniyetinin çürüyüş ve kokuşu ile uygarlığın çöküşünü haber veriyor.
Tarihin her döneminde insan, vahiyden ve peygamber çizgisinin ilahi değer ve ölçülerinden kopunca; kendi yıkılış ve yok oluşunu da hazırlıyor. Şımarıklığı, azgınlığı, hukuk ve ölçü tanımazlığının bedel ve faturasını, kendisiyle birlikte bu haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında sessiz kalan insanlara da ödetiyor.
Ukrayna’yı Rus ayısından kurtarmak isteyen Avrupalılar, önce kendilerini Amerikan belasından kurtarmalılar ki Rus saldırganlığı ve yayılmacılığının önüne geçebilsinler. Başta Almanlar ve sonra tüm Avrupalılar, kölelik zincirlerini kırmadan özgürlük savaşını kazanamayacaklarını kafalarına iyice koymalılar.
Batı ittifakına bağlı ve ona öykünen bizdeki Batı hayranları, önce ABD-AB arasındaki pay bölüşümünden büyük dersler çıkarmalılar. Kimse Türkiye’nin sadece Türkiye’nin sınırlarından ibaret olduğunu sanmamalı. Türkiye’nin kendisinden daha büyük bir coğrafya’ ya ait ve sahip olduğunu asla unutmamalı.
Bir millet işgalcilerin, yağmacıların, sömürgecilerin karşısında ancak, milli ve yerli bir ruh ve duruşla ayakta kalabilir. Elden gelenin bereketi olmaz ve o da zamanında bulunmaz.
Arif Altunbaş, Haber 7 ‘ den